tanıtım

935 74 33
                                    

Madagaskar'ın doğusu, Hint Okyanusu'nun güneybatısında henüz keşfedilmiş, oldukça zengin kaynaklara sahip emsalsiz bir toprak parçası uzanıyordu. Nereden baksanız kusursuz görünen bu minik adaya orada yaşayan yerli halk Mauritius, işgalci fransız askerleri ise Port Louis diyordu. Dört tarafı sularla çevrili, tropik meyveler ve ağaçlarla
bezenmiş bu yer öyle güzeldi ki ortalıkta Tanrı'nın önce Muritius'u sonra cenneti yarattığına dair söylentiler dönüyordu.

Oysa Ataşe'ye kalırsa tanrı her türlü güzellikten önce Jaehyun'u yaratmış olmalıydı.

Öfkelendiğinde yukarıya kalkan ince kaşları, her zaman büyük bir toylukla etrafı süzen derin bakışları, asla öne eğmediği inatçı başı ve dolgun dudaklarıyla genç adam, Ataşenin hem dünya üzerindeki cenneti hem de cezası gibiydi.
Bütün gün şımarık çocuklar gibi etrafta koşuşturur, kimsenin tembihlerini dinlemezdi.
İnatçı, nazlı, kararlı, bildiğini okuyan, özgürlüğüne düşkün bir çocuktu. Rüzgarın ve güneşin oğluydu.

Jaehyun, Tanrı'nın yer yüzüne armağanıydı...

******

Merhabalar, Johnjae yazmadan duramadığıma karar verdim. Bu sefer de biraz tarihi bir kurgu planlıyorum. Umarım beğenirsiniz!

*Ataşe, elçiliğe bağlı görev yapan kimseler ve büyükelçilere verilen isim.

c'est que tu m'aimes? - johnjaeDove le storie prendono vita. Scoprilo ora