Bölüm 4

77 7 7
                                    

Aurora, Gregor'u mu çağırıyordu? Gregor, kardeşlerini bırakıp gitmemesi gerektiğini düşündü. Ama Lizzie Bot'a bakabilirdi. Gregor'un da birden kayıp olması artık zaten alışılmış bir şeydi. Sonunda, gitmeye karar verdi. Yarasa Gregor'u konuşmak için çağırıyor gibi gözüküyordu. Gregor, Aurora'nın yanına gitti ve sordu
"Aurora, ne olu..."

Aurora onun sözünü kesmişti.
"Gelmelisin, savaşçı. Ares'in mağarasına gitmeliyiz. Orada her şeyi açıklarım."

Gregor, Aurora'nın yanında yürümeye başladı. Yarasalar, yürümekten hiç haz etmezlerdi ama Aurora, yürümeyi bırak, koşuyordu sanki. Biraz sonra, Aurora Gregor'u bir balkona götürmüştü. Gregor, Aurora'ya bindi ve sessiz bir şekilde yol almaya başladılar. Mağaraya vardıklarında, Aurora kendine rahat bir yer buldu ve oturtdu.

"Savaşçı, bilmen gereken şeyler var. Kehanet ile ilgili. Bunları sana söyleyeceklerini sanmıyorum, o yüzden sana bildiğim her şeyi anlatacağım."

Klasik Regalialılar... Gregor'a hiçbir şey anlatmıyorlardı.

"Öncelikle, bu göreve katılırsan, kehaneti yorumlamamıza göre her zaman buraya gelmek zorunda kalabilirsin. Bu da demek oluyor ki ailen ile asla Virginia'ya gidemezsin."

Yarasa bunları nereden biliyordu ki? Virginia'ya taşınacaklarını, oranın geçitlerden çok uzak olduğunu Gregor sadece Luxa'ya söylemişti. Muhtemelen de Luxa Aurora'ya söylemiştir diye düşündü Gregor.
Ama, aslında gitmek de istemiyordu. Bu Gregor'un işine bile gelmiş olabilirdi.

Yarasa tekrar konuşmaya başladı.
"İkincisi, yanımıza Ripred gelemeyecek."

"Ne?"
Gregor afallamıştı. Sıçan olmadan hayatta kalmaları çok düşük ihtimaldi. Birincisi, o inanılmaz bir dövüşçüydü. İkinci olarak da ormandaki tehlikeleri biliyordu.

Yarasa, Gregor'u duymazdan geldi ve devam etti.
"Bu yüzden yanımıza Hazard'ı almalıyız."

Gregor'un aklında sorular oluşmaya başlamıştı.
"Ripred neden gelmiyor?"

"O kemirenlerin başına geçtiğinden beri, ne kadar temsilci Lapblood da olsa, hala düzen tam sağlanmadı. Bu yüzden sonradan katılmayı deneyecek."

Sonradan mı? Gregor bunun olmayacağını düşündü.

"Ayrıca, Karıncalar Luxa'yı ormanın kalbi gibi bir yere götürmüş olamaz. Orada kendileri bile bitkilerin çekimine kapılıyorlar. Bu yüzden oradan daha da tehlikeli olabilecek bir yere götürmüş olmalılar. Çok daha korunaklı bir yere."

Gregor, sessizce dinliyordu ama aslında olacaklar onu biraz endişelendiriyordu. Hazard'ı böyle bir yere götürmemeliydi. Ve ayrıca ormanda yaşadıkları maceradan daha tehlikeli ne olabileceğini düşünmek bile istemiyordu.

" Ve son olarak, Gregor."

Ona ismi ile hitap etmişti.

"Bu sefer senin uçucun ben olacağım."

xxxxx

Gregor sabah uyandığında çok uykusuzdu. Bot onun ayağını gıdıklıyor, Lizzie ise hala horulduyordu. Gregor, bütün gece Aurora'nın ona anlattıklarını düşünmüştü. Bütün her şey içinde ona en kötü gelen Luxa'yı kurtarmak için ormanın en tehlikeli bölgesine gitmeleri gerektiği değil, Ripred'ın göreve katılmaması değil, Hazard'ı götürmeleri gerektiğiydi. Hazard'ın babası, Hamnet, ölmeden önce oğlunun Savaşçı olmasını istemediğini, onun dışında her şey olabileceğini söylemişti. Ama şimdi Hazard'ın böyle ölümcül bir şeye dövüşmeden gitmesi çok anlamsızdı.
Sonradan Gregor'un aklına geldi ki Hazard değişik canlı türleri ile iletişim kurabilirdi. Bu büyük bir avantaj olabilirdi aslında. Gregor'u düşüncelerinden onları yemeğe çağıran nöbetçi sıyırdı.
Onları yemek odasına götürdükten sonra aceleyle odadan çıktı. Masada Vikus, Ripred, Mareth(artık ordunun başında o var gibi gözüküyordu), Howard ve yarasası Nike, Aurora, Temp, Hazard, Felice ve bir tane daha yarasa vardı. Niye bu yarasa da gelmişti ki? Belli ki önemli şeyler konuşulacaktı. Başlarda, herkes yemek yiyip konuşuyordu. Ripred, kafasını tabağa daldırmıştı, Mareth ve Vikus Regalia hakkında yenilikler planlıyorlardı, Bot Temp'e yemek yedirmeye çalışıyordu, Felice ve diğer yarasa sessiz kahkahalarından atıyor ve Howard Nike ile bakışıyordu.
"Hey, Howard. Siz Nike ile yoksa..."

Gregor ve Kayıp KehanetWhere stories live. Discover now