SON ANDA

156 7 1
                                    

Elizabeth: ığğğ başım! Anneeeeee... Anneeeeeee

Jack: onlar daha gelmedi.

Elizabeth: hııı...

...

Elizabeth: WAAAAAAAAAAA N-NE İŞİN VAR YATAKTA! DEFOL! ah- başım!... Sen neden çıplaksın? B- ben ne zaman üstümü değiştirdim?

Jack: acıklıycam bi-

Elizabeth: s-s SAPIK! ANEEEEE İMDAAAAT POLİİİİİSSSS,BABA İMDAAAAT!

Jack: tanrım... Aramızda hiçbir şey olmadı!

Elizabeth: sana inanmıyorum!

Jack: ahhh git bakire kontrolü yaptır o zaman! Anlımdaki morluğu görüyor musun? Sana bişi yapıcakken kafa attın nevrim döndü! Gözümde şimşekler çaktı pislik kız!

Elizabeth: oh! Kafama sağlık! İyi olmuş! Üstüm?

Jack: merak etme iç çamaşırların dışında bişi görmedim... Kızma ama... Bu devirde kim bembe kalp'li külot giyer?

Elizabeth: DEFOL GİT HEMEN ADİ ŞEREFSİZ!

Elizabeth son bir kuvvet ile jack'i yataktan attı. Yaptığı şey kendi hatası olsa da onu suçlamak istiyordu. Alkol içmek nasıl aklına gelirdi ki? Hiç ağzına bile sürmediği halde! Her dertlendiğinde alkol içseymiş... Hızlıca kalktı ve direkt banyo'ya girdi. Neden utanıyordu anlamıyordu! O bir canavardı belkide bir katil yada iblis,şeytan,çin,ruh ne haltsa! Bu böyle devam edemezdi! Onu burdan göndermeliydi. Acaba içinden çıktığı kutuyu bir yere mi gömse? Parka, ormana yada...

Elizabeth: s*ktir! O p*çle mezarlıkta buluşucaktık! Saat kaç?

..
  ...
.....
....
.....
..
....
......
..
.
.
..
....
...
.
.
...
.
..
..
.
.

Kate: sen sen ol,eğer ölmekten,gömmekten bahsederse hızlıca koş! Ben burdayım!

Elizabeth: saçmalama. Gidicem konuşucam bu kadar. Ama yinede burda bekle!

Kate: hâlâ böyle bir salaklığı nasıl yaptın ve neden şimdi öğreniyorum anlamıyorum! Sözde en yakın arkadaşız...

Kate küskün bir çocuk edasıyla kollarını göğsünde kavuşturdu. Kızgındı ama onu rahatsız eden şey ona sonradan söylemesiydi. Arkadaşlıklar ne kadar eski olursa olsun bazen bazı şeyler söylenmiycek kadar değersizleştiriyordu arkadaşlığı... Şimdi onu kolaylıkla affedemezdi. Eğer hemen affederse,aynı şeyi bir daha yapacaktı.
Elizabeth son kez arkadaşına baktı. onun asık suratı yaptığı hatayı düşündürüyordu ona... mezarlığa girdi. Bu yer nasıl olurda sabah bile ürkütücü olurdu? Karanlık değildi,sisli değildi ama yinede insanın ödünü koparıyordu!
Biraz daha ilerledikten sonra büyük bir mezarlığın üstünde darcy'i gördü. Müzik dinliyordu. Sanki elizabeth ona seslenmiş gibi birden kafasını ona çevirdi. Bu âni hareketi elizabeth'i titretmişti. Kulaklıkları çıkarıp elizabeth'in yanına geldi.

Darcy: nasıl? Güzel mi? Sesiz,sakin... Neden konuşmuyorsun?

Elizabeth: b-biraz soğuk.

Darcy: yaz ayında üşüyen bir kız? İyi misin? Yoksa sevmedin mi?

Elizabeth: y-yiio yani oldukça korku- kokusuz diycektim.

Darcy: kokusuz? Çürük kokmadığı için mi mutsuzsun?
İstersen senin için bir çeset cıkarabilirim.

Elizabeth: NE ASLA! bak! Doğruyu söylememde fayda var. Böyle şeyler ilgimi çekmiyor! Başka yere gidelim. M-mesela arkadaşın var mı? Beni onlarla tanıştır.

LAUGHİNG JACK 🖤🤡(Tamamlandı)Where stories live. Discover now