| trabajo

210 24 24
                                    

"Güzel."

"Demek kelimelerim size bir iltifat gibi geldi..."

"Çok mu fazla resmîsin? Ya da çok mu zırvalıyorsun?"

"Beni burdan çıkar."

Güldü.

"Gülme."

Daha çok güldü.

"Sana gülme dedim!"

Ve güldü.

"Şunu kes! Alay etme benimle!"

Sonra tekrar bir rüzgar hissettim yüzümde. Kapı kapanmış ve yok olmuştu.

"Çıkar beni buradan adi herif!"

Kitlenme sesi duyuldu. Yerden kalkmaya çalıştım ve geldiğim yere yöneldim. Kapı aralığına kafamı yasladım.

"Beni burada tutarak elde edebileceğin hiçbir şey yok. Anladın mı?!"

Ve geri çekilip yürüyerek oturacak bir yer bulmaya çalıştım. Beş dakika sonra dönen deri bir koltuk bulup üstüne oturdum.

Böyle nereye kadar çekecektim bilmiyorum ama ellerim şimdiden acımaya başlamıştı.

|||

#

"Gözlerimi açıyorum..."

Kapı kilit sesi odanın içinde dolaştı. Sonra bir şarkı mırıldanma sesi.

"Her gün kafama seni çizmeye çalışıyorum..."

Kesik kesik şarkı söyleyerek odanın kapısını açtı Jaehyun. Uyuma moduna geçmiş  Dongyoung'a güldü.

"Ama ulaşamıyorum..."

Hafif iki ses çıkarttı Dongyoung. Gözleri kapalı olduğu için uyanması belli olmadı.

"Ve kalbim parçalanıyor."

İlerleyip masanın önünde durdu.

"Çünkü o yok, kalk."

Dongyoung ses vermedi. Omzundan sarstı ve kaldırmaya çalıştı. Çok geçmeden bir darbe aldı tam burnunun ortasına Dongyoung'tan. Ve kaçabileceği yer varmış gibi hızla kaçmaya çalıştı evden Dongyoung.

"Akşam çalışan yok sanma! Hepsi dışarıda. Gözlerin kapalı, ellerin bağlı nereye kaçmaya çalışıyorsun? Kovarsam seni başka işin başına getirttiririm. Daha çok acı çekersin."

Dongyoung merdivenlerin başında az kalsın düşüyor iken arkasından gelen Jaehyun belinden tuttu.

"Kovuldun."

İleriye getirdikten sonra, ellerini belinden çekti. Kısa bir soluklanmanın ardından Dongyoung konuştu.

"Benim burada ne işim vardı ki kovuldum?"

"Senin buradaki tek işin hapis hayatı yaşamaktı. Şimdi, işin..."

"Yuta beni evde bulamayınca polise haber verecek. Nereye kadar sürecek?"

"Tatmin etmek olacak."

"Polisçilik mi oynuyorsun?"

"Polisçilikten daha fazlası. Odada şampanya partisi vardı. Ne dersin yeni işine orada başlamaya?"

"Yeni işim asla olmayacak."

Kolundan tutup farklı bir yere doğru sürükledi Dongyoung'u.

"Karım yok... farkındasın değil mi?"

"Sen bir cani olduğundan yok."

Kolunu savurmaya çalıştı Jaehyun'un.

"Ne kadar direnirsen diren işini bir gün yerine getireceksin."

Bir odaya attı. Kapıyı kilitledi.

"Beni burada tuttuğun için teşekkür ederim. Kılıma dokunamayacaksın. Sana söz."

Kilitli kapının önünden içeriye doğru konuştu Jaehyun.

"Ben de sana yemin ederim ki benim olacaksın bana bunları yaşatmanın bedeli olarak. İnsan içine çıkamayacaksın. Karımın, çocuğumun gitmesine karşın seni bir mal gibi kullanacağım. Açlık ve sussuzluktan değil bedeninde bıraktığım izlerin utancından öleceksin."

in the fourth minute | dojaeUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum