dört

64 10 25
                                    

Sarah birbirine yapışmış olduklarını düşündüğü kirpiklerini ayırıp gözlerini açmaya çalıştığında omzunda hissettiği dürtü artıyordu. "Sarah... Uyanman gerek geç kalacağız." Sarah sesi sonunda ayırt ettiğinde gözleri hızlıca açıldı ve bedeni anında doğruldu. Setthyun'un uyurken onu görmesini, hele kötü bir geceden sonra onu görmesini hiç istemezdi. Sarah gözlerini etrafta çevirdi. Kocaman hamağı görünce Athena'nın evinde olduğunu anladı. Ancak bu sefer de aklına Setthyun'un burada ne aradığı düşmüştü.

Sarah'ın oldukça uyku sersemi ve yine oldukça anlamaz bakışlarını görünce açıklama ihtiyacı duydu. "Athena'nın evindeyiz. Rahat ol." Sarah bunu zaten anlamıştı. Yorganını üstünden attı ve Setthyun'a baktı. Setthyun, Rahatsız olmasın diye duvara bakıyordu yalnızca. Bu Sarah'ı gülümsetti.

Setthyun, Sarah'ın uyandığını anladığında çıkacağını ve aşağıda beklediklerini söyleyerek odadan çıktı. Mutfakta Setthyun'un henüz aldığı poğaçaları tabaklara koyuyordu Athena. Setthyun yardım etmek için yanına ulaştı. Dün akşam epey muhabbet etmişlerdi ancak hâlâ anlam verememişti evin her köşesinde olan hamaklara.

Hastanedeki doktorların ise en bariz ve belirgin ortak özellikleri çoğu kişinin Batı mutfağını çok seviyor olmalarıydı. Bunlara evdeki üçlü de dahildi. Athena'nın masaya bıraktığı bardaklara portakal suyunu döken Setthyun yanında hissettiği bedenle sağına döndü. Sarah kalkıp aşağı inmişti. Gözünü kaşıyarak her zaman oturduğu sandalyeye oturdu. "Güno."

Setthyun kıza ait olduğunu düşündüğü "Günaydın." sözüyle gülümsedi ve "Günaydin." dedi. "I"yı "İ" yapmıştı. Athena ise normal "Günaydın."ını söyledi.

Her biri masaya oturduğunda poğaçalardan yemeye başladılar. Ağzı dolu olan Sarah, lokmanın büyük çoğunluğunu yutarak konuştu. "Neden buradayız?" Athena ve Setthyun bu soruyu zaten bekliyordu. Sözü Setthyun aldı. "Dün gece bardan çıktığımızda bayağı sarhoştun. Arabamla gelmemiştim, taksiyle seni evine bırakacaktım ama adresi söylemedin bana. Ben de yakın olduğunuzu bildiğim için Athena'yı arayıp buraya getirdim."

Sarah bu kadarını kendi de tahmin etmişti. Athena, Setthyun'un burada kalmasına nasıl müsaade ettiğini düşünüyordu. Bu sefer ağzını açan taraf Athena'ydı, "Aşırı yağmur yağıyordu.  Taksici de sizi bırakıp hemen gitti. Saat geçti bayağı zaten. Gitme dedim ben de. Ev kocaman zaten. İyi uyudun mu Setthyun?"

Setthyun gülümseyip kafa sallarken Sarah'ın kaşları çatıktı. Nutellalı bir poğaçayı ağzına attığında hatırlayabildiklerini hatırlamaya çalışıyordu. Yağmur hakkında bir fikir yoktu aklında. Setthyunla nasıl karşılaştıkları vardı, masalarında oturması vardı. Setthyun'un yanındaki kızı hatırlayamamıştı. Birden gözünün önüne bir anı geldi. Renksiz ve az ışıklı bir anıydı. Sarah, Setthyun'un dibinde hatırlıyordu kendini. Setthyun'un şaşkın bakışlarını ve kendi göğsünde Setthyun'un kalbini hissetmesini anımsamıştı. Kendi sesi geldi hemen ardından. "Sen benim sarhoşluğumdan yararlandın!"

Bunu karşısındaki doktora sormalıydı ama nasıl soracaktı? Ne olmuştu da öyle demişti? Aralarında bir şey mi olmuştu? Sarah'ın eli istemsizce dudaklarına gitti. Aklından geçen düşünce ise zaten çatık olan kaşlarını daha da çattırmıştı. Ya öpüştülerse?

Setthyun doymuş olacak ki bardağında kalan son bir yudum portakal suyunu içip ayağa kalktı. "Afiyet olsun ve elinize sağlık. Sanırım ben gitsem iyi olacak."

Athena ayağa kalkacak gibi oldu ama sonra düşüncesi değişmişçe geri eski hâline döndü. "Gitme daha gitme. Birlikte gideriz hastaneye. Boşuna taksi parası da verme. Az kaldı hem mesai saatine. Birlikte gidelim." Athena gözlerini Setthyun'un üstünde gezdirdi. Kıyafetleri de gayet güzeldi. Ütüleri bile bozulmamıştı. "Üstünü bile değiştirmene gerek yok. Yedek kıyafetin vardır zaten. Lütfen kırma biz—." Athena bacağında hissettiği baskıyla gülümsemesini büyütüp düzeltti. "Lütfen kırma beni. Hadi." Setthyun kafasını salladı. Athena da ellerini çırpıp oturma odasını gösterdi. "Orada oturabilirsin. Sana hamağım için özel izin çıkardım. Keyfini sürebilirsin." Birkaç saniye duraksadı ve sesini epey yükseltti. "Kırmızı olan benim!"

smocked love ✫ setrahWhere stories live. Discover now