6. BÖLÜM "SAYI KÖRÜ"

3.4K 209 133
                                    

Selam. Bu bölümle karşınızdayım. Geç oldu ama güç olmadı. Aslında dün yazmıştım bu bölümü ama internet sıkıntısı yüzünden atamadım. Umarım beğenirsiniz bu bölümü. Ve tekrar kalbinize dokunabilirim. Aramızda mesafelerde olsa, birbirimizi göremesekte sizleri çok seviyorum. Bu arada oylar azalıyor? Neden?

6. Bölüm "Sayı Körü"

"Ama korkma, karanlıkta kalmadan ışığın varlığını anlamazsın. Biz karanlıktayız. Belki de karanlığın dibindeyiz. Ama hala yaşıyoruz ve ışığı bulacağız."

Bir kalbin ağrısı, aşktan değil, sevgiden olur. Aşk heves işidir. Siz birbirinize sana aşığım derken o sevgiyi belli etmek için dersiniz. Sevgi kalpten gelir, son nefese kadardır. Aşk ise hevesin bitene kadardır.

Aranızdaki bağ, sevgi.

Gözlerini araladığında camınızdan giren güneş ışıkları gözlerini acıttı. Göğsünün üzerindeki ağırlıkla başını eğip ağırlığın kaynağına baktın. Jungkook'tu. Dün gece geldi hemen aklına. Duygu patlaması, Jungkook'un yorgunluğu... Kaşlarını çatıp siyah saçlarına baktın. Hala uyuyor olamazdı.

Genelde önce o uyanır, senin uyuyuşunu izlerdi. Bacağının acısını hissettin. Yüzünü buruşturduğunda başını Jungkook'un izin verdiği kadar kaldırdın ve bacağına baktın. Jungkook eliyle bacağını sıkıyordu. Tişörtün ıslanmıştı. Sadece Jungkook'un kafasının olduğu yer ıslanmıştı. Jungkook çok terlemiş, teride tişörtünü ıslatmıştı.

Saç dipleri parlıyordu terden dolayı. Sonra çenesinin kasıldığını hissediyordun. "Y/N..."diye inledi. Kaşların daha da çatıldığında elini onun sırtına koydun. Başını yastığına koyup onu dinlemeye başladın kaşların çatılmış bir halde. Aynı zamanda hızlıca nefes alıp veriyordu. "Beni bırakma... Beni anlamıyorsun... Hayır... Gitme..."diye fısıldadı. "Hayatından vazgeçme..."dedi hemen ardından. Bacağındaki baskı arttığında başını kaldırdın ve onun uzun ve ince olan ellerine uzandın. Bacağından kurtarmaya çalıştın. Fakat bırakmıyordu.

"Hayır... Yapamazsın. O kadar kolay değil."dedi. Bacağını daha da sıkmaya başladığında kâbus gördüğünü anlamıştın. Sadece ne dediğini duymak için beklemiştin. Fakat şimdi Jungkook daha da sesini yükseltmeye, terlemeye, bacağını ve çarşafı sıkmaya başlamıştı.

Jungkook'un üzerine eğilip kulağına doğru konuştun. "Jeon. Jeon uyan. Kâbus görüyorsun."dediğinde bedeni kasıldı. "Hayır! Gitme! Ben bir şey yapmadım! Y/N!"diye bağırmaya başladığında kaşların endişeyle çatıldı ve kulağına eğildin.

"Hayır. Bir yere gitmiyorum. Sen bir şey yapmadın. Bunu biliyorum. Ben buradayım. Şuan kâbus görüyorsun ve uyanmalısın. İkimizde iyiyiz ve ikimize de bir şey olmayacak."diye onun bilinçaltına konuştun.

Bir yerde okumuştun. Kâbus gören insanlar sayıkladıklarında onları sakinleştirmek için dedikleri şeylerin zıttını söyleyip, onları sakinleştirmelisiniz.

Jungkook'un bedeni gevşedi ilk önce. "Ama gitme... Kendinden vazgeçme."dedi daha kısık bir sesle.

"Gitmiyorum. Kendimden vazgeçmiyorum Jungkook. Ben ve sen iyiyiz. Bu bir kâbus ve gördüklerin gerçek değil. Lütfen uyan."dediğinde bacağını sıkan eli gevşedi. Yutkunduğunu duydun ve nefes nefese kaldığını fark ettin. Onu kendine döndürdün ve başını karnına yatırdın. Yüzüne bakmaya başladığında, şakaklarından yanağına doğru ter damlaları iniyordu. Yüzünde boncuk boncuk ter damlaları vardı. Saçlarının ucu ıslanmış, alnına yapışmıştı. Elini yanağına koydun ve okşayarak ona seslendin.

"Jungkook?"dediğinde biraz daha sakinleştiğini fark ediyordun. "Jeon'um?"diye tekrar seslendiğinde elini yanağından çektin ve elini tuttun.

Parmaklarını onun parmaklarının arasına geçirdin. Alnını alnına yasladın ve gözlerini kapatarak fısıldadın. "Uyan sevgilim. Jeon... Uyan."dediğinde Jungkook'un kirpikleri yavaşça açıldı. Alnını alnından çektin.

𝐉𝐔𝐍𝐆𝐊𝐎𝐎𝐊 İ𝐋𝐄 𝐇𝐀𝐘𝐀𝐋 𝐄𝐓 𝟑 Where stories live. Discover now