26. BÖLÜM - ÖN OKUMA

193 17 3
                                    

Otobüsün demir tutacaklarına sardığım parmaklarımın ucundaki soyulmuş lacivert ojelerime bakarken düşüncelerim arasında kaybolmuştum.

Soyunma odasında Cesur'un eski sevgilisinin arkadaşlarının Cesur'un beni buraya sırf ikimizi görmeleri için, eski sevgilisinden intikam almak için bizi buraya getirdiğini söylemesinin üzerinden epey vakit geçmişti ama hala söylediklerini kafamdan atamıyordum.

Biri elini gözümün önünde sallayınca silkindim ve başımı kaldırdım. Cesur gülümseyerek bana bakıp başını iki yana salladı. "Dalıp gitmişsin yine, kendi kendime konuşuyorum burada."

"Bir şey mi demiştin?"

Yüzümde nasıl bir ifade vardı bilmiyordum ama Cesur'un gülümsemesini soldurmaya yetmişti.

"Az sonra ineceğiz onu söylüyordum," dedi.

Başımı tamam anlamında salladım, sokağın başındaki duraktan indiğimizde yan yana ilerlemeye başladık.

Kafamdan silip atmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Yani tamam, o kızların söylediklerine öylece inanmamıştım tabii ki ama... İlk buluşmada gidilecek onca yer varken kim, neden Paintball oynamayı seçerdi ki? Üstelik o kızların kim olduğunu bilmesine rağmen sanki tanımıyormuş gibi davranmıştı.

Olduğum yerde durduğumda Cesur da durdu ve yüzüme baktı. "Neden durduk?"

Ona kafamdakileri söylemekle söylememek arasında kaldım.

"Markete gitmem lazım, Ayla çikolata istemişti," diye yalan söyledim.

Cesur gülümseyip yanıma geldi. "Tamam, birlikte gidelim."

Kolunu omzuma atıp beni kendine çekerek yürümeye başladığında, her gece arasında uyuduğumu hayal ettiğim o kollar tüylerimi ürpertmeye başlamıştı.

Daha fazla dayanamayıp tekrar yürümeyi bıraktığımda Cesur hızını alamadığından bir adım fazla attı ve omzumdaki kolu düştü.

"Konuşmamız lazım," dedim direkt.

Cesur bana bakarken artık gülümsemiyordu. "Sonunda," diye mırıldandı.

"Ne?"

Başını salladı. "Bir şeyler olduğu belliydi de yarına kadar anlatmayı ertelersin diyordum kendi kendime."

Ani rüzgar çıplak boynuma esince kollarımı kendime sarıp başımı öne eğdim, Cesur hemen kendi atkısını boynundan indirip benimkine sardı.

"Anlat bakalım," dedi durgun bir sesle. "Yine ne oldu?"

Direkt gözlerinin içine baktım. "Soyunma odasındaki kızları hatırlıyor musun?"

Duraksadı. "Hangi kızlar?"

Al işte. Erkeklerin klasik zaman kazanma çabaları. Evet yada hayır değil, hangi kızlar...

"Beni öperken içeri giren kızlar."

Cesur bakışlarını kaçırarak kısa şekilde güldü. "Nereden hatırlayayım ki?"

Şaka yapıyordu değil mi? Şu an gerçekten ciddi değildi.

"Biz bugün neden oradaydık? Beni gerçekte oraya neden götürdün?"

Sonunda bakışlarını bana çevirdi ve kaşlarını çattı. "Ne demek istiyorsun?"

"Cesur bana niye yalan söylüyorsun? O kızları tanıdığını ikimiz de bal gibi biliyoruz!"

Bakışlarını etrafa çevirirken gerginlikten sürekli yutkunuyordu.

Sinirle yüzümü derisini kazırcasına ovuşturdum. "Bugün o kızlar sınıfta paintballa gideceklerini planlarken onları duyduğun için mi ilk buluşmamızda bizi oraya götürdün?"

AYPERİ OROSPUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin