▪️11 ▪️|Maskeler•1

6.3K 452 708
                                    

"Tam 5 ay sonra geri geldin Hermione. Ne bana ne de başkasına açıklama yapmadın." Dedi Ron kendini 2 ayın sonunda tutamazken. Genç kız morarmış gözaltlarıyla ona bakıyordu şimdi.

"Diyebilecek bir şey yok. Dediğin gibi, ben Harry'i aramak istedim sen de aileni korumak. Bu yüzden beni bıraktığın için gittim."

Ron alayla gülerken kızın karşısına oturmuştu şimdi.

"Bu kadar mı yani? Aniden geri dönüyorsun, yemiyorsun, konuşmuyorsun ve bunca zamandır nerede olduğunu da söyleyemiyorsun öyle mi?"

Genç kız bacaklarını kendine çekerken yatakta biraz daha küçülmüştü. Ron ise endişeli bir şekilde onu izlemekle yetindi. En sonunda cebinden çıkardığı broşu havada salladığında Hermione gözlerini hafifçe ona doğru çevirmişti.
"Peki bu gümüş kelebek broştan ne anlamam gerekiyor? Bunca zamandır neredeydin? Yanında Harry de olmadığına göre-"

"Beni sorgulamayı bırak Ron. Bunu daha fazla kaldıramam. Sadece uyumak istiyorum-"

" Aylardır uyuyorsun zaten. Ne bir soru sordum ne de seni zorladım Herm. Endişelendim anlamıyor musun? Sen gittin. Her gün öyle endişelendim ki."

Genç kız yatakta oturur pozisyona gelirken belki de ona doğruları anlatmanın zamanı gelmiştir diye düşünüyordu. Ailesinin 2,5 ay önce öldüğünü bile bilmiyorlardı. Geçen seferki saklanma yerinden ayrılıp Kızıl Kule dedikleri bu sığınağa geçmişlerdi. Hermione de bir dahaki planın bu olduğunu bildiğinden buraya gelmişti. Demek ki hiçbiri dışarı çıkıp neler döndüğünü henüz duymamıştı. Yoksa Hermione'nin evine saldırıldığını çoktan duymuş olurlardı.

"O broş Draco Malfoy'un." Dedi sakin bir sesle. "2 ay kadar onun yanındaydım."

Bunu duyan Ron'un kaşları havaya kalkarken dudakları şokla aralanmıştı. "Bu..bu ne demek oluyor? Senin...senin onunla ne işin var ki?"

Hermione iç çekti. Ona ailesinin öldüğünü şimdi söylerse, Ron'un onun yanına gelmediği için kendini ne kadar kötü hissedebileceğini gözlerinde görmüştü. Dostunun mavi gözlerine bakarken içi buruldu tekrardan. Dolan gözlerini dizlerine çevirerek sakladı.

"O an gidecek bir yerim yoktu. Ve Draco-"

"Malfoy. O Malfoy. Bunu unutmuş gibisin." dedi Ron şaşkınlıkla. Hermione başını usulca iki yana sallarken gülümsedi.

"O bana yardım etti Ron." dedi genç kız ayaklanırken. Ron ise kafasında soru işaretleriyle ona bakıyordu. Anlayamıyordu. Draco Malfoy'un Hermione ile nasıl bir bağlantısı olabilirdi ki? Gidecek yeri olmadığını genç kız nasıl düşünebilmişti? Kalbinin kırıldığını gizlemeye çalışsa da nafileydi.

"Yani sen... ona gittin. Öyle mi?"

Hermione'nin kaşları çatılırken başını iki yana salladı. Ron onun dostuydu, ama bundan biraz önce ise eski sevgilisiydi. Bu durumu karıştırırken kendini anlatmanın başka bir yolunu aradı.

"Hiçbir şey yaşanmadı Ron. Dediğim gibi o sadece bana yardım etti-"

"2 ay boyunca mı?"

Hermione gözlerine dolan yaşları gizlerken buraya gelmenin bir hata olduğunu anlamıştı.

"Seni Harry'i aramaktan vazgeçiren de o muydu? Aşık mı oldun ona?" dedi Ron yüzü nefretle kasılırken. Hermione başını iki yana salladı hızla.

"Ron vaz geçmedim. Yalnızca buraya sizleri görmeye geldim. Aylar önce dediğim her şey geçerli. Harry'i bulacağım-"

"Ne diyeceğim biliyor musun Herm? Tekrar bizi terk etmeni bekleyemem. Eğer Harry'i bahane ederek bir ölümyiyenle aşk yaşamaya çalışıyorsan da sen bilirsin. Ama durum buysa, lütfen en azından şimdi git."

MERCY | TomioneOnde histórias criam vida. Descubra agora