Bölüm 28:Lunapark

8.1K 373 144
                                    

                    Keyifli okumalar

Bölüm 28: Lunapark

Ceylan'ın, Mardin'de gözlerini açtığı bilmem kaçıncı sabahtı, huzursuzca yatakta kıvranıp bir tekmeyle üstündeki yorganı savurdu. Saat kaçtı acaba?, bu odaya bir saat lazımdı..

Sıkıntıyla anlını ovuşturup yattığı yerde doğruldu, çıplak ayaklarıyla çekmecesine doğru ilerledi. Temiz iç çamaşırları alıp önce kapıyı kitledi, Boran'ın sağına soluna belli olmuyordu Ceylan anlamıştı artık. Odadaki küçük banyoya girip kısa bir duş aldı, ılık suyun verdiği hisse bayılıyordu. Kalçasına kadar uzanan siyah saçlarını zar zor yıkadı, bu zamana kadar uçlarından az biraz kesmek dışında hiç dokunmamıştı. Annesinin son kez taradığı gibiydi...

Ufak bir durulamadan sonra kıyafetlerini hızlıca giydi, nemli saçlarını taramak yetmişti. Odadan çıkacakken yatağın kenarında, boynunu bükmüş kırmızı gül gözlerine ilişti. Vallahi sevdiğinden, hoşuna gittiğinden almamıştı. Öyle çöpe atarım diye alıvermişti. Oysa kurumaya yüz tutmuş gül aksini bağıra bağıra söylüyordu...

Ona imalı imalı bakan gülü görmezden gelip mutfağa doğru yola koyuldu.

----

Karanoğullu ailesi bu sabah pek durgun, pek endişeliydi. Aşiret büyüklerinin kulağına gelen laflarla gizli bir toplantı yapılmıştı. 15 gün oluyordu nereden baksan Suna'nın öldüğüne dair hiçbir bilgi verilmemiş, Suna ile evlenecek adam iyice çileden çıkmaya başlamıştı. Birde neyin nesiyse ortalıkta bir kız vardı, karanoğulları ikidir bu kızı yanlarında gezdiriyor çarşıya alışverişe çıkartıyorlardı. Boran'ın bu kızı en son çiftlik arazisine götürmesi son nokta olmuştu, işçilerin aralarında ki konuşmalar tüm Midyat'ta duyulur olmuştu.

Karanoğulları köklü ve güçlü bir aşiretti, bu kadar göz önünde duran bir aile için dedikodular hızla yayılırdı. Kimisi Boran ağa kendine kapatma bulmuş diyor, kimisi Suna'yı parayla satmış da karşılığında bu kızı almış diyorlardı. Aşiretten habersiz berdel yapmışlar diyende vardı. Söylentiler çoğaldıkça çoğalıyordu, aşiretin önde gelen büyükleri bir karar almış ve konuşmak için sabahın erken vaktinde konağa gelmişlerdi.

Kadınlar korku ve merakla salonda otururken erkekler misafirlere özel oturma odasına çekilmişlerdi. Boran oturduğu yerde öfkeyle mırıldandı, her an patlayacak gibi hissediyordu. Ne hakla kendisini, ailesini sorgulamak için gelirlerdi. Yıllardır aşirete hizmet etmiş onların can damarları olmuşlardı. Şimdi ise beş on adam karşısına geçmiş sorgulayıcı gözlerle ona bakıyorlardı.

Ferzan ağa, hıncını çıkarmak istercesine elindeki oltu tesbihini çekiyor, neyi ne kadarını anlatması gerektiğini düşünüyordu. Kendinden bir kaç yaş büyük olan Hamit Ağaya döndü, ağır ama kalın bir sesle söze girdi

'Hamit, de hele neden burdasınızdır?, ne diye toplanıp gelmişinizdir?!'

İçlerinden toy bir delikanlı hızla söze atıldı. 'Niyesi mi kaldı ağam?!, Midyat çalkalanıyor!.' ürkek bakışlarını Boran'ın kasılmış yüzünde gezdirdi "Boran ağam kapatma yapmış diyor.."

Boran'ın öfkeli sesi odanın duvarlarında yankılandı "Nasıl konuşuyorsun lan sen!, seni şuracıkta gebertirim!"

Ferzan ağa torununu yatıştırmak için araya girdi "Dur oğul!, burda büyükleriniz vardır!. Kendinize gelin, sende ağanla nasıl konuşulacağını öğren!" Öfkeyle soludu "Derdiniz budur besbelli, kapatması değildir. Bir kaç güne karısı olacaktır!."

Has llegado al final de las partes publicadas.

⏰ Última actualización: Jun 06, 2020 ⏰

¡Añade esta historia a tu biblioteca para recibir notificaciones sobre nuevas partes!

Dağların Ceylan'ıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora