6| Chestita Baba Marta

95 15 26
                                    

5 Sene Önce..

   Bir süredir vücudumu halsiz, kafamı karışık ve duygu bakımından nötr hissediyordum.. Birkaç sefer baygınlık yaşadım ama bunu hep sınav stresine bağlayıp geçiştirmiştim fakat bunun üstüne mide bulantıları ve bazı gerçek dışı görüntüler de görmeye başlayınca soluğu hastanede alıp detaylı bir muayeneden geçtim. Beklemediğimiz bir sonuç olan karaciğer yetmezliği ile karşı karşıya kalmıştık. İlk başlarda ilaç tedavisi ile bu durumu aşabileceğimizi düşündük ama ilerleyen günlerde ilaç tedavisine yanıt vermeyen vücudumun tek bir şansı kalmıştı, o da karaciğer nakli.

   İçten içe bu durum bana kendimi ezik hissettirdi.. Daha 18 yaşındayım ve vücudum negatif sinyaller vermeye başlamıştı bile. Evet, uygun donör bulunduğunda %80'lik bir başarı şansım var ama bunun yanı sıra hiç de azımsanamayacak %20'lik kısmı da göz ardı edemiyordum.

   Bardağın dolu tarafından bakmak gerekirse şanslıydım. Kalp nakli, akciğer nakli bekleyenlerin yanında benim karaciğer bulmam daha kolaydı. Çünkü karaciğer nakli; beyin ölümü gerçeklemiş ve organlarını bağışlamış birisinden temin edilebileceği gibi hala hayatta birisinin karaciğerinden bir parça alınarak da sağlanabiliyordu. Yani doktorum o şekilde açıklamıştı.

   Karaciğer; yapısı gereği kendisini yenileyebildiğinden, küçük bir parça bile alınsa zamanla kendisini yenileyerek normal bir karaciğer boyutuna ulaşmaktaymış. Gerekli olan tek şey ise benimle aynı kan grubuna sahip verici bir donör.

   Benimse kan grubum 0 Rh(-) olduğu için ailemden kimseyle uyuşmuyordu. Ne annemin, ne babamın, ne de kardeşimin.. Arkabalarımızdan kan grubu, benimle uyan varsa bile nakil için gerekli olduğunu öğrenen geri adım atıyordu. Kimseye kızamazdım böyle bir durumda, sonuçta bu durum beni bile ürkütüyordu.

   Annem ve babam hep dirayetli olmaya çalışıp beni teselli ediyorlardı ama hepimiz biliyorduk ki karaciğer bulunmadığı sürece yaşamım çok da uzun sürmeyecekti.

"Evet Kosta yanlış anlamadın, nakil yapılması gerekiyor." Yaklaşık yarım saattir Kosta'ya durumu kabul ettirmeye çalışıyordum ama o inatla reddediyordu.

"Bu kadar şaka sence de yetmez mi canim? Tamam inandim hadi bu işe bir son verelim.. Zaştoto ne e smeşno." (Çünkü komik değil.)

Artık güçlü bir ses tonuyla konuşmaya mecalim kalmamıştı.. Konuşurken sesim titredi. "Ne se şeguvam Kosta." (Şaka yapmıyorum.) Yanağımdan süzülen yaşı sildikten sonra gülümsedim. "Beni eğer şu an bir araba gibi düşünürsek, yıllık bakım zamanım gelmiş. Bozulan parçayı değiştirdikten sonra yola devam.."

Sesi bir anda ciddileşmişti. "Nakil için ne lazimmiş?"

   Doktorun anlattığı ve gerekli olan uyumlu kan grubundan, bizimkilerin hiçbirisinin uymadığından vs. bahsedip konuyu değiştirmeye karar verdim. Onun da modunu düşürmek istemiyordum. "Beni bırak.. Sen neler yapıyorsun onu anlat bakalım. Kaç gündür konuşamıyoruz.."

"Sizin Burgaz'a gelmenizi bekliyordum. Onun dişinda farkli bir şey yok." Biraz duraksadıktan sonra konuşmaya devam etti. "Zöhre.. Benim kapatmam lazim. Seni yine arayacağim tamam?" "Peki.. Sonra görüşürüz madem."

"Görüşürüz."

   Telefonu kapattıktan sonra yatağımın üzerinde duran kitabımı alıp, en son kaldığım sayfayı açtım. Birkaç satır bir şey okursam belki kafam dağılırdı veya içinde bulunduğum durumu unutabilirdim. Fakat çok kısa süre sonra vazgeçtim. Zaten okuduğumdan bir şey anlamıyordum en azından kendimi yormayayım. "Zöhre?" 

Bakışlarım içeriye giren anneme yöneldi. "Efendim annem?"

"Nasılsın kuzum, iyi misin?" Gülümseyerek başımı olumlu anlamda salladım. "Oh maşallah hep iyi ol inşallah.. Yemek hazır onun için çağırmaya geldim."

MARTENİÇKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin