bir

112 20 85
                                    

Sarah, kış gününde doktor olmanın getirdiği sorumlulukla polikliniğinde oturuyor ve bir sonraki hastayı bekliyordu. Üstündeki beyaz önlüğüne sıçramış kahve lekesini hatırladığında önlüğünü çıkardı. Kuru temizlemeye verecekti. Önlüğü askıya asarken ağırlık yapan telefonunu fark ederek eline aldı. Parmak izini okuyan telefonun kilit ekranı kendiliğinden açıldı. Bildirim panelinde gördüğü mesajlara kaşlarını çatarak bakmaya başlamıştı bile. Meslektaşlarıyla olan grupta dönen dedikoduyu anlamak için en üste çıkmayı düşündü ama üşenmişti. Bu nedenle klavyeyi açıp ne olduğunu sormanın iyi olduğunu düşünmüştü.

SarahS
Ne oluyor

Kwangiyn
Sarah
biri geliyor
ben bittim

yumeluna
Düzgün anlatsana be adam
Bir doktor gelecekmiş hastaneye
Yakışıklıymış

meowSaki
gerçekten yakışıklıymış

yumeluna
Onkolojide
Kwang da yanlışlıkla o doktora bakar
Ve ben kızarım diye
Bittim diyor

Kwangiyn
nerden anladın aşkım

yumeluna
HERKESE BAKIYORSUN
SUS ŞİMDİ

SarahS
Anladım,,
Resmen çocuk polikliniğindeyim
Ve patlamak üzereyim
Gerçekten

meowSaki
kolay gelsin
ben de poliklinikteyim

Sarah telefonunun ekran kilidini kapatarak polyester siyah kumaş pantolonun cebine koydu. Cebi çok büyük değildi, bu yüzden telefonunu cebine biraz daha itti. Düşmesini istemiyordu. Kapıyı tıklatarak açan kişiyle birlikte aceleyle eldivenlerini taktı. Gelen kişiyi hızlı göz hareketleriyle inceledi. Altında siyah ve yanlarında gri şeritleri olan bir eşofman, üstünde ise beyaz bir gömlek ile omuzlarına bıraktığı deri ceketli biriydi. Sarah, adamın bitkin gözlerinden ve kırmızı yanaklarından hasta olduğunu tahmin etti. Eliyle sedyeyi gösterdi. "Buyrun oturun lütfen."

Adamın ayaklarını sürüyerek sedyeye adımlaması ve sonrasında oturması hasta olduğunu kanıtlamıştı da zaten. Sarah masanın ardındaki koltuğa oturdu ve kollarını masaya dayadı. "Şikayetiniz nedir?" Sonrasında el çabukluğu ile bilgisayarına gönderilmiş olan hasta dosyasına baktı. Hastanın adı Yeongjin'di ve alerjisi olan ilaç içeriği yok görünüyordu.  

Hasta boğazını temizleyerek ağzını araladığında Sarah pür dikkat hastaya baktı. "3 gündür ateşim var ve çok hâlsizim Doktor Hanım. Burnum durmadan akıyor ve silmekten artık tamamı yara oldu." Haklıydı on adım uzaklıktan da belli olabiliyordu burun delikleri çevresinde pütür ve kırmızılıklar. Hasta devam etti, "Evde annem böyle oldu ilk. O şimdi epey iyi ama sıra bende galiba." 

Sarah kafasını ağır ağır salladı ve ayağı kalkarken masasındaki kutudan bir çubuk aldı, hemen yanından da maske. Maskeyi takarken konuştu, "Önlem olarak takıyorum. Her zamanki hastane kuralları." Hasta, yanına varmış doktorla birlikte sıradaki hamleyi anladı ve ağzını kocaman açtı, dilini dışarı çıkardı. Çubuğu çoktan pakedinden çıkarmış Sarah, hastanın diline bastırarak "Aaa..." demesini bekledi. "Şimdi lütfen dilini içeri sok ve öyle devam et." Hastanın dediklerini uygulaması ile boğazındaki birikmiş mukusu gördü. Işığı tutup devam etti ve işi bittiğinde "Kapatabilirsiniz." diyerek geri çekildi. Elindeki kullanılmış çubuğu çöpe attı. Ardından steteskobunu eline aldı ve kulaklıkları kulağına taktı. Hastanın gömleğini üstünden çıkarmadan sırtına dayadı ve birkaç rutin işlem daha yaptı. 

smocked love ✫ setrahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin