²

177 51 3
                                    

Evimizde yarı-zamanlı çalışan hizmetlimizin sesi ile uyandım.
"Kalkın kızlar."
Yatağımdan kalktım ve aniden soluma baktığımda Rosè'yi gördüm, onun burada ne işi vardı? Neden kendi odasında yatmamıştı ki? Bir şey onun kafasını kurcalıyor olmalıydı sürekli.
"Rosè kalk dedim kahvaltı yapacağız." Dedim.
Rosè'yi çok iyi tanıyorum bir sıkıntısı olduğunda sinirini başka şeylerden çıkarır.
Dün geceki sorun onun kıyafetinde değildi, sorun onun kafasını kurcalayan bir olaydaydı. Böyle olmalıydı...
Kahvaltımı yapıp döndüğümde
Rosè hala benim odamda uzanıyordu. Düşünceli bir biçimde.
En son o da kahvaltı yapmak için kalktığında, konuşabildik.
Telefonunu açıp kahvaltı yapardı 'hep'
MMA hakkında konuşacağını biliyordum. Ve en sonunda söze başladı. "Fanların inanılmaz bir derecede seni Jungkook ile shipliyor." Devam etti. "Ahha hatta beni de. Adı da Rosèkook."
Bu konuşmak isteyeceğim bir konu değildi.
Dün gece ilgilendiğim isim Jk falan da değildi açıkcası.
Sonra açıp bana hiç görmek istemeyeceğim bir video gösterdi. "Jimin'nin Jen'e deliler gibi takık ve aşık olduğunu bilmesine rağmen V'nin Jen'e verdiği tepkiye bak!"
Ağzımdaki su fışkırdı.
Jennie'nin performansında ve kamera ona iyice yaklaşıp o sexy beli gözüktüğünde, Taehyung çok belli bir biçimde dudaklarını ısırıyordu.
"Kore gerçekten Jen'e bayılıyor." Dedim Rosè'ye. Sözlerimin devamını getirdim.
"Bir kaç yıl öncesine kadar bana da böyle bir tepki vermişti Tae, yani yani V. Erkekler hislerine hakim olamıyorlar. Gayet normal." Dedim ve kapının yolunu tuttum.
Rosè arkamdan "Durumda 'normal' bir şey göremiyorum" diye bağırdı. Sağ ol Rosè.

Sabah yürüyüşüme çıktığımda -gerçi artık öğlen oluyordu- pijamalarımım hala üzerimde olduğunu fark ettim. Tekrar eve döndüğümde Rosè plates yapıyordu ve bana dedi ki "Ben Junkookie'ye bakmak için arkamı döndüğümde utanmış. Videoyu görmek ister misin?"
İstemedim,
bu tür şeylere harcayacak vaktim yoktu saat 11'i geçiyordu ve ben hala sabah koşumu yapmamıştım. Rosè'ye geç dönebileceğimi söyleyip evden çıktım ve şehrin lüks hayata sahip zengin insanlarının ve bir sürü idolün kullandığı koşu yolu - piknik alanına gittim.

Çok geçmeden EXO'dan Baekhyun'a rastladım. Bu tür bir şeyin olacağını biliyordum çünkü buralar lüks ve idollerce çokça kullanılan mekanlardı. Elinde kamerasıyla göl manzarasını çekip duruyordu.
Arkamdaydı ama hızlıca yürüyüp öneme geçti. Beni "Ahh Lisa!" Diye çağırıp sesinden, fiziğinden ve siyah şapkasından çıkan saçlarından hemen tanıdım.
"Baek-h" diye cevap verdim ama muhtemelen duymamıştı. Yürüyüş hatta koşu yapıyordum ve çok yoruluyordum.
Rosè ve diğer kızlar konuşurken sesimin hep az çıktığını söyler.
"Konuşmak ister misin, sarı?" Diye sordu. Böyle bir soru hiç beklemiyordum.
"Ha-ha" kabul etmeyecektim ki o konuşmaya başladı.
"Adın Lisa öyle değil mi? Uzun kız!"
Onayladım.
"Gerçek adın ne?"

"Niye soruyorsun?"

Çok kabalaştığımı fark edip hemen toparlamaya başladım. "Saat 11'i geçmeden düzgün bir antreman yapmak istiyorum."
Baek de -büyük olasılıkla Jennie ve Kai hakkında konuşmak istiyordu- "Antreman ne önemi var? Tamamen fanlarım için yaşıyorum ama keyf almadığım bir durumda olmak istemezdim." SM'in Baek'e bunu zorla yaptırdığına neredeyse emindim. Ağzımdan J hakkında pay almaya çalışıyordu. Neredeyse herkes gibi J'nin en iyi arkadaşının ben olduğumu sanmıştı.
-J'nin en iyi arkadaşı Jisoo-
Lanet ama en köklü şirket bile olsa SM bile yalnış kararlar alabilirdi. J'nin durumunu psikolojik ve mental açıdan öğrenmeye çalışıyordu bu konuda da grubun bir nevi maskotu olan Baek'i görevlendirmişti.

"Jennie eskisi gibi sorun çıkarmıyor, plana sadık kalacak." Dedim ve büyük bir sinirle eve gittim.
Jen Kai daha açıklanmadan BENİM hayatımım büyük bir bölümüne girmişti. Yaklaşık 2 gün sonra açıklanacaklardı ve etrafımdaki herkes neredeyse bütün çevrem onları konuşuyordu. YG ve SM başta olmak üzere. Hatta kendi öz annem J'yi arayıp ona güçlü olmasını söylemişti.
Ama bana kalırsa Jen Kai haberine en çok sevincek kişi annemdi.

I PURPLE YOU💜 | TaeliceWhere stories live. Discover now