1.1

6.7K 806 216
                                    

Hayatım ellerimin arasından kayıp giderken sanki onu yakalayabilirmişim gibi bir şeyler çabalamaktan, yerimde debelenmekten yorulmuştum.

Bu yüzdendir belki bana sunulan bu akıl almaz teklifi kabul etme nedenim.

Şimdi ise onlar karşıma geçmiş benim yeni hayatımı elleriyle şekillendirmeye çalışıyorlardı.

"Ama," dedim düşündüğümden kısık çıkan bir sesle. "Fare olmaz."

Herkes dönüp bana baktı. "Nedenmiş, gayet de uydu." dedi Tavşan gülerek.

Burnumu kıvırdım, ne bileyim... Daha havalı şeyler olamaz mıydı?

"Kimse buraya ben bu olayım diyerek gelmedi merak etme, fare sana uyuyor. Kalsın." Serçe de lafa katılınca pes etmekten başka şansım yoktu. Bu sırada Tilki-Çınar paltosunu çıkararak koltuğun kenarına iliştirmişti.

Herkes onu beklerken o ortada duran sehpanın üzerine oturarak yüzünü ovuşturdu. Uzun parmakları yüzünden çıkıp koyu kumral dalgalarının arasında iri yollar çizerek geçip, tekrar yüzüne kapanmıştı. Yorgun görünmesine rağmen aurasından hiçbir şey kaybetmemiş olan Çınar Bey'e artık sadece Tilki deme kararı almıştım.

Eğer artık ben de buraya üyeysem, ona herkesin seslendiği şekilde seslenmeliydim.

Birkaç dakika sonra kafasını kaldırmasıyla gözleri direkt olarak karşısındaki beni bulmuştu.

"Kim olduğumuzla ilgili bir fikrin var mı?" dedi tek kaşını kaldırarak.

Bir süre durakladım. "Organ mafyası?"

Dediğimle Tavşan gülerken Tilki tepkisiz kalmıştı.

"Biz," dedi hafifçe öksürerek ayağa kalkarken. "iş bitiriciyiz."

Kaşlarım havalanırken yerimde kıpırdandım. "Yani, katilsiniz?"

Gözlerim hepsinin üzerinde tek tek gezerken Serçe atıldı. "Polise bağlıyız."

Bu sözüne katil olduklarının düşündüğümden daha fazla şaşırmıştım. Çok geçmeden Kurt sessizliğini bozdu. "Laf üzerinde."

"Nasıl yani?" Gözlerim Tilki'ye kaydı. Dudaklarını yalayarak birkaç adım attı.

"Şöyle ki, devletin karışmak istemediği konularda biz devreye gireriz." Tilki devam etti, kelimeleri dikkatli seçiyor gibi bir hali vardı.

"Yani sırf devlete hizmet etmek için varsınız?"

"Bu içini mi rahatlattı Farecik?" Kurt alay kattığı sesiyle konuşurken ona karşılık vermedim.

"Hayır," dedi Tilki kafasını iki yana sallayarak. "polise yardım ederiz, ancak her istediğimizi yapabiliriz."

Bir süre sindirmek için durakladım. Ancak kafam karışmıştı. "Anlamadım."

Kurt derin bir nefes verdi. "İkili oynamak gibi düşün." diyen Tavşan'a gitti gözlerim.

"Yani işimize geldiği zaman polis yanımızda olur. Zamanla anlarsın." Serçe de devam ettirince gözlerim beni izleyen Tilki'ye gitti. Onları gözleriyle onaylayıp benim tepkilerimi kontrol eder gibi bir hali vardı.

"Peki," dedim elimi dizlerime vurarak. Şimdilik bana bunlar çok ağır gelse de zamanla sindirebileceğimi düşünüyordum. "sadece dört kişi mi yapıyor bunları?" Ellerimle etrafı gösterdim. Elbette daha fazla kişi olduğunu biliyordum. Mesela kafesteki Ceylan, bahsi geçen Aslan ve bir de Baba adında biri vardı. Tüm bunların kim olduğunu öğrenmek için sormuştum bunu.

the zoo | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin