🌺01🌺

9.5K 494 420
                                    

🌺

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🌺

Bazen insan iki dakikayla bazen de iki saniyeyle kaybeder;
Ben senle kaybettim.


🌺

Gökyüzü.
Yerini zaman zaman ay ve güneşin değiştiği zemini hep aynı kalan vazgeçilmez hint kumaşımızdır. Bazense karanlığı, aydınlığa saklayıp rol yapan yoldaşımızdır...

"Ari~! Hadi gel de şunları Bayan Kim'e götür." Elimdeki çiçek desenleri ile işlenmiş tahta tarağı son bir kez siyah saçlarım arasından geçirip aynamın üzerine koydum.

"Geliyorum." Hızlı bir şekilde bandanamı da bağlamaya çalışıp yere bıraktığım hasırdan yapılmış sepetimi koluma takarak odamdan çıktım. Sürgülü kapıyı elimle iteleyip mutfağa geçtiğimde büyük annem elinde tuttuğu bir başka sepeti bana uzattı. "Bunları Bayan Kim'e güzelce ulaştır. Dönerken de bahçeden biraz ıspanak topla bugün çorba yapacağım." Elindeki küçük mendille örtülü sepeti alıp, yaşının verdiği tecrübelerin yüzünde edindiği izlere baktım usulca.

"Bugün yine çok güzelsiniz Myeon-sshi~!" Yüzündeki çökük ve baygın bakan ifadeyi yalan sinir aldığında eli ile beni başından savmaya çalıştı. "Aman seni deli kız. Git şuradan hadi. Daha bahçeyi sulayacağım." Hızlı adımlarla bahçe kapısına ulaştığımda kenardan duran babetlerimi elime alıp kapının önüne koydum. İki elimdeki sepetleri de kenarlarına koyup yerden doğrulup babetlerimi giydim. "Kendinizi çok yormayınız lütfen Myeon-sshi~!" Bir türlü adını söylerken yapamadığım gibi aegyo yapamadan duramıyordum. O gerçekten bir pamuktu.

Sepetleri birer birer kollarıma aldığımda toprak zemini geçmek için yürümeye başladım.

Baharın gelişi ile beraber güzel kokulu çiçekler açmış çevreye güzel tonlar ve kokular hakim olmaya başlamıştı. Gözlerimi kapatıp derince bir nefes çektim içime. Bu saatleri ve bu saatlerde ki havayı seviyordum.

Elbisemin eteği uçmasın diye giydiğim çiçekli elbisemin önüne çektim sepetlerden birini. Saçlarım ise sağdan sola uçuşuyor ilk önce hangisi gözüme girecek onu yarıştırıyorlardı. Fakat yine de dudaklarımdaki bu güzel ve mayhoş gülümsemeyi bozamazlardı.

Etraf, piyanonun üzerinde usulca gezinen usta bir el kadar huzurlu ve yumuşaktı. Çevredeki tek tük evlerin arasından yokuş yukarı olan caddeye geldiğimde derin bir nefes verdim. Her sabah bu yolu çıkmak benim için günün en zor zamanlarıydı. Üstelik kollarımdaki artı yükleri sayarsak gayet de zordu.

Rüzgarın estiği yöne zıt bir tepeye tırmanırken bu sefer rüzgar saçlarımı geriye doğru ittirmeye başlamıştı. Gülümsedim. Bu hava beni hep gülümsetirdi. Mutlu olmamak için bir sebep yoktu. Eğer güne huzurla uyanabileceğiniz bir büyük anneniz varsa ve başınızı sokabileceğiniz bir çift kol, o zaman dünyanın en mutlu insanısınızdır demektir.

ᴋᴀᴛᴀᴏᴍᴏɪ 🌺 ᴊᴊᴋWhere stories live. Discover now