46

130 12 41
                                    

Y.N: Medyayı en sonda açıkladım canlarım, Çağıl'ın da dediği gibi isterseniz buradan da izleyebilirsiniz. 

Çağıl'dan

Selam dostlarım, iyi günler. Nasılsınız, neler yapıyorsunuz ? Ben sizi çok özledim... Ne zormuş en son yazmak. Bunca zaman Yekta nasıl en son yazmış, nasıl dayanmış bilemedim. Hadi size anlatacaklarıma geçeyim bekletmeden.

İyi okumalar.

Bildiğiniz üzere Hazar Yalçın'ı istedi. Tabi Onur da Deniz'i. Tam bize göre, değişik bir isteme oldu bu. Biz Bulut'un uykusu gelince erkenden evimize döndük. Minik civcivim yolda minik bulutlara sarılmış otururken uyuya kaldı.

Çok güzel bir tablo gibi görünüyordu. Boynu ağrımasın diye en büyük bulut yastığını kucağıma yerleştirdikten sonra minik civcivimin kafasını yastığın üzerine yerleştirdim. Neredeyse yarım saat kadar kucağımda uyudu. Yekta pofuduğumuz uyuduğu için arabayı yavaş kullanmıştı bu nedenle kırk dakikaya eve vardık.

Ben arabadan eşyalarımızı alıp önden kapıyı açmaya gittim Yekta da pofuduğumuzu kucağına almış ve arabayı kilitleyip arkamdan geliyordu. Sırasıyla kapıları açıp geçmelerini sağladıktan sonra anahtarla evimizin kapısını açarak içeriye girdim. Eşyaları yerlerine bıraktığım sırada pofuduğumuzu yatağa yerleştirdi Yekta.

Yanlarına gittiğimde Bulut'un gözlerini kırpıştırdığını gördüm. Yekta yüzüne minik bir öpücük kondurunca 'Çağıl da öpsüüün.' diyerek dudak büzdü. Yekta'ya Bulut'un pantolonunu çıkartmasını işaret ettikten sonra pofuduğumuzun yanına geçerek yüzüne öpücükler kondururken gömleğini çıkarttım. Bulut karşımda dünyadaki en mutlu insan gibi görünüyordu. İki minik civciviminde çok mutlu olmasını istiyorum.

Elimi arkaya uzatınca Yekta'nın pijama üstünü vermesiyle Bulut'un üzerini giydirdim ve alnına bir öpücük kondurdum. Bulut'un tekrar uyuduğunu görünce yataktan kalkarak üzerimi değiştirdim.

Yekta'nın üçümüzün bir fotoğrafına baktığını görünce yanına giderek arkadan sarıldım ve ellerimi karnında birleştirdim. Her zamanki gibi nasıl yaptığını çözemediğim bir şekilde o da bana yüzünü dönmüştü ve sırtına değil göğsüne yaslanıyordum artık.

Kafamı kaldırıp baktığımda gözlerinin ışıldadığını gördüm. 'Hani benim öpücüğüm ?' diyerek dudaklarımı esir aldı. Yaşadığım en güzel esirlikti diyebilirim. Kısa bir süre öpüştükten sonra dudaklarımız ayrıldı. Yekta 'Hadi sende yoruldun bugün, gel uyuyalım.' diyerek elimden tuttu ve yatağa götürdü. 'Sen ortaya geç, benim uykum yok deftere yazacağım.' dedim. İtiraz edecek gibi dursa da itiraz etmedi ama ortaya da yatmadı.

Defterimizi elime verip ortaya geçmemi sağladı ve diğer yanıma uzandı. Anlayacağınız iki minik civcivim iki yanımda uyuyor şu an. Üçümüzde sarılmadan uyuyamadığımız için Yekta'nın uyuyamacağı belliydi bu pozisyonda. Bulut'un minik bulutlarından birini alıp Yekta'ya uzattım ve 'Ben gelene kadar sarılabilirsin, unutma sadece ben gelene kadar.' diyerek yanağına öpücük kondurdum.

Bugün size çok uzun bir bölüm yazamamakla birlikte bu fotoğrafın anısını anlatmadan olmayacağını düşünüyorum. Hadi fotoğrafa bakın ve hangi elin hangimizin olduğunu tahmin edin. Bakalım doğru bilecek misiniz ?

 Bakalım doğru bilecek misiniz ?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
BİS ~ bxbxb Where stories live. Discover now