59.Bölüm

12K 870 153
                                    

Selam gençler....
Yine birlikteyiz...
Bu bölüm ufuktan başlayıp, İzel ve Murat tan devam edecek...

İnstagram grubumuza gelmeyen varsa yine ekran görüntüsünü atıyorum... Hepiciğinizi bekliyorum... 🤭🤭


Oy ve yorumlarınızı bekliyorum!

Keyifli okumalar...

***

Sağlık ocağından çıkıp öğrencisini eve bırakan genç adamın yüzünde büyük bir sırıtma hakimdi. Ecem'in yüzündeki o ifadeye uzun süre gülecek gibi duruyordu. Eve geldiğinde bir süre telefonla ilgilenen Ufuk, kapının çalmasıyla yerinden kalktı.
Kapıdaki adamı gördüğünde hızla düşüncelerinden arınarak gülümsedi. Kalkan birliğindeki kişilerin görev yerleri birbirine genelde yakın olurdu. Murat, Sarp ve Demir şirketlerinden ve görevlerinden dolayı İstanbul da  ikamet ederken, Gökhan ve Ufuk askerlikte olduğu gibi badi kavramıyla aynı yerlerde görev yapıyor, Şerif ve Hayrettin ise Ankara da görevlendirilmişti. Ani bir operasyonda Türkiye'nin diğer illerindekiler yetişen kadar yakın lokasyondakiler hemen görev yerine intikal ediyordu. Tabi hızlı olmalarından ordunun onlara tahsis ettiği helikopter ve ulaşım araçlarının da etkisi büyüktü. Ufuk Mardin Kızıltepe'nin köyünde öğretmenlik yaparken tayini çıkınca, Gökhan'ın görev yaptığı sağlık ocağının yeri de değişmişti. Gökhan Ufukla aynı ilçenin devlet hastanesinde görev yaparken, Ufuk da köyde öğretmenlik yapıyordu.

Medya: Kıdemli Üsteğmen Gökhan Bulan

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Medya: Kıdemli Üsteğmen Gökhan Bulan

"Naber Lan Hayırsız!"

Ufuk'un omzuna dostane bir yumruk geçiren Gökhan, arkadaşının kenara çekilmesiyle içeri girdi.

"Hayırsız diyene bak! Sistemden yazmazsak arayacağın mı var! Zaten doktorlara kılım bu ara! Geç içeri! Kahve?"

Gökhan, Ufuk'u başıyla onaylayarak oturma odası ve salon olarak kullanılan alandaki koltuğa oturdu. Zaten lojman dedikleri eski ev sadece bir oda ve bir salon ile mutfak ve banyodan oluşan bir yapıydı. Mutfağa giden arkadaşının arkasından kafasını uzatarak konuştu.

"Biz doktorlar ne yaptık lan sana! İşimiz gücümüz insan iyileştirmek!"

Ufuk tezgahın üzerindeki ısıtıcı ile suyu kaynatırken bir yandan kısık sesli bir şekilde sinirle mırıldandı.

"Bir de hemşirelerin dibinden ayrılmazsınız anasını satayım!"

Gökhan Ufuk'un dediğini duyamayınca tekrar seslendi.

"Ne dedin oğlum içine içine mırıldanma sana!"

"Bir şey demedim. Kahveni şekerli mi içersin diye sordum!"

Gökhan'ın yönlendirmesiyle kahveyi yapıp içeri geçen Ufuk, arkadaşının karşısındaki tekli koltuğa oturdu.

"Ne var Ne yok?"

DÖNÜŞÜM (KİTAP OLUYOR) Donde viven las historias. Descúbrelo ahora