0.7

1.5K 190 161
                                    

Bu bölümü Chuuya'nın ağzından yazacağım.

"Chuuya~,hadi aç kapıyı artık."

Yaklaşık 15 dakikadır Dazai kapının önünde bekliyordu. Saat gecenin körüydü,neden kendi evine gidip rahat rahat uyumak yerine dakikalardır benim kapımın önünde bekliyordu?

En sonunda artık bana seslenmesine dayanamadım ve gidip kapıyı açtım.

"Ne istiyorsun,Dazai?"

"Seninle konuşmak istiyorum."

Ben sanki kapının önünde durmuyormuşum gibi,beni ittirdi ve içeriye geçti.

"Bu saatte konuşman şart mıydı?"

"Hayır."

"Neden bu saatte konuşmak için buradasın o zaman?"

"Çünkü canım bu saatte konuşmak istedi."

Ne dersem diyeyim verdiği cevaplarla beni daha da sinirlendirecekti. Bu yüzden sustum ve ne demek istiyorsa demesine izin verdim.

Bu sırada telefonuna dikkatle bakıyor,bir şeyler seçmeye çalışıyor gibi gözüküyordu.

Sonunda işini bitirince kafasını kaldırıp bana baktı.

"Dans edelim mi?"

"N-ne?"

Aniden elimden tutup beni kaldırdı.

I have died everyday, waiting for you (Seni beklerken her gün öldüm.)

Darling, don't be afraid, I have loved you for a thousand years

(Sevgilim sakın korkma,seni bin yıldır seviyorum.)

I'll love you for a thousand more
( Bin yıl daha seveceğim.)

Bu şarkıyı rastgele mi seçmişti bilerek mi bilmiyordum.

Bilerek seçmiş olmasını umdum.

One step closer (Bir adım daha)

Vücudumu kendim hareket ettirmiyordum. Kendimi tamamen Dazai'a bırakmıştım. Çünkü hala neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Konuşmak istediğini söylemişti ve şimdi dans ediyorduk.

Bütün bunlar ne anlama geliyordu?

Şarkı sona erdiğinde,konuşmak için dudaklarımı araladım. Ama ne diyecektim ki?

"Bunların hepsi sana anlamsız geliyor, değil mi?"

Hala kollarındaydım ve yüzlerimizin arasında santimler vardı.

Ama geri çekilmek istemiyordum.

"Olanları anlamlandırabildiğin zaman beni ara."

Geri çekilip arkasını döndükten sonra duraksadı.

"Yaptığım hiçbir şey tesadüfen değildi."

Burada dans ettiğimiz şarkıyı kast ettiğini anladım.

Daha sonra kapıyı açtı ve dışarı çıktı.

Her zaman beni merakta bırakıp kaçmak zorunda mıydı?

Gerçekten dans ettiklerini bir gözünüzde canlandırır mısınız? MÜTHİŞ.

ᴿᵉᵈ ᶜᵃʳⁿᵃᵗᶦᵒⁿˢ||ˢᵒᵘᵏᵒᵏᵘWhere stories live. Discover now