11. Bölüm

17.6K 1.2K 326
                                    

Merhaba arkadaşlar,

Planlarıma göre artık hikayenin heyecan ve aksiyon dolu kısmına bu bölümden sonra giriş yapacağız. Bu kısma kadar olan bölümlerde hikayemizin ana kahramanı İzel'in hayatına biraz olsun dışarıdan bir göz olarak baktık. Buraya kadar olan yer hikayemizin giriş kısmıydı diyebiliriz. Bana attığınız mesajlarda çoğu okuyucumuz Murat'a oldukça kızmış... Ama bir söz vardır bilirsiniz.
"Acılar insanları olgunlaştırır."

İzel, hem hayattan hem Murat'tan yediği darbelerle güçlü bir kadın haline gelip, Aşk mahkemesi kitabımızda şahit olduğunuz gibi ordunun en yetenekli askerlerinden birisi olacak...

Bu kurguyu yazarken inanın bende çok heyecanlıyım. O kadar sabırsızlanıyorum ki, çoğunlukla kontrol bile etmeden yayınlıyorum. Bana yazdığınız her yorum yazma hevesimi arttırıyor.

Bu bölümü yorumlarını bayıldığım ve sıkı okuyucularımdan olan sevgili hadestes  isimli okuyucumuza ithaf ediyorum.

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin...

Keyifli okumalar.

***
Kapıdan dışarı çıktığı anda baharın o çiçeksi ferahlığı genç kızın yüzüne vurmuştu. Bu güzel esinti bile içindeki hayal kırıklığından oluşan alevi söndürmeye yetmiyordu. Odadan çıktığı gibi hemen karşısında bulunan trabzanları kavrayarak yüzünü gökyüzüne çevirdi. Hafif hafif esen rüzgar, önüne düşen bebek saçlarını havalandırıyordu.

Az önce sinirle içinden taşan cümleler aklına geldi.Başka zaman olsa asla bu şekilde konuşamaz, sesini çıkartamazken, sesi bile titremeden kocasına söyledikleri, içinin biraz olsun soğumasını sağlamıştı.

'Demek ki içine atmayacakmışsın İzel hanım. '

İç sesinin bile kendisine hak verdiğini düşünüp hüzünlü bir şekilde gülümsedi. Yengesinin eziyetler sırasında bir türlü ortaya çıkaramadığı güçlü kız, bir anda ön plana çıkıvermişti. Elleri cilalı tahta trabzanları daha sıkı kavradı. Böyle çıkışmaya belki hakkı yoktu. Ama ilk öpücüğünü verdiği kocasının, seni başkası sandım demesi içini paramparça yapmıştı. Kalbine saplanan sızıyla, adamın uyku sersemi söylediği güzelim sözcüğünü de kendisine hitaben olmadığını düşündü. Sinir yerini hüzüne bıraktığında genç kız biraz daha düşünürse ağlamaya başlayacağını farketti. Amcasının ölümü, annesinin yaptıkları, babasının kazada değilde öldürülmüş olması gibi düşünmesi gereken sorunları varken, kocasının söylediği şeye takılmasıyla kendisinden utandı.

'Sana hiçbir söz vermemişti İzel. Zaten gerçek anlamda karısı değilsin ki! Hep söylemedi mi sana? Madem o başkasıyla karıştırdı seni, sende onu umursama! '

Genç kız, kendisini toparlayıp Sultan Hanım'ın yanına gitmek üzere hareketlendi. Merdivenlerde gördüğü kişi ile küçük çaplı bir şok geçiren genç kız, yine de yüzüne ufak bir tebessüm kondurarak ilerlemeye devam etti.

"Dilan? Hoşgeldin."

Dilan, nikah ve sonrasında yaşananlardan dolayı konakta bir kargaşa hakimken, eşyalarını alma bahanesiyle konağa gelmiş, Sultan Hanım ve diğerlerinin başka sorunları olduğu için onu görmezden gelmelerine güvenip konaktan ayrılmamıştı. Büyük bir nefret beslediği kızın onunla konuşmasıyla, yüzüne sahte bir tebessüm kondurarak cevap verdi.

"Hoşbuldum gelinağam. Geçmiş olsun."

"Sağol Dilan. Annemi gördün mü? "

"Az önce salona giriyordu gelin ağam."

DÖNÜŞÜM (KİTAP OLUYOR) Where stories live. Discover now