40- A&A Mühre

3.2K 319 180
                                    


...

Seelaam

Sorularınızın bir kısmının cevabını alacağınız, uzun bir bölüm sizi bekler.

Ben, özür dileyerek
bugün de geç saatte bakacağım yorumlarınıza malesef.

Ehh...
En azından bölümün
saatini kaçırmadım. ;)

Buyursunlar efenim...

☆☆☆☆☆


°°°

Kocaman ve bomboş bir alanın tam ortasında sandalyeye bağlanmış, ağzı kapatılmış ve başında silahlı bir adamın bulunduğu Ayda'yı gördüm.

İşte o an dünyam başıma yıkıldı... Her şeyi unutup Ayda'ya doğru koşmaya başlamışken 1 el silah sesiyle olduğum yerde çakılıp kayarak durdum.

Direkt Ayda'ya baktım vurulup vurulmadığını anlamak için. Gözlerini sıkıca kapatmıştı sevgilim. O an, tek istediğim şey gözlerini açıp bana iyi olduğunu söylemesiydi. Buna bile razıydım şu an eğer öleceksem de ölmeden önce...

Silah sesini duyunca korkuyla kapattığı gözlerini usulca açmaya başlayınca, kalbim yeniden atmaya ve ben yeniden nefes almaya başladım. İyiydi... Vurulmamıştı...

Ellerimi bir kez daha havaya kaldırırken gözlerimi Ayda'dan ayırmıyordum... Vurulmadığını ve az önceki atışın bana uyarı mahiyetli yapıldığını anlamama rağmen Ayda'ya, "iyi misin?", diye sordum. Başını olumlu anlamda hızlı ve kısa kısa salladı cevaben.

Ağlamıştı... Gözleri kıpkırmızıydı. Ama bulunduğum yerden görebildiğim kadarıyla, herhangi bir yerinde darp edildiğine dair herhangi bi şey yoktu. Bu da Serkan'ın sözlerini onaylıyordu. İşleri Ayda ile değil benimleydi ve Ayda'yı sadece bana karşı mühre olarak kullanmışlardı! Ama yine de akıttığı her damlanın hesabını tek tek soracaktım mutlaka...

Ayda'nın iyi olduğuna emin olduktan sonra, onu orta yerde sandalyede o hâlde görünce yapmayı unuttuğum şeyi yapıp etrafıma göz atmaya başladım.

Ellerim hâlâ havadayken kendi eksenim etrafında usul usul dönmeye başladım. "Serkaaannn... Nerdeesiiinnn...", diyerek sanki onu arıyormuşum gibi, nerede, ne ya da kim var görüyordum bu sayede.

"Serkaaaannn... Birazdan öleceksiiinnn...", derken bir kez daha döndüm etrafımda.

Kapıda ki 2 kişi ve Ayda'nın başındaki 1 kişi hariç dağınık vaziyette 3 kişi daha vardı. Toplamda görebildiğim sadece 6 kişi vardı. Hepsi ağır silahlıydı ama ortada Serkan yoktu...

Yönümü tekrar Ayda'ya döndüğümde, sevdiğim kadına doğru sadece 1 adım attım.

Madem Ayda'yla bir işleri yoktu, o zaman sınırları biraz zorlama zamanıydı... Buradan sağ salim çıkmak için, planlarını bir şekilde çözmek zorundaydım.

Ayda'ya "Sakın korkma!", dedim ve onun başını bir kez daha sallamasının ardından yavaş yavaş Ayda'ya doğru yürümeye başladım.

4. adımımda 1 silah sesi daha geldi ve kısa süreliğine durup gelen sese Ayda'nın sıçramasına aldırış etmemeye çalışarak yine aynı küçük adımlarla ilerlemeye devam ettim.

6 adım sonra bu kez sıkılan kurşun havaya değil ayaklarımın tam önüneydi... Bu da demek oluyordu ki bu adamlar sadece ellerine silah verilip oraya öylece dikilen adamlar değillerdi. Tamam, çabuk gözden çıkarılacak olabilirlerdi ama ateş etmesini bilen piyonlardı bunlar...

YALVAÇ / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin