📼11"Saçlarını pişmaniye niyetine yiyesim var!"📼

1K 121 185
                                    



🎶Fikri Karayel-Keyfinin Kahyası😍🎶

Medyada:Sarı kafa Yağız 🐥

İyi okumalar babies satır satır yorumlarınızı bekliyorum. ❤️

Ofladım ve gözlerimi tanımadığım insanların arasında gezdirdim. Gözüm sarı saçlı bir kızda takılı kaldı. Sarı renk bir bikini giymişti. Saçları ise horoz ibiği topuzuydu. Yani, aşağıdan toplamıştı ve saç telleri dışarıya fırlamıştı. Tam olarak horoz ibiğiydi. Yanında ki oğlana takıldı gözlerim. Kumral bir çocuktu. Saçları hafif kıvırcıktı. Gözlerimi devirdim. Uras mısın lan sen? İbne.

Bu sefer havuzda gayet de eğlenmekte olan Laçin ve Açelya'ya baktım. İnsafsızlar ben yokum, bari biraz üzülmüş gibi yapın. Ama yok. Dayamışlar havuzun kenarına kollarını, konuşuyorlar. Gözlerimi tekrar devirdim. İnsafsız domuzlar. Siz eğlenin. Gözlerimi barda oturan Ateş'e çevirdim. Bir oğlan ve bir kızla konuşarak gülüşüyorlardı.

Dediğine göre İstanbuldaki arkadaşlarıymış ve gayet de yakın arkadaşlarıymış. Beni yalnız bırakıp onlarla gülüşecek kadar yakın mı Ateşçiğim? Yanında oturan kız uzanarak saçlarını karıştırdı Ateş'in. Kaşlarım hafifçe yukarıya doğru kalktı. Sen az önce marullarını mı karıştırdın? Ateş ise gülerek bir şeyler söyledi.

Peki.

Kafamı ayaklarıma indirdim. Parmaklarımı oynattım hafifçe ve yukarıya doğru kaldırdım ayağımı. Kırmızı oje bana gerçekten yakışıyordu. Ten rengimden midir nedir bilmiyorum ama, gerçekten yakışıyordu. Gözlerim ayağıma taktığım deniz kabuklu halhala kaydı. Bunu bana Laçin almıştı ve yaz boyu neredeyse çıkartmamıştım. Tabi pantolon giydiğim zamanlar hariç.

Kenarda duran güneş gözlüğümü aldım ve gözüme taktım. En azından kimi süzdüğüm belli olmayacaktı. Gerçi bunu 20 kişiyi süzdükten sonra yapmam baya saçma olmuştu. Kafamı şezlonga dayadım ve ofladım. Gerçekten bu inatçılığım yüzünden oluyordu her şey. Yağız gelmeden havuza girmeyeceğim demiştim. Laçinler ısrar etsede yok yok, ben Yağızcığımı bekleyeceğim demiştim.

1 saattir bekliyordum ve Yağız hâlâ gelmemişti. O değil de, verdiğim havuz girişi ücreti yanacaktı. Yağız ise babasıyla veterinere gitmişti. Nebahat 2 gündür mamasını yemiyormuş, Yağız da ölürse yaşayamam gibi isyanlara girip doğruca veterinere gitmişlerdi. Ben Yağız'ı bekliyordum. Çünkü o benim lahmaç kılıklımdı.

"Hâlâ gelmemekte ısrarcı mısın? Yağız geldiği zaman yanımıza gelebilir." kafamı kaldırıp sesin sahibe baktım. O ise tam önüme gelip kazık direği gibi durdu. Evet kazık direği. "Sözümden dönmeyeyim şimdi." hafifçe güldü ve önüne düşen saçlarını geriye attı. Ben ise gözlerimi kıstım. Güneş gözlüğünden dolayı görmüyordu zaten.

Saçları yine klasik uzun ve gözlerine geliyordu. Güneş gözlüğü takmıştı. Boynunda ise siyah bir kolye, -gerçi bu kolyeyi hiç çıkartmıyordu- üzeri ise çıplaktı. Altına ise koyu yeşil bir şort giymişti. Benim mayolarımında yeşil olmasının konu ile hiçbir alakası yoktu.

Bir şey demedi ve solumdaki şezlonga oturdu. Bende şezlongdan kalkarak ona döndüm ve oturur pozisyona geçtim. Yan gözle ise barı kontrol ettim. Kız ve oğlan hâlâ oradaydı. Peki Ateş niye bu kadar gülüp eğlenirken benim yanıma gelmişti ki? "Susmak istiyorsan sonsuza kadar susabiliriz." Ateş'e döndüm. O ise güneş gözlüğünü çıkartarak başına taktı. Bu sayede saçlarıda gözüne girmekten kurtulmuş oldu.

Dudaklarını yaladı ve uzanarak gözlüklerimi çıkarttı. Ben ise hemen ellerini tuttum. "Çıkartmasana!" hafifçe güldü. "Kızım nereye bakıyorsun anlamıyorum ki?" ebene bakıyorum oğlum. N'apacaksın? "Etrafı süzüyorum. O yüzden taktım ben onları. Kimse süzüldüğünü bilmek istemez." yine saçma sapan cümleler kurmakta üstüme yoktu. Ellerimi çektim ve gözlüğümü çıkartmasına izin verdim.

BİR DANS DAHA?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin