Multimedyaya sevdiğim bir şarkı koydum, bölüme uygun olmaktan ziyade hikayenin havasını yansıtıyor. Bu nedenle dinlemenizi tavsiye ederim. Bir de güzel bir şarkıdır tabii :D İyi okumalar!
*Don't You Forget About Me - Simple Minds
Kafeteryaya girmeden önce kısa bir an duraksadı ve kendini birazdan olacaklara hazırlamak için derin bir nefes aldı.
Sadece ayrılmak istediğini söyleyeceksin, diye mırıldandı kendi kendine. Başka bir şey söylemek yok. Açıklama yapmak yok. O ne söylerse söylesin, cevap vermek yok. Ayrılmak istiyorum, hepsi bu.
Gözünün önüne Yasemin'in kafeteryanın ortasında bağırıp çağırmaya başladığı bir görüntü gelince yüzünü buruşturdu. Sonra da bu görüntüden kurtulmak için başını iki yana salladı. Böyle bir şeyin olması pek olası değildi. Çünkü Yasemin herkesin içinde olay çıkarıp rezil olmayı göze alamazdı. Geçen hafta kızdan ayrılmayı düşündüğünü söylediğinde Harun öyle demişti en azından.
"Kesinlikle kafeteryada yap kanka. Biraz delirmesi kaçınılmaz, bağırıp çağırması ve sinir krizi geçirmesi de muhtemel. Ama herkesin içinde rezil olmak istemediğinden çabuk susar. Sen üstüne gitme yeter."
Yasemin dışında guruptaki tek kız ve aynı zamanda Harun'un sevgilisi olan Alara başını sallayarak onaylamıştı bu sözleri. Ardından da eklemişti:
"Bir de söylediği hiçbir şeye ters bir cevap verme, bu onu cidden delirtir. Kontrolünü kaybedebilir, biliyorsun. Ayrılmak isteyen sen olduğuna göre bu olayın fazla büyümesini, dillenmesini istemeyecektir. Onun için okuldaki itibarının ne kadar önemli olduğunu bilirsin."
"Peki," demişti onlara ve yapması gerekenleri kafasının içinde listelemişti. "Ondan ayrılmak istediğimi söyleyeceğim. Kafeteryada yapacağım. Başka hiçbir şey söylemeyeceğim. Açıklama yapmak yok..." Bu noktada kısa bir an duraksayıp kaşlarını çatmış, arkadaşlarına kararsız bakışlar atmıştı. "Bundan emin misiniz? Ya neden diye sorarsa?"
"Sormaz." demişti Alara güven verircesine. "Kendisiyle ilgili bir sorun olmadığına o kadar emin ki, suçu direkt sende arayacaktır."
"Açıklama beklemez mi yani? Ne bileyim, sonuçta iki senedir beraberiz."
"Sebep benim dersin." Alara cümlesini cık cık sesleriyle keserken Harun şaşkın bir şekilde sevgilisine dönmüştü. "Olmaz mı?"
Kız başını iki yana sallarken Taha, "Sahi mi?" diye sormuştu. "Neden olmaz?"
"Bu cümleden nefret ederiz." diye teminat vermişti kız. "Bunu sakın söyleme. Yoksa üstüne atlayıp seni boğmaya kalkabilir."
Bu sözlere Harun da Taha da kahkahalarla gülmüş ve nihayet kahkahaları hafiflediğinde aynı anda konuşmuşlardı.
"Böyle bir şeyi görmek için para verirdim."
"Elli kiloluk bir kızın üstüme atlayıp beni boğacağını mı söylüyorsun?"
"Böyle bir şey için para vermeyeceksin." diye uyarmıştı sevgilisini Alara. Ardından bakışlarını Taha'ya yönelterek devam etmişti. "Plates ve yoga yapan, beş yaşından beri düzenli olarak yüzen elli kiloluk bir kızın üstüne atlayıp seni boğacağını söylüyorum. Kol kaslarını gördün mü hiç?"
Taha böyle bir şey görüp görmediğini hatırlamak istercesine anılarını taramıştı ama bulduğu tek şey Yasemin'le onun odasında geçirdikleri güzel saatlerdi. Kol kaslarına falan dikkat etmemişti hiç. Kız aşırı derecede seksiydi ve dikkatini vücudundaki daha az önemli bölgelere yöneltmek asla işine gelmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Kulübeli Çocuk
Teen FictionBazen bir şeyleri gerçekten görebilmek için ambalajın altındakini ya da belki ötesindekini görmek gerekir. Zaten en güzel şeyler hep en garip ambalajlarla gelmez mi önümüze? *Önemli Not*: Bu hikaye, üç kısa hikayeden oluşmasını planladığım Bilimkur...