Merhabalar canlarım!
Bölüme başlamadan bir şey söylemek istiyorum. Ben bu bölümü Emir Can İğrek - Gönül Davası dinleyerek yazdım. Yazarken büyük bir zevkle yazdım. Eminim ki okurken de bu şekilde olacaktır. Size tavsiyem aslında bu, isterseniz açmayabilirsiniz. Uzatmadan bölüme geçmek istiyorum.
11. Bölüm: Mıknatıs ( Bölüm Sonu )
Dersin bitmesine on sekiz dakika civarı kalmıştı ki karnıma giren sancıyla inledim.
" Ah! "
Hayır şimdi olmaz, şuan olmaz. Ne olur şuan olmaz...
12. Bölüm: Gönül Davası
Turunculaşmaya başlayan havaya bir kez daha baktım ve esen rüzgarı en derinime kadar çektim. Öyle bir çektim ki bir an içim üşüdü. Sonra gözlerimi kapattım ve rüzgârı tenimde hissettim. Yanaklarımda, göz kapaklarımda, kirpiklerimde... Üşüdüğümü hissedince bitmiş kahve bardağımı alıp içeri geçtim. Bardağı bulaşık makinesine koydum. Sonra odama geçtim.
Yarınki kamp için çantamı hazırlamam gerekiyordu.
Bugün okulda karnıma sancı girince beni hastaneye göndermişlerdi. Şükür ki dikişlerim patlamamıştı, sadece psikolojik duygularım bana fizyolojik olarak tepki vermişti. Ferman Doktorumun ayarladığı psikiyatrist demişti. Hiç bir zaman onun ofisine gidip konuşmamıştım ama kendisi böyle söylemişti. Sonra gerekli ilaçlar serum ile kanıma karıştığında artık eve dönebilmem için müsade vermişlerdi. Bende direkt eve gelmiştim, kimseyle tek bir kelime etmeden.
Büyük çantamı aldım ve dolabıma yöneldim. Açık renk kot pantolon ve iki tane siyah pantolon koydum. Siyah benim aşkımdı. Sonra kırmızı, beyaz, siyah ve koyu yeşil boğazlı kazağımı koydum. Renk renk çorap koydum çantamın küçük gözüne. Sonra aklıma yatak pijamaları geldi ve dolaba yöneldim tekrardan. Ama bir sıkıntı vardı. Kırmızılı beyazlı pijamamı kesinlikle bulamıyordum! Hadi ama, o benim EN sevdiğim pijamamdı! Üstelik kırmızı ojemde yoktu.
Boş vererek siyah pijama takımımı aldım. Ve onu da çantama koydum.
Sonra makyaj çantası gibi bir çantam vardı. Ona rimelimi ve günlük nemlendirici yüz kremimi koydum. Dudak nemlendiricimi de koyduktan sonra son olarak gül kokulu parfümümü koydum ve makyaj çantamı çantaya koydum.
Sonra ayağa kalktım ve boy aynasında kendimle karşılaştım. Dört ay içinde gerçekten zayıflamıştım.
Çantamı elime alıp odamdaki tekli koltuğun üstüne koydum. Odamdan çıktım ve mutfağa indim. Masamın üstünde duran poşetlere çarpmıştı gözlerim.
Tabi ya! Gelirken bir sürü abur cubur almıştım. Cipsleri büyük bir kaseye koydum ve yanına vişne suyu alıp oturma odasına geldim.
Televizyonumdan uzun kulak ailesini açtım. Aklıma Aras ile burada sürekli başa sarıp izlediğimiz gün geldi. Ne kadar güzel günlerdi...
Ve ben o gece başa sararak izledim çizgi filmi...
***
Sabah kalktığımda üzerimi değiştirdim. Saçımı iki saat balık sırtı örmeye uğraşmış ve sonunda başarabilmiştim. Siyah montumu ve siyah botlarımı giyip evimin anahtarını aldım ve çantamı da alarak evden çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKULUN ARIZA KIZI 2
Genç KurguHer şeye yeniden başlandı. Yeni bir sayfa, yeni bir hayat. Ama bu sefer bir kişi daha vardı. Yoklukta çıkagelmişti... Belki eksikliği doldurmaya gelmişti, belki fazlalıktı. Ama artık bir kişi daha vardı.
