ESİR EDEN GÖZLER

439 330 180
                                    

Selaamm okuduğunuz saati buraya bırakabilirsiniz...
Bölüm şarkımız İKİYE ON KALA--BÜTÜN İSTANBUL BİLİYO
İthaf isteyenler buraya yorum bırakılırsa diğer bölümde ithaf alır...♡~♡
Ayrıca kitabımızın simgesini de bırakırsanız sevinirim.
🍁♥

----ALMİRA------

Bazen başka insanlar gibi olmak istiyorum. Çekinmeden yaşamak... Tehditlerden arınmış bir hayat... Sonu yok muydu bu yalnızlığın? Içim dışıma çıkana kadar ağlamak istiyorum, bağırıp çağırmak...

Ölümün kokusunu alıyordum adeta...
Sızım sızım sızlatıyordu burnumun direğini bu koku. İnsan ne zaman ölür bilir misiniz; tembellikten, inançsızlıktan ve hayatı yaşamaya değer kılmayı becerememekten. Ben hiçbir şeyi beceremedim galiba bu yüzdendir azrailin kulağımı çınlatması...

Çok pişmanım aslında hayallerimi gerçekleştiremediğimden. Yağmura sığınıp gözyaşlarımı onunla akıtamadım, elimde dumanı tüten kahvemle penceremin kenarına bir güvercin misali tüneyip kitabımın sayfalarını bir bir tüketemedim...
Sadece bir kere ölürdü beden, oysa ruh defalarca... Dinerdi elbet gözyaşı, biterdi arkasından hıçkırıklar. Yine bir havayla dolardı ciğerler, atardı yine kalp şuursuzca göğsün derinliklerinde. Belki gökkuşağı bırakıp gururunu bir kenara alırdı siyahı da aralarına. Belki Güneş iterdi kibrini de bu defa dönmezdi sırtını Ay'ın parıltısına.

Uzun zaman sonra birisine güvenmek zordu benim için... İki saate yakın bir zaman Berk'le konuşmuştuk. Ilk defa anlattım hayatımı tabii bazı yerleri atlayarak... Ilk günden yapmalı mıydım bilemiyorum ama bu beni hiç olmadığı kadar rahatlamıştı. Şimdiyse hayatımın gerçekleriyle başbaşayım. Mecburiyetimle birlikte eve doğru ilerliyorduk. Bir zamanlar yakın arkadaşım olan mecburiyetime çevirdim ruhsuz bakışlarımı.
Birçok kızın hayaliydi belkide bu adam. Kıvırcık saçları düzgün burnu ve orantılı yüz hatları vardı. Yüzü tamamiyle odağıma girdiğinde gülümseyen suratıyla bakışlarını üzerimde tuttu. Derin bir nefes aldım ve yüzümü arabanın camına çevirdim. Gözlerimi kapattım bu ortamdan yok olmayı hayal ederek...

Bir süre sonra minik sarsıntılarla evimizin önündeki çakıl taşlarıyla dolu yola geldiğimizi anlayarak gözlerimi araladım. Oturduğum yerde dikleşerek ayak ucuma koyduğum çantamı aldım. Yanımdaki adamın yüzüne bakmak bile istemiyordum artık. Kapıya uzandığım sırada elimden tutulmasıyla ona dönmek zorunda kaldım.
"Hadi ama güzelim asma şu yüzünü artık mecburuz birbirimize biliyorsun. Hem üç hafta sonra nişanımız var yapma artık alış buna, bize. "
Ben bu insana bunca yıl nasıl katlanmışım?

"Sen benim en yakınımdın nasıl boyle davranabiliyorsun? Ben sana dost dedim yaa kardeş dedim sana..."
"Ne kardeşi be ? Çıkar şunları aklından biz evleniyoruz! Sakın Almira sakın! O üniversiteye ne şartla gittiğini unutma!"
"Pekala Mert. Iyi akşamlar. "

Kaderin oyununu bilememek çok acı. Bir zamanlar kardeş dediğin adamla evleniyor üzere olmakta bunlardan birisi. Ona ne kadar karşı koymak istesemde yıllarımın emeğinden, babamın hayalinden vasiyetinden vazgeçemem.

Arabadan indiğimde hızlı adımlarla eve girdim. Odama girerek hızla yatağımın altına eğildim ve hızlıca defterimi ve yanındaki kalemliğimi aldım. Ve odamdaki balkona koştum. Sanırım hayatımda sahip olduğum en güzel şey bu küçük balkon ve eski küçük minder...

Ağlayamazdım ben... Babamın öldüğü o günden sonra bir daha ağlayamadım. En kötüsü de bu ya zaten. Içim öyle dolu ki... İçimde öyle yangınlar yanıyor ki...
Bu defter gözyaşı oldu bana.

Kalemliğimden eski bir kalem çıkardım. Bu kalemlik ve defter babamdan kalan son eşyalarımdı. Onlara dokunduğumda babamı hissederdim sanki...
Derin derin soluyarak kalemi kağıdın üzerinde oynatmaya başladım...

SOKAK LAMBASIWhere stories live. Discover now