4| prens olduğuna aldanma

479 62 187
                                    

Kitapla ilgili efsane fikirlerim var ama önce her şeyi bir yerli yerine oturtalım, kafamızdaki tüm soru işaretlerini kaldıralım ve karakterleri tanıyalım istiyorum. Bu yüzden lütfen benimle birlikte sabredin ^^

Karma'dan koşarak kurtulmaya
çalışan çocuk. İyi bir büyücü.
-Alec Benjamin/ Outrunning Karma

Usulca gözlerimi aralayıp örtüye biraz daha sarıldım. Uyandığımdan beri yoğun bir düşünce içine girmiştim ve bu da beni günün ilk saatlerinde olmamıza rağmen yorgun hissettirmişti. Aklıma gelen soruları ittikçe yerine yenileri geliyordu, sanırım daha fazla görmezden gelemeyecektim. Geniş odaya derin bir nefes verip gözlerimi açık olan balkona diktim.

Ne yapacaktım? Dün anın heyecanıyla düşünmeyi ötelesem de hyunglarım beni oldukça merak etmiş olmalıydı. Şimdiye polise bile haber vermiş olmalılar. Tanrım... üzüntüden kim bilir neler düşünüyorlardır. Ya akıllarına onları bırakıp gittiğim fikri gelirse? Lütfen öyle bir şey olmasın.

Yatakta diğer tarafa dönüp bu sefer de burayı sorguladım. Dün Yoongi bana diz çöktürmüş ve ona itaat etmemi emretmişti. Daha sonra babasıyla Dünya hakkında konuşması gerektiğini mırıldanıp aniden gitmişti. Öylece kalakalan ben neyse ki dönüş yolunu ezberlediğim kadarıyla deneyerek bulabildim. Peki ya onun yanında içimi kaplayan garip hissin nedeni neydi?

İki elimi başıma yaslayıp ofladım. Hem de öyle böyle değil büyük bir oftu bu.

Kapı tıklatılınca yerimde doğrulup gelen kişiye baktım, Minki'ydi.

Yüzündeki koca gülümsemeyle yatağımın önüne geldi. "Uyanmışsınız."

Esneyip ben de ona gülümsedim "Saygı eklerini bırakman uzun sürecek gibi?"

Mahcup bir şekilde başını eğince yatağı patpatladım. "Otursana, ayakta kaldın."

Şimdi de şaşkınca bakıyordu. Ayağa kalkıp banyoya doğru ilerlerken konuştum. "Geldiğimde yatakta oturuyor olmazsan küserim."

Bu tehtidim hyunglarımda hep işe yarardı.

~

İçeri geldiğimde yatağı düzeltmiş ve üstünde oturuyor olduğunu gördüğümde gülümsemeden edemedim. Yaklaşıp yanına kurulduğumda dudaklarını araladı.

"Küsmek ne demek?"

Kahkaha attım, bilmediği halde dediğimi yapmış mıydı cidden?

"Kırılmak gibi ama kırıldığın kişi kalbini onarana kadar konuşmuyorsun."

Anladığını belirten mırıltılar çıkarıp yatağı incelemeye başladı. Ben de bu sırada neden sabah buraya geldiğini sorguladım içimde. Her gün beni uyandırmak için gelecek miydi?

"Sen neden gelmiştin?"

Gözlerime bakıp açıklamaya başladı. "Sabah yemeği için uyandırmaya geldim."

Tekrar gözlerini yatağıma sabitlediğinde neden bu kadar incelediğini düşünüp soluma baktım ki telefonumu fark ettim. Merak ediyor olmalıydı ve bu arkadaş olmamız için harika bir fırsattı.

"Vaktimiz var mı?"

"Evet, henüz yeni hazırlamaya başladılar."

The KINGDOM |YoonKookOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz