15

1K 109 14
                                    

Jungkook için yaşadığı hayal kırıklığını anlatmak imkansızdı. Dolan gözleri ile karşısında kendisine öylesine duygusuzca bakarken hasretini çektiği beden, üstüne sözleri ile yıkılan duvarlarını da un ufak etmişti.

Parmaklarına baktı. Geçmişe dair hiçbir iz yoktu. Sanki hiç olmamış gibi ve bu onun yutkunmasını engelleyen içini yakın yıkan bir şeydi.

"Git artık Jungkook." Öyle sertti ki sesi. Jungkook onun bu soğuk ses tonunun kalbini sızlattığına yemin edebilirdi.

"Hoseok." Hoseok'un saçlarını uzun uzun okşadı. "Ben böyle olsun istemezdim. Ben doğru bildiklerinin esiri olmuş bir aptaldım ama sen beni değiştirdin." yarım açık kapıyı kapattı. Buradan gitmeye asla niyeti yoktu. Hoseok'u o kadar özlemişti ki. O git dese bile umrunda değildi. Ona sarılmak, kokusunu solumak, daha da sarılmak istiyordu. Yanaklarını uzun uzun öpmek ve hasret gidermek istiyordu.

"Jungkook git artık." ama Jungkook özlem çekse bile arkasında bıraktığı bedenin içine attıklarından bihaberdi. Karşısında böyle dik ve gururlu durmaya çalışan bedenin ağlamamak için direndiğinden ve pes etmemek adına çabaladığından bihaberdi.

En ücra köşelere ittiği o zincirler içine sarılı sevginin zincirlerinden kopmak istediğinden ve Hoseok'un da kendisini özlediğinden öyle habersizdi ki.

Elini Hoseok'un yanağına çıkarttı. "Hatamın farkındayım Hoseok. Sana kendimi savunacak bir yanım bile yok. Ama lütfen izin ver. Yanında olmama, seni sevebilmeme." yanağını usul usul okşarken Hoseok gözlerinin kapanmaması adına büyük bir savaş veriyordu.

Jungkook'un bileğini kavradı ve elini ittirdi. "Ben gelmeni beklerken her şeyden vazgeçtim. Şimdi karşıma geçip bana boş vaatlerde bulunma. Ben senden umudu keseli çok oldu." Jungkook kalbine ok misali saplanan sözlere rağmen gülümsedi.

"B-beni özledin. Biliyorum Hoseok. Sadece korkuyorsun. Güvenin kırıldı ama yemin ederim her şey iyi olacak." kıkırdandı ve kendisinden birkaç santim kısa olan bedeni tekrardan sarmaladı. "Sarıl bana Hoseok. Sarıl. Sarıl ki birlikte yaralarımızı saralım ve özlemimizi giderelim. Buradayım işte. Bundan sonra istemediğin kadar yanındayım."

Bir yanı Jungkook'a sarılmak isterken bir yanı hâlâ tereddütlerle doluydu. "Şimdi git Jungkook. Böyle aniden gelip her şeyin normale dönmesini bekleme. Sonra konuşalım."

Jungkook için yeniden görüşecek, konuşacak olma ihtimalleri bile harikaydı. Geriledi ve kafasını onaylarcasına salladı. "Tamam. Tamam olur. B-ben gideyim. Yarın görüşürüz." dudaklarını Hoseok'un yanağına bastırıp bir süre öyle durdu. "Seni seviyorum."

Evden çıktığında Hoseok ayakta güç bela tuttuğu bedenini duvara yasladı ve yavaşça yere oturup gözyaşlarının akmasına izin verdi.

The Ring :: HopeKook ✔Where stories live. Discover now