Bölüm 39

16.8K 1.1K 163
                                    

*bölümle ilgili arada yorum yapın da motive olalım. İyi okumalar :D

Okuldan çıktığımda telefonumdaki buldirimlere göz attım.

Aksay beni bir kaç kez aramış ve mesaj atmıştı. Derste olmam hiç umrunda değildi anlaşılan. Mesajları okumak yerine onu aradığımda ikinci kez çaldığında açtı.

Telefonu elinden düşürmüyordu hanımefendi.

"Ya nerdesin sen!"

Direk çemkirmesi ile mesajları okumayarak doğru yaptığımı anladım. Kesin o cevapsız 30 mesaj bana trip ve söylenmeden ibaretti.

"Hayatım biliyorsun bazılarının devamsızlıkları torene edilmiyor."

"Mesajlarıma niye dönmedin yarım saattir."

"Derste zor oluyor biliyorsun" telefonun öbür ucundan homurdanma sesleri gelince gülümsedim.

"Sen ne yaptın?"

"Annemlerle oturdum öyle."

Bir kaç hışırtıdan sonra "Bekle" dedikten sonra kapı kapanma sesleri geldi. Yatak gıcırdamasıyla da kendini yatağa attığını anladım.

"Bize gelsene." Bunu demek için beni bekleyip odasına geçmişti demek. Bende özel bir şey diyecek sanmıştım.

Saate bakıp "Bir ders daha var." dedim.

"Unutmuşum onu. Ama sesin dışarda geliyor?"

Okulu unutmasına rağmen hala ne kadar zeki görüyor musunuz? Tam evlenilecek kız.

"Tenefüsteyiz. Birazdan derse gireceğiz." dedim.

Erken çıktığımı söylesem ne olduğunu soracağı için yalan söyledim. Hem onun da canını sıkmaya gerek yoktu. Ailesiyle iyi vakit geçirmeliydi. Neyse ki tenefüs saatlerini bilmiyordu.

"Tamam. Kapıyorum şimdi görüşürüz."

"Görüşürüzzz" kapadıktan sonra otobüs durağına geçtim.

Şimdi onun evine gidene kadar oyalanacak bir şeyler bulmalıydım. Aklıma gelen ve az öncesine kadar farketmediğim şeyle duraksadım. Evine gittigimde ben bu kızın anneleriyle tanışacaktım.

Bunu keske 'tamam' demeden önce farketseydim. Utangaç biri olmasam da şu an heyecan yapmıştım. Ya ben büyüklerin yanında nasıl davranacağımı bilmiyordum ki. Kesin bir pot kırardım.

Yanlışlıkla 'amk' dediğimi düşünsenize.

Aksay'a "Arkadaşım olmayacak diye bizimle gelmiyorsun ama arkadaş diye buna mı diyorsun?" demesinler?

Keşke antreman yapsaydım.

Düşününce şimdiye kadar Yaren hariç kimsenin ailesiyle tanışmamıştım. Onun aileside gariplik abidesi oldukları için yanlarında hiç sıkıntı çekmemiştim. Evin bodrumundan 'ah' sesleri gelirken biz sofrada kuzu çevirme yiyorduk. Öyle bir gariplikten bahsediyorum.

Yani onların yanında argo kullanmam dikkat çekmiyordu çünkü normal değillerdi.

Ama normal ailelerde bunlar ayıplanırdı. Hadi buna dikkat ettim diyelim kızın iki annesi vardı. Bu da bir garip olacaktı. Şimdi sakladıkları bir şeyse ve Aksay beni çağırdığını söylemediyse yaşanacak gerilimi düşünsenize.

Telefonu tekrar çıkarırken Aksay'ı aradım. Yine direk açmıştı.

"Ders başlamadı mı?"

"Yokta ya ben bugun gelmesem."

Biraz sessizlikten sonra üzgün bir tonda Aksay'ın "neden?" demesiyle kalbim eridi.

"Hayatım şimdi ailen rahatsız olmasın?"

"Saçmalama ya ben davet ediyorum." Desibeli yükselse de hala tonu üzgündü.

Resmen aradığıma pişman oldum.

Son kez "Sonra gelsem" dediğimde o üzgün sesin kaybolup yerini yüksek desibel ve sinirli bir tona bırakmasını dinledim.

"Burçak! Ben akşam yemeğini yapmaya başladım bile. İtiraz yok."

Yüzüme kapanan telefonla şaşırsam da bunu son zamanlarda çok şık yaptığı için çabuk toparlandım. Üstelik ne demişti o? Akşam yemeği mi.

Neyse en azından zehirlenceğimiz için konuşmamıza gerek kalmazdı.

İYİ KIZLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER (gxg)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang