Bölüm 79

12.6K 859 491
                                    

*Bana diğer kitabı kaldırdım diye özelden sövenler var. Kötü bir yazar olduğumu düşünmüyorum. Böyle düşünüyorsanız da yapabileceğim bir şey yok. İyi okumalar :)

Soğuk hava bedenime çarparken sakinleşmeye çalışıyordum. Aksay'a çok fazla öfkeliydim. Beni ne diye öpüyordu? Bu siktiğimin şeyi resmen ümit vermekti. Sonra verdiği ümidi de tek cümle de söküp atıyordu.

Ben böyle biri değildim amk.

Kimseye beni etkilemesi için bu kadar tolerans vermezdim. Seviyorum diye alttan ala ala altta kalmıştım. Düştüğüm yerden çıkamıyordum da.

Daha kaç kez hayal kırıklığına uğramam lazımdı?

Aksay'ın benden hoşlandığına emindim. Zamanla anlar diye üstüne gitmemeye karar vermiştim. İma dışında bir bok yapmıyordum ama gelip öpen o oluyordu.

Mazereti de hazırdı.

Mazeretini sikeyim.

Yürümeyi kesip duvara tekmemi geçirdim. Sinirimi atmak istiyordum. Biri beni sinirlendirirse, o sinirimi ondan çıkarırdım.

Aşkı da sikeyim.

Aksay'a tepki veremiyordum bile.

Verdiğim her tepkide ağlayıp o bakışı yapıyordu. İçimde ki öfkemi göstermiyordum. Beni üzmesine o kadar çok izin vermiştim ki kendimden verdiğim tavizleri hatırlayamıyordum bile.

Ama bu sondu.

Tavizlerimin de bir sınırı vardı. Bunca zaman içimde tutuyordum. Eğer 'öpüşmeyi' bir hediye ya da ödül olarak görmese tutmaya devam ederdim.

Çocuk muydum ben amk?

Öpünce mutlu oluyoruz diye saf gibi ne diyorsa yapacak mıydım? Uyuyalım diyordu bir de. Sinirle bir yumruk daha attım. Benim hakkında saatlerce, günlerce düşündüğüm şeyi bir kaç saniye de yapıyor ve basite indirgiyordu. Zorlandığımın yarısı kadar zorlanmıyordu. Bu saçma düşüncelere daldığım her an beni sevmiyor mu diye düşünüyordum.

Bir kaç hafta önce bu düşünceme 'evet' yanıtını verip ondan uzaklaşmayı bile denemiştim.

Sonra bunu yıkan yine o olmuştu.

Lan sevmiyorsan niye ümit veriyordu bana? Hislerim konusunda ki netliğimi de mi görmüyordu? Her an dile getirmem mi gerekiyordu illa? Küçük bir temastan mutlu olmam yeterince acınası değilmiş gibi bir de bununla yetinmem mi gerekiyordu?

Az olacağına hiç olmasındı amk.

Duvara yaslanıp yumruklarımı sıktım. Bu hisler bana iyi gelmiyordu. O bana iyi gelmiyordu. Yaptıkları beni delirtiyordu.

Sikeyim!

Bana iyi gelmeyen biri hayatımda da olmamalıydı ama yapamıyordum işte. Dönüp dolaşıp onu buluyordum.

Bundan kurtulmam gerekiyordu. Onun bana çektirdiği acıyı kendime çektirebilirdim. Hislerimi bastırabildiğim kadar bastırabilirdim. Hiç bitmeyecek gibi olan bu duygularımdan kurtulmayı da deneyebilirdim.

Neye maal olacağı umrumda değildi.

Telefonu çıkarıp rehbere gittim.

Kimle olacağı da umrumda değildi.

İsimlere bakmaya başladım.

Sonuçları da umrumda değildi.

Bir kaç ismi geçerken birinin üzerinde durdum.

Sikeyim, sadece bitmesini istiyordum.

Telefon çalmaya başladığında kulağıma götürdüm. Açması bir kaç saniye sürmüştü.

"Alo?"

Sorarcasına gelen sesle derin bir nefes verdim. Bundan pişman falan olmayacaktım. Eskisi gibi olacaktı.

"Ne yapıyorsun?"

Bir kaç saniye sessizlikten sonra cevap verdi.

"Oturuyorum öyle"

Gözlerimi kapatıp kafamı duvara yasladım.

"Sana çok haksızlık ettim" dedim.

Bir şey demeden beklerken "Özür dilerim Nida" dedim.

Aksay'ın bana acımasızlığı aklıma geldikçe ona da aynı şekilde davrandığımı fark ediyordum.

"Cevap vermeyecek misin?" dedim.

Hışırtı seslerinden sonra "Şey" demişti sadece.

"Ne demeliyim?"

Tüm sinirime rağmen güldüm. Ben de bilmiyordum amk. Sadece artık onda kalmak istemiyordum. Başkası olsa düşüncelerim ondan uzaklaşırdı belki.

"Beni seviyor musun?" dedim.

Yine susmuştu. Oflayıp "Evet ya da hayır" dedim.

Mırıltıyla "Neden?" dediğinde gözlerimi açtım.

Önümden gelip geçen arabarı izlerken son kez düşündüm. Bundan pişman olmayacaktım. Aksay'ı bekleyebilirim diye düşünüyordum. Ama bu şekilde davranırken onu beklemek gurursuzluktu.

"Birbirimizi daha yakından tanıyalım" dedim.

Bu kendime verdiğim bir şanstı. Ona kendimi o kadar bağlamıştım ki onsuz olmaz diye düşünüyordum. Onsuz olmayı denememiştim bile. Aksay'ı görmezden gelecektim.

"Aksay?" demişti.

Derin bir nefes verdim. Şuna bak, herkes bizim farkımızdaydı ama bir tek o bunun farkında değilmiş gibi yapıyordu.

"Sevgili değiliz" dedim.

Bunu kendime de itiraf etmem gerekiyordu.

"Onu sevmiyor musun?" demişti.

"Sevmek istemiyorum" dedim.

Yalan söylemek istemiyordum. Onu kandırmak amacım değildi. Birinin olması gerekiyordu. Beni sevdiği için onun olabileceğini düşünmüştüm. İstediğim tek şey hislerimi sarsmaktı.

"Ben bunu yapamam" dediğinde ne diyeceğimi bilemedim.

"Sonunda üzülen ben olurum. Üzgünüm"

Sesinde ki üzgün tonu şimdiden hissediyordum.

"Seni üzeceğimi mi düşünüyorsun?"

"Beni sevmeyeceğini düşünüyorum" dedi.

Hay amk

Ben ne düşüneceğimi bile bilmiyordum.

"İkinci olmak istemiyorum. Bence aranızda ki sorun her neyse düzeltebilirsiniz."

Nedense kabul edeceğine emindim. Bu yüzden saşırmıştım. Daha bir kaç gün öncesine kadar Aksay'a rağmen benimleydi sonuçta.

"Sen benden çabuk atlattın sanırım" dediğimde güldü.

"Kendine iyi bak"

Telefonu kapattığında kulağımdan uzaklaştırdım.

Cidden bunu beklemiyordum.

Şuna bak, geldiğim bu durumda çevremde de kimse kalmamıştı. Bir kaç ay öncesine kadar yalnız kalmazdım. Şimdi her şeyim Aksay olmuştu.

Bu tekrar fark etmeme sağladı.

Bana zarar veriyordu. Beni değiştirmişti. Bu değişim artık canımı sıkıyordu.

Ben beni öptüğünde bunu bana ödül olarak görmeyen birini istiyordum.

Dediğim gibi. Bu saatten sonra kim olacağı umrumda değildi.

Aksay'ın olması imkansızdı zaten.

İYİ KIZLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin