Böyle cezaya can kurban (100)

13K 286 20
                                    

Ve yeni bölüm sizlerle, maalesef yine beklettim baya özür dilerim, bir sonraki bölüm bu hafta sonu gelebilir diye düşünüyorum, bu bölümün devamı gibi olacak çünkü bugün daha fazla yazamayacağım için garip biryerde kesmek zorunda kaldım. Ayrıca güzel yorumlarınız ve sabrınız için teşekkür ederim. Son bir bilgi daha, hemen değil ama yakında ATS final olacak bilginize...iyi okumalar ❤️

Her sabah hissettiğim güneşin bunaltıcı sıcaklığı ama aynı anda rahatlatıcı etkisi bu sabah daha fazlaydı. Sıcaktan bunalmış ve perdenin arasından süzülüp yüzüme vuran güneşten sıkılmış olarak araladım gözlerimi. Kerem arkamdan sarılmıştı, kolunu belime sarmış, elimi avcuna alıp karnımın üstüne koymuştu. Çift kişilik yatağın sadece yarısında tek bir yastıkla yatıyorduk, iki kişi değilde tek bir kişi gibi. Sadece sütyenimin bulunduğu çıplak sırtım keremin sıcak göğüsüne yaslanmıştı ve bacaklarım onun bacaklarına dolanıp bir olmuşlardı. Onun yanında mahsur kalmıştım sanki, gerçi başka ne isteyebilirdimki, hava bu kadar sıcak olmasa pozisyon güzelde işte hava fazla sıcak. Yavaşça, keremi rahatsız etmemeye çaba gösterek dönmeye çalıştım, Kerem kollarını biraz gevşetip sırt üstü döndü. Oh be. Uyurken yüzünde olan ifade beni gülümsetiyordu, başımı göğüsüne yavaşça koyup sakin kalp atışlarını dinledim ve elimide göğüsüne koyup okşamaya başladım, gözlerimi kapattım ve anın tadını çıkardım, huzurlu hissedediyordum kendimi...kaç gündür o kadar gergindimki şimdi böyle rahatlayınca korkuyordum aslında. Huzur verici dakikaların ardından kerem birden elimi tuttu ve kaldırıp öptü, başımı kaldırdım ve Keremin uykulu gözlerine baktım

"Selam" dedim gülümseyerek
"Selam" dedi sessizce aynı şekilde gülümseyerek
"Uyandırdım galiba özür dilerim"
"Yine çok güzel bir gün"
Kaşlarımı çatıp baktım...
"Nasıl yani?"
"Yine seninle uyandım"
Gülümsedim ve uzanıp dudağının kenarına ufak bir öpücük kondurdum
"Çok tatlısınız yine Kerem bey"
"Sizde çok güzelsiniz Zeynep hanım"
"Hmm öylemiyim?"
"Öyle...bu kadar güzel olma diyorum sana ama dinleyen yok" yatağın içinde gerinde
"Napıyım canım genlerimde var"
Kerem bir anda üstüme çıktı ve ben çığlığı bastım, ardında gülmeye başladım, beni öpmeye başladı, defalarca, hızlı hızlı, yanaklarımdan, boynumdan, omuzlarımdan...dudağımdan
"Kereeem"
"Hı" öpmeyi kesmedi, kıvranmalarıma rağmen devam etti
"Kerem tamam yaa lütfen"
Sonunda durup gülmeye başladı, elini uzatıp dağılan saçlarımı kenara çekti ve işaret parmağıyla yanağımı okşadı
"Nasılsın?" dedi yeşil gözleriyle bana bakıp içimi eriterek
"Iyiyim...çok iyiyim" dedim sessizce ve gülümsedim çünkü iyidim, unutmamış olsamda kalbimin ağrısı hafifliyordu, çünkü umudumu kaybetmemiştim. Bana bakıyordu hala pür dikkat, sanki yüzümü ezberliyordu, yada hala üzüntü, acı varmı diye analiz ediyordu, bu havadan kurtulmamız lazımdı artık
"Ama üstümden biraz daha kalkmazsan nefessiz kalıcam"
Kerem bir kahkaha patlattıktan sonra yanıma attı kendini gülerek
"Oh be!" Diye nefes aldım hemen
"Ben baya rahattım" dedi gülerek yine
"Evet fark ettim!"
Yatakta doğruldum ve gerindim, gerinirken aklıma birden gelen şeyle kollarım havada kaldı
"Hiiii kerem!"
Hemen ayağa fırladım
"yavaş! Noldu?"
"Bugün çok işimiz var kalk!"
Keremin yerde bulduğum tişörtünü üstüme geçirdim ve altta kalan saçlarımı çıkardım, Kereme dönüp baktığımda yüzünde yamuk bir gülümseme vardı
"Noldu?" dedim ellerim belimde
"Hiç...kıyafetlerimi giyinmen hoşuma gidiyor"
Üstümdeki siyah tişörte baktım, bende onun kıyafetlerini giyinmeyi seviyordum
"Tamam yeter bu kadar baktığın hadi kalk çok işimiz var!"
"Ya akşama daha çok var..."
"Eee ne olucak yani akşama kadar yatacakmıyız?"
"Bana uyar"
"Bu işin daha temizliği var, yemeği var, masa kurması var, hazırlanması-"
"Tamam! Anladım, kalkıyorum, okay?"
"Okay!"
Aynanın karşısına geçip dağılmış saçlarıma baktım, yok böyle olmayacak, bir lastik bulup tepede gelişi güzel topladım saçlarımı. Aynadan kereme baktım, yastığıma sarılmıştı ve gözlerini kapatmıştı yine
"Kerem!" diye bağırdım yine
"Iıı, 5 dakika daha"
"Peki sen bilirsin"
Kapıyı hızlıca çekerek çıktım odadan, elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya indim, saat daha erkendi aslında ama tek başıma halledemezdim bütün evin işlerini, ve yağmurda gelecekti o yüzden kahvaltımızı yapmamız lazımdı bir an önce, mutfağa girdim önce, lavaboda önceki geceden kalma ufak tefek şeyleri yıkayıp kaldırdım. Keremden hala ses yoktu, 5 dakikaymış, 5 dakika geçeli 15 dakika oldu Kerem efendi! Aman saçma bir cümle oldu bu...mutfak dolabından sürahiyi buldum ve içine musluktan soğuk su doldurdum, merdivenleri yavaşça çıktıktan sonra sessizce odanın kapısını açtım, bıraktığım pozisyonda uyuyordu hala mışıl mışıl, evet şimdi diyorsunuzki Zeyneeep nasıl kıyıcan sen kocana...güzellikle uyanmadı napalım! Başına geçip baktım Kereme
"Özür dilerim aşkım" dedim ve sürahiyi tek seferde boşalttım. Boşalttıktan sonra bir kaç adım geriye gidip Keremin yataktan fırlamasını keyifle izledim.
"Allah! Zeynep!" Gülmemek için kendimi zor tutuyordum
"Efendim aşkım"
"Napıyorsun!"
Başımı yana eğip omuzlarımı kaldırdım havaya
"Hiiiç"
Sürahiyi tuvalet masasının üstüne bırakıp tekrar kereme baktım, yeşil gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu
"Günaydın" dedim yüzüme en çocuksu maskemi takarak
"Günaydın?"
"Sabah olduğuna göre ve sonunda kalktığına göre günaydın tabi sevgilim"
Eliyle ıslak yüzünü silip derin bir nefes aldıktan sonra tek bir hamle ile beni yakalayıp yatağa yatırması bir oldu
"Gel bakıyım sen buraya"
Sırtım yatakta ayaklarım hala yerdeydi
"Kereeem!"
"Zeyneeep"
"Ya dur ıslandım yaa"
"Ben hiç ıslanmadım çünkü dimi!" Kerem beni gıdıklamaya başladı
"Kerem dur...ahahah...kerem"
Kahkahalarımın arasında Kereme durması için yalvardım
"Kerem!"
"Başımdan aşağı su dökmenin cezası hanfendi"
"Tamam ahahah lütfen dur"
"Özür dile bakıyım"
"Nefes alamıyorum dur"
Biraz yavaşlasada yinede durmadı
"Kerem..."
Nefesim darlaşıyordu gercekten, çok gülmüştüm ve tabi yorulmuştum
"Kerem lütfen, bak astımım tutacak" aniden durdu, derin bir nefes aldım ve gülmekten gözlerimden akan yaşları sildim, hastalığımı kullanmak istemezdim böyle ama biraz daha devam etseydi tutabilirdi yani dimi...
"Iyisin dimi? Ben unuttum resmen çok özür dilerim"
"Iyiyim ama yani karnım ağrıdı gülmekten"
"Az bile oldu bence sana"
Yeşilin koyu bir tonuna bürünen gözleriyle bir anda bileklerimi tutup yatağa sabitledi, nasıl bir güç var anlamıyorumki! Yüzü tam karşımdaydı, hafif aralanmış dudakları beni benden alırken yeşil gözleri içime işliyordu, bileklerimi tutan sıcak elleri tüm vucudumu harekete geçirmeye yetiyordu. Üstümde sadece keremin tişörtü vardı ve bir senedir evli bile olsak hala utanabiliyordum karşısında böyle durmaktan. Döktüğüm sudan ıslanmış olan saçlarından damla damla sular akıyordu tam boynuma, işkence gibiydi bu, birtek elleri bileklerime değiyordu, tam karşımdaydı, onu istiyordum ama ellerimi kıpırdatıp ona dokunamıyordum ve oda sadece bana bakıyordu...hadi öpsene!
Gözlerimi kapattım, vücudum dayanamıyordu, baktıkça içim eriyordu
"Gözlerini aç" diye fısıldadı, nefeslerim derinleşmişti, gözlerimi açtım tekrar, bu sefer kendimi tutamadım, başımı kaldırıp dudaklarına uzandım ama kendini geri çekti ellerimi hiç bir şekilde bırakmadan
"Kerem..." dedim yalvarır bir şekilde
"Şşş" dedi sadece ve eğilip boynuma düşen su damlalarından ateş gibi dudakları ve dilinin yardımı ile kurtuldu. Ufak bir inleme döküldü dudaklarımdan, ne yapmaya çalışıyordu? Beni böylemi cezalandırıyor su döktüğüm için? Hayır öyleyse böyle cezaya can kurban yani...
"Kerem..."
"Hı"
Derin bir nefes aldım, dudakları boynumdan yukarı doğru yol almıştı
"Kalkmamız-" aniden dudaklarımı öpmeye başladı, sus diyordu resmen, sus...sustum ve öpücüğüne karşılık verdim, öpmesi iyice yoğunlaştıkca aramızdaki tutku ve özlem hisside iyice yoğunlaştı ve daha fazla dayanamadık...birbirimizi kaybettik
***
"Kereeem, hadi bak kahvaltıyı kaldırıcam şimdi!"
Beraber yaptığımız banyonun ardından üstüme bir elbise geçirip kahvaltıyı hazırlamıştım ama Kerem bey hala gelememişti, hayır sonra diyorlarki kadınlar çabuk hazırlanamıyor! Ne istiyorlar kadinlardan! Feministligim tuttu arkadaslar...Merdivenlerden hızlı adımlarla indiğini duyunca tost makinesinde bekleyen tostları çıkartıp tabaklara koydum
"Geldim!" dedi yanağıma kocaman bir öpücük bırakarak
"Bu öpücüğü neye borçluyuz" dedim gülerek
"Güne güzel bir başlangıç yaptığımız için"
"He yani sen diyorsunki diğer günler güzel bir başlangıç olmuyor"
Kerem gözlerini devirip bana baktı, bayılıyordum onu sinir etmeye
"Hayır...seninle başlayan her gün çok güzel" belime sarıldı "ama bugün çok ateşli bir başlangıç oldu" diye fısıldadı kulağıma
"Dikkat et yanma"
"Ha-ha çok komiksiniz Zeynep hanım"
"Öyleyimdir"
Masaya oturup kahvaltımızı yapmaya başladık
"Portakal suyu demek"
"Aynen, C vitamini işte ne güzel"
"C vitaminine ihtiyacımız var tabi ama çay yokmu?"
"Yok! Meyve suyu ile idare edeceksin artık"
"Tamam canım kızma hemen"
"Off Kerem akşam olucak biz oturuyoruz hala, annenler gelecek farkındasın dimi?"
"Farkındayım güzelim, sakin ol, sorun çıkmayacak"
"Ne yemek yapıyım sence? Ne severler"
"İçinden ne geliyorsa onu yap...yani zaten çok seçeneğin yok, yemek konusundaki marifetlerini biliyoruz" sırıtmaya başladı
"Ya iki dakika laf sokma ya!"
"Tamam aşkım ya ben seni kızdırmak için öyle dedim, cok guzel oluyorsun kizinca"
"Başardın canım, lütfen zaten çok gerginim"
"Ya bebeğim gerilecek bir durum yok" kapı çalınca bir peçeteyle ağzımı silip kapıya doğru yol aldım
"Nasıl gerilecek durum yok kerem ya"
Kapıyı açtığımda yağmur bebek arabasıyla bekliyordu
"Yağmur!"
"Canım! Neye geriliyorsun bakiyim sen" sıkıca sarıldıktan sonra bebek arabasını içeri aldık hemen. "Anlatirim birazdan gelin bi iceride"

Aşk Tesadüfleri Sever (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin