2/İlk Karşılaşma

19.8K 1K 470
                                    

-MİRAÇ TUNÇ-

Mutfaktan gelen seslerle araladım gözlerimi. Önce sağıma baktım. Hale yatakta yoktu ve koridorun ışığı açık duruyordu. Duvarda asılı olan saat ise iki buçuğu gösteriyordu. Ne yapıyordu bu saatte mutfakta? Esneyerek kalktım yataktan ve terliklerimi giyerek mutfağa doğru ilerledim. Sersem gibi hissediyordum. Zaten uyuyalı neredeyse bir saat olmuştu. Hale'de benimle birlikte uyumuştu oysa ki.

" Hale? " diye seslendim mutfağa girer girmez. Sonrada şöyle bir etrafa bakındım. Masanın üzerinde iki çeşit börek, bir tarafta kek ve fırına verilmek üzere beklenen kurabiyeler duruyordu. Gecenin ikisinde bu görüntü beni bir hayli şaşkınlığa uğratmıştı. Kim, ne için gecenin bu saati bu kadar yemek yapardı? Hemde kimin için..?

" Miraç " dedi irkilerek. Önce susup mutfağı inceledim. Sağıma soluma bakındım, bir sürü bulaşık duruyordu. Yerlerde de un lekeleri vardı. 

" Bunlar ne gecenin ikisinde Hale? " diye sordum hayretle. Hale önce bir duraksadı. Daha sonra ise yaptıklarına şöyle bir bakınıp elindeki fırın eldivenini çıkardı ve masanın üzerine bıraktı. 

" Uyku tutmadı. Bende bir şeyler yapayım dedim... " dedi. Yalnız bu bana hiç inandırıcı gelmemişti çünkü Hale yemek yapmaktan nefret ederdi. Bu evde doğru düzgün yemek yapmayana, ben sevmiyorum deyip her seferinde beni geçiştiren ve dışarıdan yemek siparişi veren kadın şimdi mutfakta çeşit çeşit şeyler yapıyordu. Bunu ne kadar mantıklı bulabilirdim ki?

" Sana söylemeyi unuttum. Yarın sabah kardeşlerini çağırdım kahvaltıya. Erdem ve Vahide bunları çok sever. " dedi sonra ve ikinci bir şok daha...

" Erdem ve Vahide mi? Bir kere Vahide diyette. Hayatta yemez bunları. Bunlar sadece Erdem'in yiyebileceği şeyler. Sen bunların hepsini Erdem için mi yaptın? " diye sordum ve donuk bakışlarımı ona sabitledim. Yutkundum sonra, içime bir şey oturmuştu sanki, kötü hissetmiştim yine. Önce kekeledi, ne diyeceğini bilemedi fakat sonra sinirlenip bağırmaya başladı. 

" Canım sıkıldı yaptım işte Miraç! Uzatıp durma boş yere! Erdem de yer, sende, bende... Alt tarafı yemek. Uyku tutmadı diyorum. Yoksa uğraşır mıyım? " dedi öfkeyle. Uyku tutmamışmış... İstersen hiç uyuma! Seni hiçbir kuvvet bu mutfağa sokup yemek yaptıramaz ki kolay kolay. Doğru ya... Bir iş yerine giderken yemek yaparsın, o da yine Erdem'le yani 'erkek kardeşimle' yemek için. Birde Erdem'i eve çağırırken... Bomboş bir ifadeyle baktım Hale'nin yüzüne, ne diyeceğimi bilmiyordum ve sonrada mutfaktan çıktım. Önce bir tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonrada odama geçtim ve yatağıma girdim. Gece gece sanki gelmişlerdi bana. Boğuluyor gibi hissetmiştim, boğazım düğüm düğüm olmuştu, kalbime ağrı girmişti sanki...  Hale benim 5 senelik karımdı. Beş senede toplam sadece ilk iki senemiz mutlu mesut geçmişti. Sonrasında ise nedenini hala çözemediğim kavgalar, gelinen boşanma aşamaları, huzursuzluk ve Hale'nin bana söylediği yalanlar. Benimle hiç mutlu değildi. Sürekli benden uzaklaşmanın yollarını kolluyor gibiydi. Ama yinede benden vazgeçemiyordu. Bunun nedenini de anlayamıyordum. Onu gerçekten çok sevmiştim fakat zamanla içimde ona dair ne varsa teker teker öldürmüştü. İnsanların içinde beni rencide etmekten çekinmez, ne düşündüğümü asla önemsemezdi. Elimden gelenin hepsini yapmama rağmen benden tiksiniyordu ve ben ne yazık ki bunun çok net bir şekilde farkındaydım... Erkek kardeşim Erdem'le birlikte aynı ofiste çalışıyorlardı. İkisi de iç mimardı. Hale bana göstermediği ilgi ve alakayı Erdem'e daha çok gösteriyordu. Sürekli onu evimize çağırıyor, iş başarılarını ve özel günlerini kutluyordu. Oysa bizim evlilik yıldönümümüzde eve bile gelmemişti... Bu durum artık beni sıkıyordu ve yanlış bir düşünceye itiyordu. Yanlış olduğuna emindim fakat elimde değildi... Kafamda sürekli saçma sapan düşünceler dolaşıyordu, kendimi bundan alıkoyamıyordum. Sinirleniyordum, zoruma gidiyordu, kahroluyordum sanki. Onunla aynı evin içinde iki düşman gibi yaşadığım her saniye, duvarlar üstüme üstüme geliyordu...

SaplantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin