31

4.7K 489 132
                                    



"Çok üzgünüm, üzgünüm." Hızla önüme çıkan insanaları özür dileyerek yarıp sahnenin arkasına koşmaya başladım. Acelem vardı çünkü geç kalamazdım. Geç kalırsam bazı şeyleri kaybederdim.

Bugün konser günüydü. Az önce Bts konserdeydi. Ve konser yarıda kesilmişti.

Etrafımdaki insanların şaşkınlıkla ve hayretle fısıldaşmalarını ve konuşmalarını duymamaya çalışarak daha hızlı adımlarla koşmaya başladım. Sahnenin arkasına vardığımda çocukların tükenmiş bir halde bazılarının koltuklara yayılmış, bazılarının ise ortada bir ileri bir geri yürüdüğünü gördüm.

"Batırdık." dedi Namjoon beni gördüğünde.

"Tümüyle batırdık hem de." Yoongi kafasını ellerinin arasına almış koltukta öylece oturuyordu.

"Peki, Jungkook nerede?" diye sordum endişeyle. Çünkü bu odada sadece Jungkook yoktu. Herkes çektiği acını dışa bu kadar vururken, o yalnız başına neredeydi, ne yapıyordu?

"Kendisinin ayağı takılıp Jin'in üzerine düşmesiyle ve sahnen dekorlarını devrilmesiyle alakası olduğu için kendini suçlu hissediyor," diye konuştu Taehyung. "Yalnız kalmak istediğini söyledi."

Bu zaman bakışlarım Jin'e kaydığında ayak bileğinin sarıldığını gördüm. Ayak bileğini mi yaralanmıştı?

"Bence onu bulmalısın." dedi Jin gülümseyerek. "Sonuçta dünyanın sonu değil. Tekrardan çıkacağız sahneye ve herkesten özür dileyeceğiz."

"Her şeyi mükemmel yapamayız ki," Jimin kanayan burnuna peçete tıkıştırarak konuşmaya girdi. "Her şeyi mükemmel yapamasak bile hep birlikte yapmalıyı. Dünyanın en berbat konseri bile olsa o sahneye birlikte çıkacağız."

"Hem hâlâ umudunuz sizin yanınızda," diyerek bağırdı Hoseok ve göz kırptı.

Onları onaylayıp merdivenleri hızla çıkmaya başladım. Nerede olabilirdi? Nereye gitmiş olabilirdi?

Ben Jungkook olsaydım nereye giderdim ki?

Açıkcası ben Jungkook olsaydım benim soyunma dolabıma saklanırdım. Hiç kimsenin beni bulamayacağı bir yerdi, tabii benden başka. O zaman benim onu bulmamı istiyor olmalıydı.

Daha hızla koşmaya başladım.

Koşarsam yetişebilir miydim ona? Eğer daha hızlı koşarsam kaybettiğim her şeye yetişebilir miydim?

Geçmişte daha hızlı koşsaydım ona yetişebilir miydim?

Ayağım takılarak yere düştüğümde ellerimi öne verdim ve dizlerim üzerinde yere düştüm.

Koşsam bile geçmişe yetişemiyordum.

Koşsam bile kaybettiklerimi geri getiremeyecektim.

Koşmak, geç kalınmışlığı telafi edemiyordu.

Ayağa kalkarak tekrardan koşmaya başladım. Geçmişi geri getiremesem de onun mutlu anılarıyla yaşamak güzeldi. O nasıl giderken beni onu acıyla hatırlamam için arkasında bıraktıysa, ben Jungkook'a aynısını yapmayacaktım. Onu kırmadan yavaşça gitmeliydim. Hayatı boyunca benim yüzümden acı çekmesini istemiyordum.

Soyunma odasının kapısını açarak içeri girdiğimde oda hem karanlık hem de boştu. Hayal kırıklığına uğramıştım.

"Eğer buradaysan elma dersem çık, armut dersem çıkma." diye odanın içine doğru bağırdım. "Armut." Dilimi ısırdım. "Yanlış oldu ağız alışkanlığı. Tekrardan sana sesleneceğim. Elma!"

prayer's rotten shelter, [rosekook]Where stories live. Discover now