📼12"Hele bir dene, kafanı asvalta sürterim!"📼

977 115 260
                                    



🎶Tuğkan-Sen Benim😍🎶

Medyada:Su💃

İyi okumalar babies❤️

Kahvemden bir yudum aldım ve 32 diş sırıtarak masaya koydum. Yağız ise benim aksime baya höpürdeterek içti ve masaya bıraktı. "Kahve de baya güzelmiş. Ellerinize sağlık." 32 diş sırıttı ve bir bana birde kadına baktı. Kadın dudaklarını birbirine bastırarak kafasını sallamakla yetindi sadece. Yağız ise kulağıma doğru eğildi. "Kanka, bu kadının gözleri cin gibi. Fal baktıracağız diye üç harflilere karışmayalım şimdi."

Hah. Falcıya gelmek tamamen senin fikrindi lahmacun beyinli!

Dişlerimi sıktım. "Sus salak, duyuyor kadın bizi." dedim ve kadına tatlı bir gülümseme yolladım. Kadın kafasını salladı tekrar. Kadında haklı. Yarım saattir bizim kahve içmemizi bekliyordu. Ne yapayım yani? Bu sıcakta, kaynar kaynar kahveyi bir dikişte mi içeyim? Erken verseydiniz kahveyi. Yağız tekrar höpürdeterek içti kahveyi. Çok iyi ya, gerçekten efsane.

Hızla son bir yudum alarak fincanı hafifçe salladım ve devirdim. Kadın hafifçe gülümsedi. "Metal bir eşyanız varsa üzerine koyun ki, soğusun." yani nişanlı veya evli olsam koyardım yüzüğüme ama koyacak bir şeyim yoktu. Pazardan aldığım yüzükleri mi koyayım şimdi? Parmağımdaki gümüş renk olan eklem yüzüğünü gösterttim. "Bu olur mu?"  kadın kafasını salladı. "Olur, zaten 1-2 dakika süzülse yeter."

Süzülmezse görüntü gelmiyor mu acaba?

Yağız tekrar höpürdeterek içti ve bir elini kaldırarak, 'mis gibi' der gibi salladı. "Vallahi kahvenin şekeri, köpüğü tam yerinde. Çalışanınızın ellerine sağlık." tabakla fincanın üzerini kapattı ve salladı. O sırada 32 diş sırıtıyordu. Tam çevirirken kahveyi biraz döktü. Panikle elinden aldım kahveyi ve masaya koydum. "O kadar sulu devirirsen olacağı bu." her yerde rezil olalım muhakkak tamam mı?

"Kusura bakmayın. Nazar o nazar." dedi Yağız ve tuhaf bir gülüş attı. Ardından parmağımdaki yüzüğe elledi. "Bir tanesinide bana ver bari." tam yüzüğü çıkaracağım sırada kadın ellerini salladı. "Yok yok, gerek yok şöyle yapalım." benim fincanımın üstündeki yüzüğü alıp ona koydu. "Buna başlayayım ben. O sırada o soğusun." benim ki soğumadı sanırım canım ama yinede sen bilirsin.

"Olur olur. Biz kardeş sayılıyoruz zaten. Onun yüzüğü benim yüzüğüm." kadın boğazını temizledi ve fincanımı kaldırarak bakmaya başladı. Bismillahirrahmanirrahim. Yağız ellerini çenesinin altında birleştirdi. Falcıya gelmemizi tamamen o istemişti. Laçin'i niye çağırmamıştık, çünkü Laçin gelirse Açelya da gelecekti. Gizli kapaklı iş yapma kararı almıştık. O yüzden de sabahın köründe gelmiştik.

Yağız merak ediyormuş niye Açelya ona böyle davranıyor diye falanda filan.

Kadın gözlerini bana çevirdi ve şefkatle gülümsedi. "Senin kalbini biri kırmış." bunu demesiyle içim ürperdi. Böyle baya tuhaf oldu. Yutkundum bir şey demedim. "Bunu ne kadar dışa vurmasanda, belli etmek istemesende içinde fırtınalar kopuyor." biraz daha zorla ki ağlayayım. "Telvelerinde kalabalık bir ortam görüyorum. 5'ten sonra -yanındakilerin de arkadaşlarının olduğunu düşünüyorum- bu ortamda bulunacaksınız."

Kafamı salladım devam etmesi için. Yüzüme baktı. "Bu kalbini kıran kişinin ismi U ile başlıyor." gözlerimi büyüttüm. Yağız ise, 'ananı avradını' diye mırıldanmıştı. Kadın devam etti. "Sen bu U harfiyle başlayan kişiyi biraz gözünde fazla büyütmüşsün. Takıntılı hâle getirmişsin adeta." gözlerimi kırpıştırdım.

"Aslında kalbinle hareket etmiyorsun. Sadece düşüncelerine inanmayı seçiyorsun."

Yağız'ın ağzından bir, 'hah' sesi çıktı. Kadın ise fincanı elinde çevirdi. "Burada köpek figürü var. Köpek sadık dost demektir. Sadık dostundan veya dostlarından güzel destek aldın veya alacaksın." bunun üzerine Yağız kafamı tutarak saçlarımın arasına öpücük kondurdu. "O benim canımın ciğeri. Ona her zaman destek olurum ben. Köstek olanlarında ağzına sıçarım."

BİR DANS DAHA?Where stories live. Discover now