0.9

1.5K 182 209
                                    

Dazai,bu sefer aldığı karanfilleri kapının önüne bırakıp gitmek istememişti.

Hisleri bunu yapmasına engel oluyordu.

Chuuya'nın gözlerine her bakışında, içinde oluşan garip duyguya engel olamıyordu. En güzel denizleri andıran o gözlerde kaybolup gitmek istiyordu.

Derin bir nefes aldı ve zile bastı.

Kapının açılmasını beklerken,diyeceği şeyleri aklında toparlamaya çalışıyordu.

Dans ettiklerini geceden sonra böyle bir şeye gerek kalmadığını düşünmüştü. Ama hala gerekliydi. Çünkü Chuuya,Dazai'ın duygularını anlamamıştı.

Ya da anlamamış gibi yapıyordu.

Sonunda kapı açıldığında, karşısında gördüğü o güzel yüz, nefesinin kesilmesine sebep olmuştu. Her zaman olduğu gibi.

"Selam,Chuuya."

Chuuya bir Dazai'a bir de elindeki çiçeklere baktı.

"Selam,Dazai."

Dazai'ın içeriye geçmesi için kenara çekildi.

Dazai önce elindeki çiçekleri uzattı. Chuuya çiçekleri aldıktan sonra da içeriye geçti.

Her zamanki gibi rahat davranamıyordu.

Girişin solundaki büyük salona ilerledi,tekli koltuklardan birine oturdu.

"Şarap içer misin?"

"Olur."

Başka şeyler düşünmek için, etrafı incelemeye başladı. Buraya defalarca gelmesine rağmen nasıl dekore edildiğine hiç dikkat etmemişti.

Krem rengi duvarların üzerinde tablolar asılıydı. Koltukların rengiyle uyumlu seçilmiş kahverengi dolapların rafları şaraplarla doluydu.

Chuuya, elinde iki kadeh şarapla sonunda gelmişti. Bir kadehi Dazai'a uzattı. Daha sonra diğer tekli koltuğa da kendisi oturdu.

Bir süre ikisi de sessizliği bozmadı. Chuuya bacak bacak üstüne atmış,şarabını yudumluyordu.

Dazai,ne kadar çekici olduğunu düşünmeden edemedi.

Sessizliği bozan,beklendiği gibi Dazai olmuştu.

Konuşmaya başlamadan önce boğazını temizledi.

"Chuuya,bir süredir sana söylemek istediğim bir şey vardı."

"Dinliyorum."

Gözlerini bardağından ayırmadan konuştu.

"Lafı uzatmak istemiyorum ama bunu nasıl söyleyeceğimi de bilmiyorum."

"Öncelikle, şaka falan yapmıyorsun değil mi?"

"Hayır şaka değil, gerçekten."

"Umarım sana inanmakla hata yapmam. Devam et."

Elleri daha önce hiç terlemediği kadar terlemiş, vücudunu bir sıcaklık dalgası sarmıştı. Nereden çıkmıştı şimdi bu? Neden gelmişti ki buraya? En başından beri bir sürü hata yapmıştı.

Ama buraya kadar geldiyse,söylemeliydi.

"Ben sanırım senden hoşlanıyorum."

Chuuya o gece ilk kez gülümsedi.

"Bunu söyleyeceğin için bu kadar heyecanlanmana gerek yoktu. Dolaylı olarak söylememiş miydin zaten?"

"Ben,ben senin anlamadığını düşündüm."

"Evet,ilk başta anlamadım."

Kadehini koltukların arasındaki küçük sehpaya bırakıp ayağa kalktı ve Dazai'a yaklaştı.

Eğilip yüzlerini aynı hizaya getirdi ve Dazai'ın gömleğinin yakasından tutup kendine çekti.

"Ama düşününce anlamamak imkansızdı."

Daha sonra dudaklarını,Dazai'ın dudaklarıyla birleştirdi.

SONUNDASONUNDASONUNDA

ᴿᵉᵈ ᶜᵃʳⁿᵃᵗᶦᵒⁿˢ||ˢᵒᵘᵏᵒᵏᵘOù les histoires vivent. Découvrez maintenant