Etkilenmek

6.5K 411 467
                                    

Merhaba size yine Uzun bir bölüm getirdim. 1 gün erken geldiii. Bu kez Defne-Anıl- Doğu üçlüsü ön planda, seveceğinize eminim. Oylarınızı eksik etmeyin olur mu, cidden çok uzun bir bölüm yazdım..:)

🟠🟠DUYURU!!!!!!!!  Bölümde bir sahneyi çok sevdiğim bir kitaptan "ALINTILADIM." Kitabı okumuş olanlarınız varsa şaşırmasın diye söylüyorum. ALINTILADIM. 

DİĞER YB HAFTAYA CUMARTESİ.. Keyifli okumalar!  🙏

💕💕💕💕💕💕

Defne'nin şaşırtıcı biçimde bir heyecanı ve gerginliği vardı. Sabah uyanır uyanmaz arkadaşıyla kahvaltı yapmış ve onun gitmesinin ardından midesinde bir rahatsızlık hisseder olmuştu. Aslında bu rahatsızlık hissi tam bir rahatsızlık gibi de değildi. Bu his heyecan ve gerginliğin esaslı bir karışımı gibiydi. Sıkıntı ise neden olduğundaydı.

Doğu bugün buraya ders çalışmak için gelecekti. Aslında evi temizletmiş, dolabı doldurmuş ve tüm kitaplarını getirerek gerekli ortamı oluşturmuştu ders çalışmak için. Yine de bir sıkıntı vardı. Bir tuhaflık. Doğu'ya ders çalıştırmak için onu evine davet etmişti ancak şimdi ilk kez ne yaptığını sorguluyordu. Onun kendisine karşı aleni biçimde bir ilgisinin olduğunu anlamıştı elbet. Kendisi de ima etmişti bunu ancak ağırdan alacağını da söylemişti. 

Sadece bugün bu durumun farklı bir hale gelmesinden endişeliydi. Aslında uygun kelime endişelenmek miydi bilmiyordu da. Sadece onunlayken iyi vakit geçiriyor olmak onu rahatlatıyordu. Bunu düşünmek bile onu rahatlatıyordu aslında. Neyse, en iyisi şimdilik bunu düşünmeyi bırakmaktı. Odasına girip yanında getirdiği birkaç kıyafete baktı. Yine vazgeçemediği kotları ve tişörtler vardı. Kot pantolonları çok seviyordu. Eline buz mavisi bol paça bir kot pantolonu aldı, üzerine siyah bir tişört giyip saçlarını da siyahlı bir taçla geriye kaldırdı. Basit bir makyaj sonunda da hazırdı. Kimse için özel olarak giyinmek adeti değildi, ancak yine de evine gelen birini de öylesine kıyafetlerle karşılayamazdı. 

Mutfağa girip etrafı kolaçan etti. Bu ev her zaman uğramadıkları, arada sırada işleri düşerse gittikleri evdi. Çoğunlukla da Defne gelirdi zaten. O yüzden evi de bir güzel temizletmiş, yiyeceklerle de dolabı doldurmuştu. Kahve makinesini hazırladı. Telefonunun çaldığını duyunca arka cebinden çıkardı ve Anıl'ın mesajını gördü. Kalbi çarptı. Ah tabi ya.. Bugün koşmayacağını söylemesi lazımdı. Unutmuştu. 

Ona iyi olduğunu ve işleri yüzünden gelemeyeceğini bildiren bir mesaj attı ve kapının çaldığını da aynı anda işitti. Telefona ve Anıl'a bir süre ara verecekti. 

Kapıyı açtığında karşısında çiçek ve bir çantayla Doğu'yu bulmak onu güldürmüştü. "Hoş geldin."

"Merhaba." dedi Doğu da içeri girerek. Ona çiçeği uzattı. Küçük, basit bir buketti ancak hoş görünüyordu. Diğer elindeki çantayı da ona verdi.

"Teşekkür ederim, çok naziksin ama bu nedir?" diye sordu Defne karton çantaya bakarak. Geri çekilmiş, onun da içeri geçmesine izin vermişti bu sırada. 

Genç adam ona bakıp sevimli sevimli sırıttı. "Cadde de yeni bir butik kafe açılmış. Çok güzel kokuyordu. Seveceğini düşündüm."

"Severim. Tatlıya hayır dediğim görülmemiştir."

Doğu onunla beraber içeri girdiğinde Defne de elindeki mutfağa bırakıyordu. Çiçeği küçük bir vazoya koyup salona götürdü. Köşedeki koltuğun dibine, caddeye bakan boydan boya camın önüne bıraktı. Sonra hala ayakta duran Doğu'ya baktı.

"Otursana."

"Nereye geçeceğimi bilemedim. Hemen ders çalışır mıyız onu da kestiremedim."

Dost AteşiWo Geschichten leben. Entdecke jetzt