4-Rus ruleti

2.3K 166 99
                                    

Bölüm şarkısı: Onlar da Yansın- Yüzyüzeyken Konuşuruz🖤

-
Yerin soğuğu içime işlerken Eren'in boşluğuna baktım. Cebimde hissettiğim titreme tüm vücudumda yankı bulup elimi cebime atmamı sağladı. Burnumu çekip telefonumu elime aldım.

Bilinmeyen numara: ağlama, hepsi oyun.

Bilinmeyen numara: annen ne derse ona uy.

Bilinmeyen numara: gebersem de senden vazgeçmem

Görüldü.

Mesajları okuduktan sonra aklımda tek bir isim yankılanmıştı.

Eren Gediz.

Yaptığı şeye anlam veremezken sorular aklımı allak bullak etmeye başlamıştı, oturduğum yerden kalkıp çökmüş bir vaziyette içeri girdim.

Yüzümün hâlini gören ailem ve Arın şaşkın bir ifadeyle suratıma baktı.

"Gitti," dedim anneme dönerek.

Arın'ın rahatlamaya benzer bir ses çıkarttığını duyup sert bakışlarımı ona çevirdim.

Demir abime dönünce onun da aynı yüz ifadesine sahip olduğunu gördüm.

Eren'i benden uzaklaştırmak istiyorlardı.

Bilmediğim daha birçok şey vardı.

Sanırım asıl olay şimdi başlıyordu.

Gözlerim ikisi arasında gidip gelirken annem koluma girip yeşil gözlerini bana çevirdi.

"Hadi kızım gidiyoruz."

Kızım.
Ben de birinin kızıydım.
Bu zamana kadar ne kadar bilmesem de belki de şimdi bu hayattan kurtulmamı sağlayacak olan kişi onca yıl öldüğünü sandığım annemdi.

Annem, koluma girip beni yürütmeye başlayınca olanları yeni yeni idrak ediyordum.

Dağhan abimi hapise attırıyordum. Hak ettiğini buluyordu sonunda.

Onca yıl yaşadığım şeyler sonunda son buluyordu.

Bunun için mutluydum yaşamımın hangi yöne gideceğini kendim belirleyecektim artık, direksiyon elimdeydi. Sağa kırsam sağa, sola kırsam sola...

Özgürlüğüme doğru çevirsem, özgürlüğüme.

Ruhumun istediği yere çevrili rotam ve Eren vardı...

Nasıl olduğunu anlamasam da, her zaman oradaydı.

*
İnsanlar, topraktan ve çıkarcılıktan oluşurdu bana göre.

Bir şey vermezseniz, bir şey vermezlerdi.

Ve bu istisnasız etrafımdaki herkes için aynıydı.

Tam o, öyle değildir dediğim an aynı şeyi onda da görürdüm.

İki saniye kendime verdiğim değeri, ayırdığım zamanı kursağımda bırakıp sürekli onlara değer vermemi isterlerdi.

Bunu eskiden fark etmezdim. Pollyannacılık, küçüklükten beri yaptığım bir şeydi. Ama şu an üzgünüm sevgili insan ırkı, ne mal olduğunuzu anladım.

Karşımda duran abime baktığımda içimden geçenler bunlardı.

"Gidemezsin Doğa!"

Karakoldan geleli iki saat olmuş ve annem sözde beni de Berlin'e teyzemin yanına götürüp hastalığımdan kurtulmamı istiyordu.

KIRILMAWhere stories live. Discover now