IX

5.7K 381 277
                                    

A/n: finalden önceki son bölüm.. kısa bir geçiş bölümü olacak, finalde her sorunuza cevap bulacaksınız.. umarım

Harry kızın sarı saçlarını tararken kız etrafa gücülükler saçıyordu. "Saçlarınızı taradım prensesim"

Kız Harry'ye dönüp sarıldığında, beklemeden karşılık buldu. Harry kollarını kızın küçük bedenine dolamıştı.

"Siz benim ağabeyimsiniz, değil mi?"

"Evet," diye soludu Harry.

"Babam sizi çok mu seviyor?"

Harry hafifçe tebessüm etti. "Sanırım prensesim, ama sizi de sevdiğinden hiçbir şüphem yok"

"Peki annem nerede?"

"Mary annen-"

Niall'ın tedirgin hatta korkmuş bir şekilde odaya girmesi konuşması bölünen Harry'yi korkutmuştu.

"Neler oluyor Niall?"

"K-konuşmalıyız"

Mary'yi yavaşça kucağından indirip odadan gittiğine emin olunca Niall'ın karşısına geçti.

"Çok.kötü.bir.şey.yaptım"

"Niall. Delirtme beni söyle"

"Birini öldürdüm. Hemde kilise de"

Duydukları karşısında gözlerini büyüttü Harry. "Neden?!"

"Çünkü çarşının ortasında herkesin içinde sana fahişe dedi. Bunu onun yanında bırakmak istemedim"

"Tanrı aşkına. Lanetlendiğinin farkındasın değil mi? Benden uzak dur!"

"Harry! Senin için yapmıştım-"

Harry zorla en yakın arkadaşını odasından çıkardığında tırnaklarını yemek üzereydi. Arkasını döndüğünde hiçbir şey anlayamamış küçük prensesi beklemiyordu.

"Neden Niall'a kızdın?"

"Çünkü o ç-çok büyük bir günah işledi" diyerek geçiştirmeye çalıştı sadece.

~~~

Öncekinden uzun bir süre geçtiği halde hıçkırarak ağlıyordu odasında. Düşündükleri onu üzüyordu. Niall'ın lanetlenmesine sebep olması ve insanların onun hakkındaki yanlış düşünceleri. Canını çok yakıyordu. Duyduklarından dolayı insanlara dayanamaz, katlanamaz hale gelmişti. Gözyaşlarıyla ıslattığı yastığı biraz daha kendine çekip hıçkırmaya devam etti. Onca varlığa rağmen bir türlü mutlu olamıyordu. Çünkü en başından beri istediği şey tahtın varisi değil, İngiltere kralının eşi olmaktı.

Kapı birden açıldığında hıçkırıkları kesildi ve hemen yanağındaki yaşları sildi. Yatak bir anda ağırlaştı. Harry kuru bir yutkunmayla boğazındaki acıyı ittirmeye çalışsa da olmadı. "Harry? Neyin var?" Yanağını okşadığında, elini öptü. Gülümsemeye çalıştı. "Hiçbir şey"

"Ağlıyordun. Duydum"

"İnsanların beni tanımadığı halde, bana küfretmelerini kaldıramıyorum bir türlü. Sadece bu"

"Kıskanıyorlar sadece bu"

Harry iç çekti. Birbirlerine sarıldıklarında mutlu olmaya ve yaşadığı tüm kötü acıları unutmaya çalıştı.

Ayrıldıklarında Louis'nin yüzünde farklı bir gülümseme vardı.

"Satranç oynamayı biliyor musun?"

Harry başını iki yana sallarken başına neler geleceği hakkında bir fikri yoktu.

°°°

"Bir şartım var oyuna başlamadan önce," dedi bana bakarak. "Her yediğim taşa karşılık, üstünden bir şey çıkartacaksın"

Gülerek onu başımla onayladım. Bu benim için çok basitti.

Başlama önceliğini bana verdi. Piyonumu 2 öne çıkarttım. Ardımdan atını çıkarttı. Ne yaptığımı bilmeden onu taklit ederek atımı çıkardım. Üçüncü hamlesinde piyonumu yediğinde gülümsemesi yüzünden eksik olmamış ve üstümdeki pijamayı çıkarken beni rahatça süzmekten kaçınmamıştı. Tüm cesaretimle karşısında otururken sıra bendeydi. Filimi oynattım. Onu da yedi. Ofladım. "Hile yapıyorsun!"

"Mızıkçılık yok Hazz"

Gülerek alt pijamamı çıkarttım. Aslında kolaya benziyordu. Bu sefer ben onun filini yediğimde o çıkarmak zorunda kalmıştı. Gülümsedim. Piyonum yüzünden vezirimin önü açık kalmıştı. Alt dudağımı ısırdım. Beni yenecekti.

"Çamaşırını çıkar" dedi emir vererek.

Omuz silkip şahımla onun vezirini yediğimde Gülümsedim. Başını hızla iki yana salladı. "Şah öyle hareket edemez"

Bir şey dememe izin vermeden yataktaki satranç takımı yıkarak yanıma emekledi. Omuzlarıma baskı yaptığında yatağa yüz üstü düşmüştüm fakat hala gülmeme engel olamıyordum. "L-louis"

"Sana şahın nasıl hareket edeceğini göstereceğim" sesi kızgın geliyordu. Kötü bir şey yapacağını düşünürken elindeki şahı sırtımdan aşağıya, kasıklarıma sürttü. Enseme öpücükler bıraktı. Tüm tüylerimin diken diken olmasını sağlamıştı. Dudakları omurga kemiklerimi takip ederken duraksadı. Muhtemelen küçüklüğümde yaralanarak aldığım kalıcı ok izini görmüştü. "Hatırlıyorum.Nasıl oldu bu?"

"Bilmiyorum" dedim. İze yumuşak öpücükler bıraktı. O an fark etmeden dudaklarımı kemirdiğimi hissettim.

"Özür dilerim bebeğim, iz için"

Çamaşırımı çıkardı. Elindeki şahı bir kenara atıp kendi altındakini de çıkardı. Belimden tutarak beni kendiğine çektiğinde beklediğim gibi içime girdi. Tiz bir çığlık attım. Tüm bedenimin onun çevresinde sızladığını hissettim. Aynı zamanda aldığım doruk noktosındaki zevkin. Harekete başladı. İnlerken bir eli çenemde olduğunu hissettim. Ona döndüğümde dudaklarımız bütünleşmişti. İçimdeki sert hareketleri bir an can yakıcı bir seviyeyi bulduğunda istemeden de olsa ağzına doğru inledim. Dudaklarımız ayrıldı. Onu içimde daha çok hissetmeye başladım. Kasıkları kalçama sertçe vurduğunda inlemeleri benimkilere eklenmişti. Nefes nefese kaldım. Boşaldığında üstüme yığıldı. Sanırım bu kadar ağır olduğunu bilmiyordum.

"H-harry sanırım seninle evleneceğim" dedi sırtıma öpücükler kondururken.

Darling, your looks can kill (daddykink!larry)Where stories live. Discover now