3

9.7K 825 279
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

✗

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.





jeongguk: ve dün yine hüzünlü bir şarkı söyledin

jeongguk: hiç mi mutlu olmazsın sen?

roseanne: Eğer hüzünlü şarkı söylüyorsam bu mutlu olmadığım anlamına mı gelir?

jeongguk: evet tam da öyle

jeongguk: yani eğer dondurma sevmiyorsan dondurma yemezsin, eğer çikolata seviyorsan çikolata yersin. dondurma sevmediğin halde hiç kimseye dondurma istiyorum diyemezsin, ve eğer çikolata seviyorsan çikolata alerjin var diye insanları kandırmazsın.

roseanne: Anlamak için iki kere okudum

roseanne: Senin düşüncen

jeongguk: o zaman hep hüzünlü şarkıları söylerken neden ağlıyorsun?

roseanne: Şarkıyı yaşıyorum

jeongguk: ve sanırım ben de bunu yiyecek olan kişi konumundayım

roseanne: Hangi konumda olduğunla ilgilenmiyorum

roseanne: Benim hayranım olduğunu söyledim ve bunun için seninle saygılı konuşmaya çalıştım.

roseanne: Fakat şarkılarımı, şarkılarımı söyleme tarzıma, hangi tarzda şarkılar söylediğime bu kadar laf edeceksen ve eleştireceksen sana görüldü atmakla yetineceğim ve eğer sinirimi bozarsan engeli kıçına basacağım.

roseanne: Dışarıdan göründüğü kadar tatlı bir kız değilimdir.

jeongguk: dışarıdan tatlı göründüğünü hiç düşünmüyordum

jeongguk: ve hayranın olduğum için saygı gösterme olayına gelirsek. hayranın olmam ya da olmamam benim kim olduğumu değiştirmez

jeongguk: eğer benden hoşlanmıyorsan, hoşlanmıyorsundur ve engeli kıçıma basmalısın

jeongguk: sana olan hayranlığım seni durdurmamalı. çünkü bu benim duygularım ve sen de aynı duyguları beslemek zorunda değilsin.

roseanne: Sen baya baya beni engelle diye bana gaz veriyorsun

jeongguk: böyle bir şeyi yapmıyorum sadece düşüncelerimi söylüyorum ve lütfen aptal cesaretim yüzünden beni engelleme.

roseanne: Bir daha şarkılarımı söyleme tarzımı eleştirirsen engeli yersin

jeongguk: şarkılarını söyleme tarzını eleştirmiyorum

jeongguk: sadece neden bu kadar hüzünlü olduğunu merak ediyorum.

roseanne: Nasıl hüzünlü?

jeongguk: yani böyle oyuncağı elinden alınmış küçük çocuk gibi değil de, daha derin, daha dipsiz gibi. sanki bütün dünyanın yükü omuzların da ve sen onları taşıyarak mutlu bir hayat yaşamaya çalışıyorsun ama omuzlarındaki dünya o kadar ağır ki yorgunluktan gülümseyemiyorsun bile.

roseanne: Fazla dizi izliyorsun.

roseanne: Gerçek dünya burası ve sana bir şey söyleyeyim

roseanne: Gerçek dünyada söylenen hiçbir söz, yapılan hiçbir haraket ciddiye alınmaz. Hiç kimse altında yatan sebebi aramaz ve kendisininkini neden göremediklerini merak eder durar

jeongguk: buranın gerçek dünya olduğunu biliyorum.

roseanne: Hiç sanmıyorum

roseanne: Benim şarkı söyleme tarzıma bu kadar kafa yormamalısın, çünkü içimde sana karşı merak uyandırıyorsun ve ben de senin beni anladığın gibi bir derdin olduğunu ve benim de onu bilmem, dinlemem gerektiğini hissediyorum

roseanne: Ve sonra bunu bilerek yapıp yapmadığını merak ediyorum

jeongguk: hüznünün sebebini gerçekten merak ediyorum

roseanne: Merak ettiğini sanıyorsun ama aslında kendi sıranı bekliyorsun

jeongguk: ne sırası?

roseanne: Bilirsin, insanlar konuşurken sırasıyla konuşurlar ve senin konuşman için benim lafımın bitmesini beklemek zorundasın. Çoğu kişi karşısındaki sırf kendi sırası hızlı gelsin diye dinliyor, merak ettikleri için değil

jeongguk: ya gerçekten merak ediyorsam?

roseanne: O zaman ölüme birkaç günüm kaldığını düşünmek zorunda kalacağım

jeongguk: niye böyle alakasız bir şeyi düşünesin ki?

roseanne: Çünkü çoğu kişi karşısındaki ölünce söylediklerini gerçekten dinler ve merak eder

jeongguk: beni tanımıyorsun

jeongguk: öyle olup olmadığını bilmeden yargılıyorsun.

roseanne: Haklısın.

rosanne: Ama ben bile öyleyken senin farklı olmanı beklemek boşa kürek çekmek olurdu

rosanne: Fakat benim amacını anlayacak kadar uzun zamanım yok

jeongguk: ölecek misin?

rosanne: İnsanın zamanı bitmesi demek yaşamını sonlandıracak anlamına gelmiyor

jeongguk: düşündüğümden daha da hüzünlüsün

jeongguk: biliyor musun dilsiz olmayı dilerdim

rosanne: Neden?

jeongguk: sıramın asla gelmeyeceğinin farkında olarak sonsuza kadar seni merak ettiğim için dinlerdim ve sen bana inanırdın.

rosanne: Burası Hollywood değil, küçük bir kasaba.

rosanne: Sen dilsiz değilsin, muhtemelen ünlüsün. Çünkü ünlüler hakkında bu kadar dolu olman bunu kanıtlıyor.

rosanne: Ben peri masallarının içinde yaşayan aptal prenses değilim, beyaz atlı prensi bekleyecek kadar zamanım yok.

rosanne: Ve sana inanmıyorum.

prayer's rotten shelter, [rosekook]Where stories live. Discover now