3| Kosta İvanov

102 16 11
                                    

Nesibe'nin dudaklarından dökülen sözcükler karşısında donup kalmıştım. Bu haberi vermek için koşup geleceği aklmından ucundan bile geçmezdi çünkü. "Zöhre? İyi misin?" Başımı olumlu anlamda sallamak ile yetindim.

    Nasıl hissettiğime dair bir fikrim yoktu. Mutlu muydum yoksa tedirgin miydim, emin olamıyordum. Hissettiklerimmin bir tarifi olmayışından kaynaklıydı belki de bu durum. İçimde bir şeyler deli gibi zıplayıp çığlık atmak isterken, bir şeyler onları dizginliyordu.. Ve açıkçası dizginleyenler daha ağır basıyordu.

    Dediğim gibi buraya her yaz tatilimizde gelirdik ama burada her detayını hatırlayarak geçirdiğim ilk yaz tatilimi unutmam pek mümkün değildi. 5 yaşlarında falandım, evimizin olduğu sokağa döndüğümüz anda gördüğüm aynalı eve bayılmıştım. Zaten küçücük çocuğum, değişik bir şey olduğu için çok dikkatimi çekmişti. Eve daha da yakından bakmak için annemi yalvar yakar arabadan indirmiştim ki, o aynalı evin için ben yaşlarında bir çocuk çıktı. Yaşıtım birisinin olması mutlu etmişti beni, sıkılacağımı düşünüyordum çünkü. Ama Kosta ve Nesibe sayesinde burada geçirdiğim hiçbir tatilim sıkıcı olmaya yanaşamamıştı bile.

     İlk zamanlar ister istemez çekingen bir tavır sergilemiştik ikimizde, en nihayetinde ikimizde 5-6 yaşlarında çocuklardık. Üstelik tamamen farklı diller konuşuyorduk ve neredeyse birbirimizi hiç anlamıyorduk. Ben ailemden sıkça Bulgarca, o da sıkça Türkçe duyuyordu ama henüz ikimizde net şekilde konuşamıyorduk. Gel zaman git zaman Nesibe'nin de yardımlarıyla Kosta ile olan arkadaşlığımız daha samimi bir hal aldı ve hatta ben ona Türkçe'yi, o da bana Bulgarca'yı tam anlamıyla öğreterek iletişimimizi çok daha güçlendirmiş olduk. 

      Çocukken sadece yazları  görüşebiliyorduk Kosta ile ama büyüdükçe telefonlar aracılığı ile istediğimiz her an bir telefon uzaklıkta olmayı başarmıştık. Bunlar, Kosta ile arkadaşlığımızın tohum aşamalarıydı ama işin aslı çok farklıydı. Aslında bizim onunla olan bağlarımız, biz doğmadan oluşmuştu. Fakat ikimizde bu bağı çok geç öğrenmiştik..
"Zöhre niçin bakıyesın suratıma bön bön?"

       Nesibe'nin sesiyle tekrardan kendime gelirken buruk bir şekilde gülümsedim. "Ben.. Şaşırdım. Yani beklemiyordum böyle bir haberi.." Nedenini kavrayamamış şekilde cümlemin devamını bekledi. "Yani biliyorsun buradan gideli 5 sene oldu, geri dönmez diye düşünüyordum hep."
"Ama duyduğun ve yakında göreceğin üzere Kosta döndü canım. Gideceği zaman ikinizde saçma sapan davrandınız. Onca şey yaşamışken iletişimi bir anda neden koparttınız onu bile anlamadım ben." Adımlarım benden bağımsız şekilde ilerlemeye başlarken Nesibe de peşimden gelmeye devam etti. "Neyse zaten o sizi ilgilendirir. İlk karşılaştığımızda bende çok şaşırdım, hiç habersiz geldi çünkü.. Ama bir görseydin keşke, hala bizim bildiğimiz Kosta. Görür görmez sarılmak için koştum yanına, birkaç saat sohbet ettik.. E biraz seni de konuşmadık desem yalan olur."

     Yüzünde ki muzur gülümseden ve sesinde ki imalı tınıdan hemen anlamıştım ki tüm bunları benim meraklanmam için yapıyordu ama Kosta'yı görmeden, onunla konuşmadan Nesibe ile bunun muhabbetini döndürmek istemiyordum. "Ne güzel olmuş işte, eskileri yad etmişsiniz."

Dalgavari bir şekilde isyan etmek için of çekti. "Ay sende ki bir özelliği değiştirecek olsam bu kesinlikle, macır inadın olurdu Zöhre."
"Bende seni seviyorum Nesi'm."

    Benden istediği geri dönüşü alamayan Nesibe tekrardan evinin yolunu tutarken, bende bahçede hala üzüm toplayan kardeşimin elinde ki salkımdan birkaç tane kopartıp yedikten sonra eşyalarımı toplamak üzere odama çıktım.

Eşyalarım gözümde büyüdükçe büyüyor, hal böyle olunca yerleştirmesi de bir o kadar zor geliyordu. Şimdi şuracıkta yatağıma uzansam akşama kadar uyurdum muhtemelen ama bu eşyalar eninde sonunda yerleşecekti. Ve biliyordum ki ne kadar çabuk başlarsam o kadar erken bitecekti.

MARTENİÇKAWhere stories live. Discover now