i'm tired

592 59 65
                                    

Tuhaf bir şeyler yazdım azıcık beceriksiz olduğum için, mazur görün zjaçdkwlw İnsanlar nasıl smut falan yazıyor ya ben daha bunu yazamıyorum:(( Yetenek olsa gerek. Hikayeye aslında bu bölümün küçük bir taslağını yazarak başladım ve onu baya geliştirip hissettirmeye çalıştım ancak ne kadar yansıtabildim, onu pek bilemem.

Yorumlarınızı görmeyi çok çok çok isterim. Okulum başladı ve yoğunluğa girdim, burası biraz daha kendimi iyi hissettiren bir yer. Bu yüzden lütfen fikirlerinizi bilmeme izin verin.

İyi okumalar!

*

"Bugüne kadar bu konuda zaten harikaydınız ama bunu tekrar söylemem lazım. Aralarındaki çekimin hissedilmesini istiyorum, özellikle dudaklarının sürtüştüğü kısımda. Biraz sinir bozucu gelebilirim kulağa ama bu sahneyi yazarken Ajan Irwin ve Ajan Vincent'ın kalp atışlarına kadar hayal ettim." Denise konuşmaya devam ederken yalnızca başımla dediklerini onaylıyordum. Hissedilebileceğinden hiç şüphesi olmasına gerek yoktu çünkü Ashton'ın öpücüğüne karşılık verirken bedenimin heyecanımı oldukça yansıtacağına emindim. "Şimdi gidiyorum, sakın teaserı izlemeyin. Bu sahne filmin dönüm noktası olacak, yorumların duygularınızı etkilemesine izin veremem."

İkimiz de yorumları deliler gibi merak ediyorduk, sonuçta ilk işimizin bir kısmı dünyayla buluşmuştu ama yasaktı işte. İnsanların hakkımızda ne düşündüğünü ve dünyanın geri kalanının da ona olan aşkımı anlayıp anlamadığını merak ediyordum. Denise sonunda bizi bırakıp ortamda düzeltmek istediği bir şeyler var mı diye bakmaya giderken Ashton'ın rahat bir nefes verdiğini gördüm.

"Bir an hiç susmayacak sandım." Yüzündeki dehşet ifadesine güldüğümde o da hafifçe gülmüştü. İkimiz de gergin görünmüyorduk ama ikimizin de gergin olduğunu biliyordum. O hazırlıkları izlerken dönüp ona bakarak kendimi birkaç dakika sonrasına hazırlamaya çalıştım. Her zamanki gibi siyah bir dar pantolon giymişti, üstünde beyaz bir gömlek vardı ve az sonra ellerimi daldıracağım saçları şimdiden dağınık görünüyordu. İçime derin bir nefes çektim.

"Eee, Ajan Vincent. Haftalardır beklediğin sahne geldi. Ne hissediyorsun?" diye sırtını duvara yaslayarak alayla konuştuğunda ben de gülerek kaşlarımı kaldırdım. Heyecanımızı, gerginliğimizi, kırgınlığımızı... her şeyimizi alaycı tavırlarla saklardık. Klasik biz.

"Aslında Ajan Irwin bunu deliler gibi istediğini hareketleriyle oldukça belli ediyor ama neyse."

"Bu sahneleri nasıl yapacaksın merak ediyorum." Yüzündeki ukala gülüş ona nasıl bu kadar yakışıyordu bilmiyordum ama bu ifade için doğmuş gibiydi.

"Ben yaparım da, sen baya etkilenebilirsin; dikkat et."

"Doğrusu, genellikle kızları duvara yaslayan ben olurdum. Bakalım bana yapılınca ne olacak."

Gözlerimi devirirken gülümsemeye devam ediyordum. Ashton asla böyle şeyler yapan biri değildi ama böyle konuşarak kendince eğleniyordu.

"Ajan Irwin çok yapıştı gerçek karakterine, onu yok etmemiz zor olacak." İkimiz de buna gülerken saçma konuşmamızı telefonumun mesaj sesi bozdu. Michael odama gelmemi söyleyen bir mesaj atmıştı. Çekimlere gideceğimi söyleyecektim ki yönetmenin o olduğunu hatırlayıp yalnızca onayladım.

"Az sonra görüşürüz." dedim Ashton'a arkamı dönerken. Ellerini önünde bağlamış, yüzünde tebessümle o da görüşürüz demişti. Umarım şimdilik gayet yerinde olan keyiflerimiz çekimlerden sonra da öyle olurdu. Akşam çocukların evinde birlikte teaserı izleyip, liseden beri cover paylaştıkları youtube kanalına eğlence olsun diye videosunu yükleyecektik. Uzun süredir bir şeyler çalmadıklarından takipçilerine böyle bir teselli vereceklerdi. Bunun ikimiz arasındaki olası bir gerginlik yüzünden mahvolmasını istemezdim.

Why Won't You Love MeWhere stories live. Discover now