jane

317 13 4
                                    

Sokağa çıkma yasağı saat 7'de olduğu için Jane son dakikasına kadar dışarıda gezmeye karar vermiş,kendi kendine dışarıda oyalanmıştı.Valensia tüm gün yoktu.Arkadaş grubuna çok değer verdiği için bu olay en çok onu etkilemiş olmalıydı.Eddie ile görüşebildiği için şanslıydı.Normalde Bayan Kaspbrak yüzünden onu görme ihtimali yoktu çünkü Eddie'yi bir hamsterı kafeste besler gibi tutuyordu ve arkadaşlarıyla görüşmesini de yasaklamıştı.Manyak kadın.Neydi bu çocuk saksı mı?Bir de deli gibi Eddie'yi hastalık hastası ediyordu.İlerde evlenirlerse çok uzaklara götürürdü onu.Annesinden çok çok uzaklara..

Eddie ile evlenmek..Jane o an kendini gülümsemekten alıkoyamadı.Sonra saatin 6'yı 56 geçtiğini öğrenince koşa koşa eve yetişti.Hemen odasına çıktı biraz oyalandı odasında ama yapacak bie şey bulamayınca iyice canı sıkıldı ve Valensia'yı aramaya karar verdi.Ev telefonuna uzanıp Valensia'yı aradı ama açan yoktu.Birkaç kez aramasına rağmen açmayınca uyudu herhalde yoksa açardı o diye düşündü ve telefonu bıraktı.

Valensia onun çok uzun süredir arkadaşı değildi.Zaten bildiği kadarıyla Valensia'nın çocukluk arkadaşı bile yoktu.Genelde derslerle ve farklı dallarda kafayı bozmuş bir kızdı.İlk tanıştıklarında ona fazla ısınamamıştı çünkü aşırı utangaç ve sessizdi.Jane okulda sevilirdi çünkü insanlara yardım etmeyi çok seviyordu ve herkesle de gayet iyi anlaşıyordu.Okulda sevilmeyen "Ezikler" grubundakileri gördüğü zaman nedense o gruptaki kişilerle yakın olmak istemişti ve Valensia'yı da ilk kez o grupta görmüştü.Bir insan neden dört erkek arasında tek kız olmaktan bu kadar rahat olur ki,zaten okuldaki herkes dedikodu yapmayı seviyor.O zamanlar Valensia için verilebilecek en uygun iki lakap vardı.Ya 'kaşar' ya da 'lez'di.Çünkü herkes hemcinslerinin olduğu grupla takılırdı.Jane ise bu gruba katılmak istiyordu ve bir gün yanlarına gidip arkadaş olmak istedi.Tabiki Richie karşı çıktı.Ama Eddie Richie'nin kıçına tekme atmıştı.O günden sonra 6 kişilik yakın arkadaş grupları oldu ve hepsi birbirini kollamaya çalışıyordu.Henry Bowers'tan ne kadar koruyabilirlerse tabi..

Jane aslında hep etrafına gülücük saçan,insanların problemlerine çözüm bulan ve arkadaşlarını yalnız bırakmamaya özen gösteren bir kişiydi ama bir sıkıntı vardı.Herkesin hayatında bir sıkıntı olduğu gibi onun da vardı.O herkese değer verirken kimse onun nasıl olduğunu merak etmiyordu."Jane gel biraz sohbet edelim,bugün nasılsın?Her şey yolunda mı?" Neden böyle sorular sormak,biraz dertleşmek diğerleri için zordu ki?Evet yaptığı iyiliklerin hiçbiri karşılık alsın diye değildi,hepsi içinden gelen ve karşı tarafı mutlu etmek içindi ama şu ana kadar kaç kişi onun nasıl olduğunu merak etmişti?Kaç kişi onun üzgün olduğunu yüzünden almıştı?Grubu anlamış mıydı hiç?Belki Eddie ya da Stanley.Valensia,Richie veya Bill hiç bir şeyden bahsetmemişti ve şu ana kadar ona nasıl olduğunu sormamıştı.Buluştukları zaman yaptıkları tek şey oyun oynamak.

Jane aslında diğerlerine göre -Stanley hariç- daha olgun birisiydi.Ama hepsi aynı okula ve aynı döneme gidiyordu.13 yaşındayız çocuklar hiçkimse mi anlamaz bir şey?Jane bunları hatırladı nedense.Biraz düşündüğü zaman gerçekten kendisini boşuna yıpratıyordu.Her haftasonu geceleri yorganının altında ağlardı kimsenin onun hislerini önemsemediğini düşünmediğinden dolayı.

Canı iyice sıkılmıştı.Acaba dışarı mı-sokağa çıkma yasağı..Tanrım neydi bu yasak?Yetişkinlerin göremediği şeydi sadece.Sadece çocuklar ve ergenlik çağındaki gençlerin görebildiği şeylerdi.Ya da inanırlarsa,korkularından beslenen bir canavar olduğuna inanırlarsa ortaya çıkan bir şeydi bu sikik palyaço.Ve bir yetişkin asla ama asla çocukları kaçıran ve onları öldüren bir palyaço olacağını düşünemezdi.Neden düşünsünler ki kulağa o kadar saçma geliyor ki zaten.Keşke bir hikayeden ibaret olsaydı.

Jane'in ailesi iki hafta boyunca yoktu çünkü ailesinin işleri çıktı ve gitmek zorunda kaldılar.Mecburen evde tek başına kaldı.Normalde karanlıktan korkmazdı Jane ama o Neibolt evinden sonra her an birisi kolundan ya da bacağından tutup onu çekecekmiş gibi hissediyordu işte bu yüzden bütün ışıkları yakarak gitmeye başladı 2 haftadır.Ailesi arkadaşları dağıldıktan 1 hafta sonra gitti.En azından olaylar üst üste gelmedi bu konuda şanslıyım diye düşündü Jane çünkü o korkuyla evde tek başına kalamazdı.Bir hafta geçmesi bile onun için büyük bir avantajdı.

Jane mutfağa girdi.Çok acıkmıştı ve kendisine bir şeyler hazırlamaya karar verdi.Dolaptan bir şeyler çıkardı ve ekmek kutusundan birkaç parça ekmek çıkardı.Sandviç yapacaktı.Ama ekmek dilimleri onun için çok -aslında 4 parmak kalınlığındaydı sadece onun için sayılmazdı- kalındı.Jane ekmekleri kesmeye çalışırken yanlışlıkla parmağını kesti.

Jane; "Siktir ya."

Hemen banyoya koştu ve elini sardı.Merdivenlerden aşağıya inerken arkasından bir ses duydu.

Jane; "Hayır hiçbir şey yok sadece kimse yok diye bir şeyler duyuyorum hepsi bu hiçbir şey yok."

"Janeee.."

Jane; "Hiçbir şey yok."

Jane kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.Ama sakin kalamıyordu.O an yerde bir ıslaklık hissetti.Başta su sandı ama değildi.Yere yavaşça baktı ve yerde kan olduğunu fark etti.Kan yavaş yavaş dolmaya başladı evin içine.Sonra en büyük korkusu olan köpekbalıkları dolanmaya başladı.Onları görünce çığlık attı Janeve evden çıkmaya çalıştı.Fakat kolundan bir şey onu geriye çekti ve gözleri kapandı.

a clown - ITHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin