Part 3 • He has a super power.

378 55 28
                                    

Karakoldan çıktıktan sonra nereye gideceğini bilmediği için gelmeden önce yakınlarda gördüğü park aklına geldi ve oraya gitmenin iyi olabileceğini düşündü. Hem karakolun binası da buradan gözüküyordu. 

Öğlene kadar bir bankta oturdu, çimenlere yattı, oynayan çocukları izledi ve garip bakışlara maruz kaldı. Ama aklı bir türlü sabahki olaydan kopamadı. Ona Min Yoongi dediğinde gözlerinde gördüğü dalgalanmanın, ardından bir şey hissetmiş gibi kolunu itmesinin arkasında kesinlikle bir şeyler vardı ve bunun kral Min Yoongi'yle bağlantılı olduğunu biliyordu. 

Acaba etkiler çoktan kendilerini göstermeye başlamış mıydı? Öyle olmalıydı. Hatta bundan emindi.

Bu yüzden artık geri dönme vaktinin geldiğini düşündü. Hemen gidip neler olduğuna bakmalıydı. Peki ama Min Yoongi'yi ikna edebilir miydi? Onunla gelmek istemezse ne yapardı? 

Ayağa kalktı ve parktan çıktı. Tekrar karakolun oraya gitti fakat kendini gizlemeye özen gösterdi. Kollarını göğsünde bağlayarak karakola girip çıkan kişileri izlemeye başladı. Min Yoongi bugün dışarı çıkacak mıydı? 

İki saati aşkın orada dikilmişti fakat onca girip çıkanın aksine görmek istediği kişiyi görememişti. Canı sıkılmaya başlarken yere düşmüş birkaç yaprağı aldı ve onlarla oynamaya başladı. Derken başını kaldırıp bir baktığında Yoongi'nin Hoseok ve birkaç kişiyle birlikte hızlıca çıkıp bir makineye bindiklerini gördü. Yaprakları atıp elinde kalan tozları silkti ve çoktan uzaklaşmış olan makinenin ardından baktı. 

Birkaç dakika bekledi. Ardından arkasına dönüp duvara yaslandı ve gözlerini kapatarak kral Min Yoongi'yle kurmuş oldukları bağla buradaki Min Yoongi'nin nereye gitmiş olabileceğini öğrenmeyi diledi. Saniyeler sonra damarlarında hissettiği sıcaklık ve adrenalinle bir şeyler serildi göz kapakları ardına ve onları aklına kazıyarak hızla yürümeye başladı. 

İstediği şeyler görüş açısına girdiğinde ve tanıdık makineyi gördüğünde rahatlıkla bir nefes verdi. Biraz izbe bir yere benziyordu burası ve o kadar kalabalık bir yerden birden böyle bir yere gelmesi içine bir kurt düşürmüştü. Karşısında oldukça eski ve artık kullanılmayacak seviyeye gelmiş bir ev vardı. Ev denmeye bile yeltenmeye gerek yoktu, değişik bir yapıydı ve ortalıkta kimseden iz yoktu. 

İçindeki bir dürtü o evden içeri girmesi gerektiğini fısıldadı ona. Onu kırmayacaktı, genelde hissettiği şeylere uyum sağlardı bu yüzden sağa sola bakarak ve bir şeyler duymayı umarak eski binaya doğru yürümeye başladı. 

'Bam!'

Aniden kulaklarını sağır edecek bir ses duyduğunda neye uğradığını şaşırdı ve kendini korumak adına yere çömelerek başını kolları arasına aldı. Kalbi oldukça hızlı atmaya başlarken 'Yoongi' diye düşündü. Yoongi'ye bir şey olmasın.

O sesten sonra başka bir ses duymadığında kalbi ağzında atarken ayağa kalkarak hızlıca binaya girdi. 'Yoongi' ismi zihninde cirit atmaya başlarken, kalbine iğne batırılıyormuş gibi hissetmesine neden oluyordu. 

Birkaç mırıldanmaların geldiği yere doğru yaklaştı ve ardından dışarıda duyduğu sesin aynısının daha yüksek desibelini duyduğunda elleriyle kulaklarını kapattı. Bu patlattıkları her ne ise kesinlikle iyi bir şey değildi, biliyordu. 

Aceleyle geçtiği yerleri tarıyor, duyduğu seslerle de kalbi göğsünü delecekmiş gibi atmaya devam ediyor ve nefesini kesiyordu. 

Sonunda geniş bir mekan gözüne çarptığında birkaç adamın yerde yattığını ve Hoseok'un bağırarak bir şeyler söyleyip elinde siyah bir alet tuttuğunu gördü. Aynısı Yoongi'de de vardı. Bu bir çeşit silah olmalıydı. 

Daechwita | yoonkook ✓Where stories live. Discover now