64. Bölüm

614 25 0
                                    

Gözüme vuran güneş ışığını engellemek adına gözlerimi ovuşturdum. Uyandığımda başım alışık olan yere döndü, sola.

Buse'nin yatağı boştu, odada da değildi.

Esnerken gerindim yatağın içinde. Ev ne kadar sıcak olursa olsun dışarının soğuk olduğunu biliyorsa insan yataktan çıkmak istemezdi. Üzerimdeki miskinliği bir kenara iterken üstümdeki yorganı attım.

"Uyanmak istemiyorum."

Kendi kendime hayıflanırken iyice ayaklandım.

Dağılmış saçlarıma elimle yön verdim, artık günlük dozum olan Öykü'nün sesi ile odadan çıktım.

"Meriç!"

Kafamı geriye atarken sesin geldiği yöne, mutfağa ilerledim.

Öykü ve annesi masadaki yerini çoktan almışlardı, ben de oturduktan sonra Öykü'ye baktım.

"Biliyor musun Öykü senden kurtulacağım için o kadar mutluyum ki anlatamam."

Öksürüklerinin arasında konuşmaya çalıştı.

"Mumla ararsında bulamazsın, sonra bu laflarına pişman olursun benden demesi Meriç bey."

Gülümsedim.

"Sanmıyorum."

Gözlerini devirirken önüne döndü.

"Buse'yi arasana benim telefon odada kaldı."

Ağzındaki salatalığı çiğnerken, "neden?" Diye sordu.

"Hal hatır sor diye, kızım arasana hazırlansın Burak'ı alacağız ya hani."

Yutkunup, "Buse gelmeyecekmiş ben aradım onu biraz önce," dedi.

"Neden?"

Ellerini bilmiyorum dercesine iki yana kaldırdı.

"Oğlum ben de gelemeyeceğim, Burak için bir şeyler hazırlayayım diyorum."

Başımı salladım onaylarken.

"Eksik bir şey olursa beni ara Ekin'e söyler temin ettiririm sana."

Öykü yeniden öksürdü, sırtına hafifçe vururken.

"Sana ne oluyor kızım?"

Nefes aldıktan sonra, "Ekin olmaz o bizimle gelecek," dedi.

Annesi kaşlarını çatıp baktı Öykü'ye.

Yüzümü sıvazladım, "o zaman başkasını yönlendiririm oldu mu?" Masadan kalkarken, "afiyet olsun," dedim ve odama geçtim.

Kapıyı kapatıp komodinin çekmecesini açtım ve oradaki açılmamış sigarayı ve zippomu aldım.

Pencere önüne geçerken sigaranın şeffaf kısmını kaldırıp aldım. İçinden bir dal alıp zippom ile yaktım, araladığım pencereden sokağa bir göz attım.

Rüzgar saçımı savuruyordu.

Geri çekilip yataktaki telefonu aldım ve Buse'yi buldum rehberden.

Birkaç çalıştan sonra açtı.

"Efendim canım?"

"Neden gelmiyorsun?"

Yatağa oturmuş bir şekilde pencereden Buse'nin odasına bakıyordum.

Cam hâlâ aralıktı.

"Meriç biraz mağazalara bakacağım o yüzden gelmiyorum."

Kafamı kaşırken, "ne mağazası?" Dedim.

"Nikâh kıyafeti alacağım bulabilirsem."

Burnumu çektim, sanırım soğuk almıştım.

SAPLANTI ÂŞKWhere stories live. Discover now