Banner Kod

11.1K 494 141
                                    

Güzel bir yolculuğa hazır olduğunuzu farz ediyorum. İyi okumalar ✌🏻

"Tuzağa düştüğümüze inanamıyorum!" Natasha jetin içinde bir oraya bir buraya yürüyordu.
"Bruce, Steve'in durumu nasıl?"
"Bu durum beni aşıyor Bucky. Gerçek bir cerrah lazım. Ameliyat gerekiyor."
"Kendi yaptığım kuleye bile gidemiyorum! Ben böyle saçma şey görmedim!"
"Fury'den haber beklersek çok mu geç olur?"
"Steve için evet Wanda. Süper asker bile olsa daha fazla dayanamaz."
"Ne yapacağız?"

Bruce aklına gelen fikirle Tony'ye baktı. İkisi de aynı anda söyledi.
"Elvin!" Bruce devam etti.
"Biriniz buraya gelip Steve'e tampon yapacak. Ben gideceğimiz yeri biliyorum.  Jetin başına geçeceğim." Bucky hemen onun yanına gelip tamponu devralırken Bruce jetin başına geçip koordinatları girdi. Jetteki telefonu alıp bir numarayı tuşladı.

"Nereye gidiyoruz Bruce?"
"Şu an için en güvenli yere." Telefonun açılmasıyla Bruce oraya döndü.
"Elvin,ben Bruce, Banner kod. Fazla vaktim yok. Yardımına ihtiyacım var. Haberleri gördün mü?" Bruce bir süre karşı tarafı dinledi. Kimse çıt çıkarmadan Bruce'u dinliyordu.
"Bir yaralımız var. Sana gelebilir miyiz?" Karşı taraftan aldığı cevapla güldü.
"Harikasın Elvin. Yarım saate oradayız."

"Bruce, Banner kod ne?"
"Elvin'le aramızdaki acil durum kodu. Banner kodu çok önemli durumları anlatmak için kısaca kullanıyoruz."

Natasha, Elvin denen kadının kim olduğunu, Bruce'la hangi derece yakın olduğunu deli gibi merak etse de sesini çıkarmadı. Kızıl ajanın damarlarında ilk defa kıskançlık geziyordu.

Elvin, abisinden aldığı telefonla hemen bodruma kurduğu müdahale merkezine indi. Yaralı adam için gerekli şeyleri hazırlamaya başladı.

"Jay-jay, ameliyathanenin soğutucu sistemini çalıştır. Bir hasta gelecek. Monitörü bağladığım an tüm yaşamsal değerlerini istiyorum."
"Soğutucu sistem devrede."

Elvin'in kendi yaptığı yapay zekası vardı. Hayatının her alanında her şeyi organize ederdi. Elvin, monitörü, kendi yaptığı röntgeni, damar yolu ve serum için gereken her şeyi ayarladı. Her daim temiz tuttuğu ameliyat aletlerini de yerleştirip temiz bir önlük, eldiven ve bone çıkardı. Daha sonra yukarı çıktı; abisini ve gelecek ekibi beklemeye başladı.

Elvin, alanının en iyi cerrahlarındandı. Kıvrak zekası, yeteneği, el çabukluğuyla harika bir kadındı. 21.yüzyıl tıbbının en önemli isimlerindendi. Ayrıca teknolojiyle de arası çok iyiydi. Abisi gibi bir bilim insanıydı. Yaptıklarından dolayı ilaç sektörü onu pek sevmese de bu onun umrunda olmadı. Elvin, durumu olmayan insanlara yardım etmeye çalışıyordu.

Elvin evinin ilerisindeki araziye inen jeti gördüğünde geldiklerini anladı. Bucky tek başına yaralı adamı taşıyordu. Mavi üniformadan anlaşıldığı kadarıyla yaralı adam kaptan amerikaydı. Yaklaştıklarında Elvin kapıyı açtı ve Bucky'ye yolu gösterdi.  Elvin hızla ilerlerken herkes onları takip ediyordu.

"Durumu ne?" Bruce anlatmaya başladı.
"Karın boşluğunda iki kurşun var. Kan kaybını olabildiğince aza indirmeye çalıştık. Bilinci 43 dakika 28 saniyedir kapalı." En alt kata indiklerinde Elvin konuştu.

"Birinin beni asiste etmesi lazım. Diğerleri buraya giremez. Enfeksiyon kapabilir. Yukarı çıkıp dinlenin. Kendi eviniz gibi." Bucky, Steve'i sedyeye yatırırken Bruce konuştu.
"Ben asiste ederim. Çocuklar siz yukarı çıkın ve biraz dinlenin." Herkes yukarı çıkarken Bruce ellerini yıkadı ve kardeşinin çıkardığı önlük, eldiven ve boneyi taktı.

Elvin çoktan ameliyat giysilerini giymiş, Steve'in kıyafetlerini çıkarmaya başlamıştı. Kıyafetleri çıkarınca monitörü bağladı. Jay-jay, Steve'in yaşamsal değerlerini bir hologramla Elvin'e gösterdi. Elvin damar yolu açıp serumu bağladı. Röntgen cihazından kurşunların kemiğe saplanıp saplanmadığını tespit ettiler. Steve'in üzerine yaralı bölgeyi açık bırakacak şekilde ameliyat örtüsü örttü. Tendürdiyotu yaralı bölgenin çevresine sürüp elini yanında onu bekleyen abisine uzattı.
"Neşter."

Avengers, Elvin'in evinin salonuna oturmuş düşünüyorlardı. Tuzağa düşmüş, halkın ve devletin gözünde kanun kaçağı damgası yemiş ve en yakın arkadaşlarının yaralanmasına sebep olmuşlardı. Şu an ki öncelikleri Steve'in iyileşmesiydi.

Natasha'nın gözü duvardaki resme takıldı. Elvin'in mezuniyet töreninden olduğu belliydi. Bruce, Elvin'i kucaklamış, Elvin kepini uzatıyordu. Natasha sinirle önüne döndü. Herkes ameliyatı düşünürken Tony ayağa kalkıp amerikan mutfağa ilerledi. Dolabı açıp atıştırmalık bir şeyler çıkardı.

"Tony ne yapıyorsun? Kızın ameliyattan çıkmasını bekleseydin keşke." Tony, Wanda'nın sitemine göz devirdi.
"En yakın arkadaşımın evinde yemek yerken çekinecek değilim küçük cadı." Natasha ona döndü.
"Sen bu kadının kim olduğunu biliyor musun?" Tony elindekilerle eski yerine oturdu.

"Evet, Elvin. Alanının en iyi cerrahlarındandı." Tony, bilerek Bruce'un kardeşi olduğunu söylemedi. Nat'ı ilk defa kıskanırken görüyordu ve bunun keyfini çıkarmak istedi.
"Niye evinin altında bir ameliyathanesi var?" Tony, Clint'e döndü.
"Elvin artık hastanede çalışmıyor. Ama zor durumlarda Fury'ye yardım ediyor. Hastane kaydının olmaması gereken ajanları Fury buraya yolluyor. Elvin ilgileniyor."

"Niye hastanede çalışmıyor?"
"Elvin ilaçlardan çok iyi anlıyor. Durumu olmayan hastaları için ilaç karıştırıyordu. Yani bir hastanın iki ilaç kullanması gerekiyorsa, hastanın maddi durumu bunu karşılayamayacaksa ve Elvin onları belli ölçüde birleştirip yeni bir ilaç yapabiliyorsa yapıyor. Ama bu yasa dışı olduğu için şikayet edildi. Uyarı aldı. Bu uyarı üzerine hiçbir hastane ona doktorluk teklifinde bulunmadı. Ama Elvin hala muazzam bir doktor ve deha. Bulduğu yeni şeyler, tedaviler, yazdığı ders kitapları onu vazgeçilmez yapıyor."

"Steve'i iyileştirebilir mi?" Tony onu onayladı.
"Elvin'den daha iyi bir cerrah tanımadım, Bucky. Elvin benim hem dostum hem de özel doktorum. Göğsümdeki şarapnel parçalarını da Elvin çıkardı."

Yaklaşık iki saat sonra merdivenlerden adım sesleri duyuldu. Bruce salona girip arkadaşlarına baktı. Wanda koltukta uyuyakalmış, Tony ayaklarını orta sehpaya uzatmış, Clint bulduğu dergileri karıştırıyor, Nat ve Bucky ise diken üstünde oturuyor.

"Durumu nasıl?" Bucky hemen ayağa kalktı.
"Merak etme Bucky. Gayet iyi. Ameliyat sorunsuz geçti. Elvin dikişlerini atıyor." Wanda bu konuşmayla uyandı. Bruce mutfağa ilerleyip önce bir bardak su içti sonra dolaptan bir şeyler çıkarıp yemek yapmaya başladı. Yaklaşık 20 dakika sonra Elvin de salona girdi. Bucky'nin endişeli yüzüne güven veren bir gülümseme sundu.

"Arkadaşınız gayet iyi. Yarın kendine gelir. Bu arada hoş geldiniz diyemedim." Tony ayağa kalkıp ona sarıldı.
"Sorun değil bebeğim." Elvin de gülerek karşılık verdi. Elvin ve Tony'nin çok uzun yıllardır süregelen bir dostlukları vardı. Tony, Elvin'i Bruce'dan bile önce tanımıştı. Elvin, Tony'nin her haline tahammül edebilen sayılı kadınlardandı. Bu yüzden Tony için çok değerliydi. Kendi kız kardeşi kadar. Onlar ayrılınca Bruce, Elvin'in yanına geldi ve kolunu omzuna attı.

"Arkadaşlar belki Tony söylemiştir ama ben yine de söyleyeyim. Tanıştırayım Elvin Banner, kız kardeşim." Herkes şaşkınlıkla onlara bakarken Elvin gülümsemekle yetindi. Nat ise kızgın bir şekilde Tony'ye bakıyordu. Bilerek söylemediğini anlamıştı. Elvin abisinin yanağına bir öpücük bırakıp mutfağa yöneldi ve yarım kalan yemeği yapmaya başladı.

Clint, masada son kalan şeyleri de midesine indirirken Nat ona göz devirip konuştu.
"Elvin, gerçekten çok teşekkür ederiz. Hem Steve'e yardım ettiğin hem de bize evini açtığın için." Elvin omuz silkti.
"Hiç sorun değil. İstediğiniz kadar burada kalabilirsiniz. Koca evde tek başımayım. Rahatınıza bakın."

Kapının çalmasıyla herkes birbirine baktı. "Nick Fury geldi patron." Herkes duyduğu isimle rahatladı.
"İçeri al Jay-jay." Elvin de ayağa kalkıp Fury'yi karşılamaya gitti. Fury önce Steve'in durumunu sordu. Sonra da Avengers'ın bu durumdan nasıl kurtulacağını anlatmaya başladı.

Herkes salonda kahvesini içerken planı iyice düşündüler.
"Yani yarın benimle birlikte geliyorsunuz."
"Steve ne olacak?" Bu soruyu Elvin cevapladı.
"Steve burada kalabilir Bucky. Hem sizinle gelirse iyi olduğunu söyleyip yarasını önemsemeyeceğine eminim. Burada kalması daha iyi olur." Bucky kafa salladı. O esnada odada Jay-jay'in karizmatik sesi duyuldu.
"Patron, bay Rogers boğuluyor."

Doctor/ Rogers(Tamamlandı)Where stories live. Discover now