25.BÖLÜM "SİKTİR"

349 22 29
                                    

Multimedia: Sia – Chandelier (Acoustic Version)

Evimizin bahçe kapısından çıktığımda Cesur'u, sırtını bahçe duvarına yaslamış bir şekilde elindeki telefona bakarken gördüm.

Kocaman gülümseyerek, "Günaydın," dedim.

Başını bana çevirip gülümsedi. "Günaydın güzellik," diyerek tek koluyla bana sarıldı ve alnımı öptü. "Saçını toplamışsın."

"Evet," dedim. Toplamıştım çünkü dün saçlarım topluyken yüzümün güzelliğinin ortaya çıktığını söylemişti. Yani, öyle demeye çalışmıştı sanırım.

Ben de o seviyor diye toplamıştım, kendim toplu saçı hiç sevmememe ve kendime yakıştırmamama rağmen.

Birlikte yürürken Cesur'un kolu omzumdaydı, etrafa bakarken yavaşça kolunu indirdim. "Saat erken olsa da birileri görebilir."

Cesur şaşırmış gibi güldü ve tekrar kolunu omzuma attı. "Ne zamandan beri insanların ne düşündüğünü umursuyorsun?"

Bu sorusu beni duraksattı.

"Umursadığım falan yok," dedim gülerek. "Sadece bizi görürlerse işin ucu aileme de dokunacak. Yani, kötü bir şey yapmıyoruz tabii ki ama insanları bilirsin işte, başkalarının hayatlarına burunlarını sokup laf yaymaya bayılıyorlar."

Bu sefer yavaşça gülümsedi. "Aileni umursuyorsun yani, bu güzel."

Kolunu omzumdan indirip ellerini üzerindeki kalın sweatshirt'ün ceplerine soktu. "Sweatshirt'ünü sevdim," dedim. Lacivert renk, düz sıradan bir sweatshirt'dü ama çok yıkanmış olmalı ki rengi solmaya başlamıştı.

"Evet," dedi Cesur.

Ses tonundaki burukluğu fark ettim. "Yanlış bir şey mi söyledim?"

"Hayır," dedi hemen.

"Güzel çünkü bir ara ben de giymek istiyorum."

"Daha iyi kıyafetlerim var, bunu boş versen de olur."

Gözlerimi kırpıştırdım. "Eminim daha iyi kıyafetlerin vardır ama ben bunu beğendim."

Ah, bir an olsun götlük etmeden duramaz mısın?

Toparlamak için güldüm. "Bu kadar cimri olma," dedim alaycı bir sesle.

Ama Cesur esprime gülmemişti.

Yutkundum ve başımı önüme çevirdim. "Söylemedim varsay," diye mırıldandım.

"Abimindi."

Durduğunu fark edince ben durup ona döndüm. "Ne?"

"Abimindi," diye tekrarladı. "Annem onun tüm eşyalarını ihtiyacı olanlara verdi, sadece bunu alabilmiştim," diyerek üzerindeki sweatshirt'ü çekiştirdi.

O an ne diyeceğimi bilemesem de, "Abin olduğunu bilmiyordum," dedim.

"Üç yıl önce öldü."

Siktir.

Ağzım açılıp kapandı, böyle durumlarda asla ne söylemem gerektiğini kestiremezdim.

"Üzgünüm," diyebildim sadece.

Cesur kendini zorlayarak gülümsedi. "Üzülme," diyerek ağır adımlarla tekrar yanıma geldi. "Uzun zaman oldu."

"Yine de berbat."

Ah hayır, bunu cidden söylemiş olamazdım, değil mi?

Cesur yüksek sesle iç çekerken utançtan kızardığımı hissettim. "Ayla nasıl?" diye sordu.

AYPERİ OROSPUSUWhere stories live. Discover now