Past

5K 344 81
                                    

Medyaya düşmeyen de ne bileyim yani nsjdjdksk🙄
İyi okumalar😘

"Neden sabahın bu saatinde, saçların ıslak bir şekilde benim kardeşimin odasından çıkıyorsun?"

Steve yutkundu. Bruce'un onları yakalama ihtimali aklına bile gelmemişti. Acilen bir yalan bulmak zorundaydı. Bruce'un Elvin'e kızamayacağını bilse de Steve'e kızması Elvin'in canını sıkabilirdi. Ne söyleyeceğini bilemediği esnada kurtarıcı bir ses duydu.

"Günaydın beyler."
"Günaydın Nat." Natasha Steve'in ıslak saçlarını ve Elvin'in odasından çıktığını baz alınca aklına gelen şeyle sırıttı. Ama sonra hemen toparladı. Rogers'ın kızarmaya başlayan yüzünü keyifle izleyebilecek de olsa söz konusu Hulk olduğu için yardım etmeliydi.

"Rogers, sevgilisini uyandırmak mı istedin?" Natasha gelip Bruce'un koluna girdi. Natasha usta oyunculuğunu konuşturdu.
"Klasik Rogers. Sabah koşuya çıkmış, duş almış ve sevgilisini uyandırmaya gelmiş." Natasha Bruce'u merdivenlere sürüklerken bağırdı.
"Kahvaltıya gecikmeyin Rogers."

Steve bir elini kapıya yaslayıp diğer elini kalbinin üzerine koydu. Derin bir nefes aldı. Bir an için Bruce'un onu Loki gibi döveceğine olan inancı tamdı. Natasha'ya teşekkür etmeyi aklının bir köşesine yazıp kendi odasına ilerledi. Başka birilerine daha yakalanmayı kaldıramazdı.

Kahvaltıdan sonra Elvin ve Natasha antrenman salonunda buluştular. Tony ve Bruce her ihtimale karşı Elvin'in dövüş eğitimi almasını istiyorlardı. Steve, Elvin'e kıyamayacağı için dersleri Natasha verecekti.

Başlarda temel şeylerden bahsettiler. Bir saatin sonunda biraz daha savunma odaklı olmuştu.
"Dün gece sizin için güzel geçmiş galiba ha?" Elvin, Nat'ın hamlesine cevap vermeye çalışırken konuştu.
"Onu nereden anladın?" Natasha güldü. Bu kulede olan her şeyden haberi olurdu onun.
"Rogers sabah abine yakalandı."
"Ne?!"

Elvin bir an için hiçbir şey yapmayıp kalakaldığında Natasha bunu fırsat bilip onu yere serdi. Elvin pes etmeden kalktığında devam ettiler.
"Rogers görevler dışında yalan söyleyemiyor. Abin de anlamak üzereydi. Neyseki ben varım." Elvin, Natasha'nın tekmesinden kaçtığında kızıl ajanın kaşları havaya kalktı.
"Bu iyiydi."

"Abimin öğrenemediği iyi olmuş." Elvin ona bir çelme taktığında kızıl ajanın yere düşmesiyle kalkması bir oldu.
"Bruce bu kadar korumacı-kıskanç birine benzemiyordu halbuki."
"Değildi zaten." Natasha kaşlarını çattı. İşte bilmediği bir şey vardı.
"Neden böyle oldu?"
"Onu da başka bir zaman anlatırım."

Elvin yorgunlukla kendini yere bıraktığında Natasha'nın hala hiçbir şey yapmamış gibi durması sinirini bozmuştu. Nefes nefese bile kalmamıştı Natasha. Nat ona elini uzattığında tutup kalktı ve tekrar odasına çıktı.

Elvin ve Tony yeni icatları için uğraşıyorlardı.
"Banner ilişkinize olumlu bakıyor sanırım?" Elvin önündeki ayarlamaları yaparken konuştu.
"Sen bizim özel anlarımızı ifşalamasan daha olumlu bakacak." Tony bir kahkaha attı.
"Sen benimle az uğraşmadın küçük cadı." Elvin göz devirdi.
"Senin sevgilin yoktu ki. Ayrıca tek geceliklerinden biri bana senin sürtüğün olduğumu söylediği için onu dövmüştüm. Haklı olarak."

Tony güldü. Elvin'in en nefret ettiği şeyin kendi tek gecelik ilişkileri olduğunu biliyordu.
"Bitti." Elvin heyecanla konuştu.
"Hadi tak deneyelim." Tony geliştirdikleri kulaklığı takınca Elvin de monitörden kontrol etti.
"Çalışıyor! Kusursuz!"
"Çünkü ben yaptım!"
"Çünkü ben tasarladım!"

Onların atışmasını bölen şey görev mesajıydı. Elvin kulaklıkları kapıp jete ilerledi. Üzerindeki kot ve tişört görev için uygundu. Hem sadece jette bekleyecekti. Jete en son Elvin ve Tony girdi. Clint görev için gidecekleri rotayı jete yazarken Elvin herkese yeni kulaklıklarını verdi.
"Bunlar ne?"

"Yeni kulaklıklarınız. Tony'yle birlikte geliştirdik. Bu kulaklıklar sayesinde siz görevdeyken sizin sağlık değerlerinizi görebileceğim. Vuruldunuz ya da yaralandınız diyelim, kulaklar sayesinde hasarın nerede olduğunu, hangi boyutta olduğunu sizi görmeden de anlayabileceğim. Ve burada ona göre hazırlık yapacağım."

Herkes hayranlığını gizlemeden genç doktoru tebrik etti.
"Ama siz yine de başınıza iş alıp beni uğraştırmazsanız sevinirim." Herkes gülerken Clint görev yerine geldiklerini söyledi. Banner kardeşler jette kalırken diğerleri planı gözden geçirip jetten ayrıldılar.

"Ee kaldık başbaşa." Elvin abisinin kolunun altına girerken konuştu.
"Kaldık."
"Elvin."
"Hmm?"
"Rogers seni üzerse bana söyleyeceksin değil mi?"
"Ben üzülürsem anlarsın ki zaten."
"Olsun. Sen yine de söyle ki Rogers'ı parçalayabileyim."

"Steve, Andre'ye benzemiyor biliyorsun."
"Andre de başta iyi görünüyordu." Elvin kaşlarını çatıp abisine baktığında Bruce göz devirdi.
"Tamam, Steve daha iyi. Özellikle son flörtünün 1945'te olduğu düşünülünce." Elvin buna kahkaha attı. Onların sohbetini bozan şey Banner'ın kulağına gelen yeşil koddu.
"Banner, yeşil kod. Sana ihtiyacımız var."

Bruce kardeşinin alnına bir öpücük bırakıp jetten ayrıldı. Elvin yalnız kalmanın verdiği gerginlikle beklemeye başladı. Gerginliğini atmak için ekibin sağlık değerlerini yansıtan monitöre dikkatle bakmaya başladı. Kulaklığından da onların iyi olduğunu duyuyordu. Elvin, duyduğu patlama sesinin hemen ardından jetin 7 şiddetindeki bir depremde gibi sallanmasıyla oturduğu yerden düştü.

Kafasını sertçe yere çarptı. Patlamanın çok yakınında olduğunu fark edeli çok oluyordu. Üzerine bir şey devrilirken patlamanın yüksek sesi yüzünden kulağında bir çınlama vardı.

Bu esnada Avengers operasyonda galip gelmeye çalışıyorlardı. Dışarıdan gelen patlama sesiyle bir anlık duraksamadan sonra herkes aynı anda aynı şeyi söyledi.
"Elvin!" Tony ve Steve aynı anda ona ulaşmaya çalışıyordu. Hulk ise çoktan delirmişti. Her şeyi ezmeye programlanmış bir şey gibiydi.

"Elvin! Elvin bizi duyuyor musun?!"
"Elvin cevap ver!" Elvin kulaklığından gelen şeyleri algılayamıyordu. Kulağında bir çınlama hakimdi. Bu patlama onu çok başka bir yere götürmüştü. Gazze'ye.

*2008- Gazze/Filistin*

"Elvin dikkatli ol." Elvin diğer arkadaşını onayladı.
"Sende. Şurada yıkılmış bir yer var. Enkaz altında kalan biri var mı kontrol edeceğim." Elvin ağır sırt çantasına rağmen hızlı ilerlemeye çalışıyordu. Üzerine giydiği kurşun geçirmez yelek ve kaskı onda oldukça ağırlık yapıyordu. Tamamen tıbbı malzemeler bulunan sırt çantası da bunun üzerine eklenmişti. Elindeki feneri ağzına alıp elleriyle birkaç molozu kenara çekti. Feneri tekrar eline alıp bağırdı.

"Sesimi duyan var mı?!" Birkaç molozu daha güçlükle yerinden oynatırken devam etti.
"Sesimi duyan var mı?" Acı bir mırıldanma duyduğunda diğer arkadaşlarına bağırdı.
"Burada biri var! Enkazda kalmış! Sese bakılırsa çocuk!" Görevliler onun yanına gelip molozları kaldırmaya çalışırken Elvin'de onlara yardım etmeye çalışıyordu. Bir yandan da enkaz altında kalan kişiye sesini duyurmaya çalışıyordu.

"Beni duyuyor musun?! Seni çıkaracağız. Sakin ol ve sakın hareket etme! Kurtulacaksın!" Kısa bir sürenin ardından çocuğu molozların altından çıkarmayı başardılar. Elvin hemen onun nabzını kontrol etti.
"Çok az atıyor. Ciddi iç yaralanmaları olabilir. Bu yüzden kucakla götüremeyiz. Sedye lazım." Görevliler onu onaylayıp sedye getirmek için giderken Elvin sırt çantasından su çıkarıp çocuğa biraz su içirdi.

"Kurtulacaksın küçük." Yanındaki malzemelerle onu kontrol ederken bir ses duydu. Bu ses az sonra bir bomba düşeceğinin habercisiydi.
"Elvin buraya gel!"
"Çocuğu bırakamam!" Elvin bir çocuğa, bir onu çağıran arkadaşına baktı. Çok zamanı olmadığını biliyordu. Kendini çocuğun üzerine kapatıp ona siper oldu. Birkaç saniye sonra 20 metre kadar ötesinde büyük bir gürültüyle bomba patladı. Ve kulaklarında duyduğu ses aynı çınlamaydı.

Biraz ortalığı karıştırmaktan zarar gelmez diye düşünüyorum 🙄
Oy verip yorum yapmayı unutmayın 😘

Doctor/ Rogers(Tamamlandı)Where stories live. Discover now