7| dokunuşları dili gibi zehirli değildi, naifti

538 59 89
                                    

Bölümü cumartesi atamadığım için kusura bakmayın. Stoklarımı tükettiğimden yeni yeni yazıyorum ve o kadar çok ayrıntı var ki hikayeyi bozmamaya çalışıyorum. Üstelik yoğun zamanlarıma denk geldi ve şu sıralar hiç yazasım yok :(

Umursamak için fazla kayboldum.
Orta parmağım havada, seni korkuttuğum için üzgünüm.
Lolo Zouaï /Desert Rose

"Neden yiyemediğini daha önce söylemedin?"

Ağrıyan kolumu tutmayı bırakıp somurtarak Minki'ye baktım. "Çünkü burada henüz dördüncü günüm ve utandım..."

Kahvaltıda sadece üzüm yiyip süt içmiştim -Tanrı bilir ne sütü-

"Ben senin için görevlendirildim Jungkook."

Biliyordum. Tanrı aşkına unutmam mümkün değildi ki sürekli hatırlatıyordu. Ama alışmam için en azından süre tanınmasını gerekmez mi?

"Neyse, Yoora ne söyledi?"

'Sabah yemeği' sonrası görevliler sağlıkçıya uğramamı bildirmişlerdi. Elbette yolu bilmediğimden dolayı yardım alarak gitmiştim ama keşke gitmeseydim. Yemem konusunda ısrar ettiği o ot gerçekten berbattı ve hemen sonrasında iğneye benzer bir mekanizma ile kanımı almış, daha sonra tekrar gelmemi söylemişti. O sarışın yelloz bildiğiniz canımı fena yaktı! Onu sevmedim...

"Bırak Yoora'yı, sana sormak istediğim bir şey var."

Sanırım yeni hobim yatağımda -evet benim yatağım, benimsedim- Minki ile sohbet etmekti. Fazlasıyla motive edici bir havası vardı ve rahatlatıcıydı.

"Yoongi'nin yemeğine koyacağın karışıma ne oldu? İşe yaradı mı?"

Yaramamıştı, bunu dün gece beni mutfakta yakalamasından kolaylıkla anlayabilmiştim ama olayın arka odasında gerçekleşen aslı bilmiyordum.

"Dediğim gibi, dün yemeğine fark etmemesi için özenle koydum ama inanır mısın? Akşam yemeğine katılmadı."

Paranoyaklık mı yapıyordum yoksa benden tamamen haberdar olmasını düşünmem normal miydi? Bilemiyorum, yemeğe katılmaması ve gece yarısı mutfakta beni bekliyor oluşu...

Belki o da acıkmıştı, bu da bir olasılık tabi.

"Artık ona kızgın değilim, sorun yok Minki. Yine de teşekkür ederim."

Tatlı bir gülümseme yollayıp telefonumu işaret etmişti

"Oyun oynayabilir miyim?"

"Şarjı bitmeseydi olurdu tabi."

"Şarj? Bitti derken ölmek gibi mi? Büyülü kutun öldü mü!?"

Aish... Kelimelerimi daha özenli seçmeliyim. "Enerjisi bitti diyelim, ölmedi."

Açıkçası çok bile dayanmıştı, bu yüzden bitmesine şaşırmamıştım. Sadece hyunglarımın fotoğraflarına artık bakamamak düşünceci beni üzüyordu ve henüz Krallık bölümlerini okumayı bitirmemiştim.

"Onu bana ver enerji bulabilirim."

"Emin misin? Fazla enerji verirsen patlayabilir."

"Eminim Jungkook, burada bolca enerji var. Halledebilirim."

"Pekâlâ..." telefonumu eline verir vermez dudaklarımı büzdüm "Ona iyi bak."

~

Ai ajuns la finalul capitolelor publicate.

⏰ Ultima actualizare: Jul 15, 2020 ⏰

Adaugă această povestire la Biblioteca ta pentru a primi notificări despre capitolele noi!

The KINGDOM |YoonKookUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum