bitiyor günler bizimle birlikte

230 40 10
                                    

Bir evim var ya da bir diğer deyişle evimiz. Bu şehirde, bu sokakta, bu evde, odamda ve hatta yatağımda bile izin var. Olurda bir gün ayrı düşersek, asla baş edemeyeceğim kadar çok.

Gözlerimiz kapalı, sırt üstü uzandığımız yatağımda ellerimiz kenetli birbirine. Ne düşündüğünü bilmiyorum, bu iğrenç hissettiriyor. Her şeyden değerli göz yaşlarını dökmemek için gözlerini sıktığını biliyorum. Çünkü sen hep dersin ki;

Seni izleyebileceğim bir pozisyondayken asla kapamam gözlerimi. Hattâ kırpmam bile, seni bir salise fazla görsem kârdır yüreğime.

Böylesine süslü cümleleri nasıl kurduğunu merak ediyorum hep, soruyorum da sana bazen ve sen asla ödün vermiyorsun sanatçı ruhundan.

Bir kez benim gözümden görsen kendini, saatlerce ağlarsın. Yemin ederim yaşanır bu. Güzelliğinde titriyorum her gece, istiyorum ki olsun ellerim hep yüzünde.

Her seferinde bıkmadan usanmadan kuruyor cümlelerini, sunuyor bana. Güzel laflar dökülen dudaklarına bastırıyorum dudaklarımı, her söylendiğinde.

Fakat şimdi içimi huzursuz eden sorun çıkıyor ortaya yavaş yavaş. Tanrım, yavaş değilmiş. O yalnızca benim dileğim. Her şey hızlı gelişiyor.

Bir gece önce, büyük yıkımdan, büyük ölümden bir gece önce. Ellerimi hiç bırakmayacakmış gibi tutuyor, sıkı sıkı. Dizime yatınca istemsizce saçlarına gıden ellerimi yönetiyor.

Hiçbir şey söylemiyor, yoruluyorum tüm bu gizemli tavırlarından. Şu çok sevdiği, parmaklarını saran yüzüklerinden birini çıkarıyor. Serçe parmağıma takıp gülümsüyor.

"Tüm ruhunu serçe parmağında saklıyorsun, biliyorum. Bir kuş gibi özgür olsun istiyorsun çünkü. Bu yüzük sana vurduğum kilit, anlayacaksın."

Anlamak veya bilmek istemiyorum.
Ama diyorum ya, tanrı sevmiyor beni. Öğretiyor zorla, gidiyorsun.

Mevsim kışmış Hyunsuk. Sen gittiğinde öğrendim, dondum parmak uçlarıma kadar. Sıcak kalan tek şeydi yüreğim, aşık biraz. Fakat soğuyor, kış mevsiminde yazı yaşatıyormuşsun kollarınla başka birine.

onlar da yansınWhere stories live. Discover now