her şey bir gün biter mi?

495 59 31
                                    

yıktığımız kuralların altında kaldığımızda, yine de seni isteyeceğim.

Alessia Cara - Out Of Love

"istemiyorum." duyulan tek kelime, yukhei'nin ağzından çıkmıştı. elinde tuttuğu beyaz haplarla dolu paketleri masanın üstüne fırlattı. "borcumu farklı şekilde ödeyeceğim. artık yapmak istemiyorum." hapların çarptığı masada oturan adam ağır ağır yerinden kalktı ve kendi boylarındaki lucas'a doğru yürüdü. choi siwon, bu şehrin en büyük uyuşturucu tedarikçisiydi ve wong yukhei bu adama kafa tutuyordu. "borcunu ne ile ödeyeceksin?"

"başka işlerde çalışırım, tarlaya bile giderim ama artık bu işi yapamam." adam ciddi bir şekilde dinliyor gibiyken birden büyük bir kahkaha attı ve odada bulunan diğer adamlara döndü. "duydunuz mu? işçi maaşı ile borcunu ödeyebileceğini düşünüyor küçük pezevenk." Lucas istifini bozmazken, bir anda yüzüne çarpan yumruk affallamasına sebep oldu. Karşılık vermek istedi, kendini korumak istedi, Renjun'in karşısına temiz çıkmak istedi ama yapamadı. Choi Siwon, lucas hapları satmaya devam etmeyi kabul edene kadar, onu alıkoydu, yani bir hafta gün çiçeğine gidemedi lucas.

Şimdi döndüğünde bir tokat yemişti. Acıyan suratına sert bir tokat. Dolu gözler gördü, acıdan ve endişeden kıpkırmızı kesilmiş bir çift göz. Titreyen küçücük bir beden. Sarmaladı o bedeni. Elinde olsa göğüs kafesinde saklardı küçüğünü. yapamadı. Hiçbir zaman Renjun'i koruyamadı Lucas. Hep zarar verdi, kendini bildi bileli. Renjun ağladı, dakikaları saydı büyük olan, acının kaç dakika gözyaşlarına yansıdığını hesap etmeye çalıştı.Bu sürenin altında ezildi ama yine de gün çiçeğini öpmek istedi.

Jaehyun ikisini kendi aracı ile küçük olanın evine bıraktı. Renjun salonda abisini gördü ama hiçbir şey demeden sevdiği adamın elinden tutup kendi odasına, tavan arasına çıkardı. Bir hafta, görmeden, sesini bile duymadan. Nerede diye kafayı yemişti Renjun. Şimdi yanındaydı, tavır koyacak gücü yoktu, özlemişti, dudaklarında dinlenmek istiyordu uzun bir süre. Büyük olan merakla gün çiçeğini izlerken, Renjun Lucas'ın yatağa oturmasını sağladıktan sonra kucağına yerleşti ve küçüldü orada. Lucas derin bir nefes aldı, çilek kokusu dolmuştu burnuna. Kollarını Renjun'e sarıp iyice boynuna bastırdı burnunu. Renjun yine ağladı, yaralarını öptü sevgilisinin. Her bir morluğu, eziği, çiziği es geçmeden öptü. Lucas özür diledi, defalarca, sayamayacağı kadar çok kez.

Renjun yavaşça doğruldu ve büyük olanın tişörtünün altına soktu soğuk ellerini. Duyulamayacak kadar küçük bir fısıltıyla söylendi. "Artık yaralı değilim, Yukhei." Küçüğün boynunu öpüp duran Lucas dondu kaldı bir an. Ses edemedi. Kabul etti sonra.

Sessizlerdi, kumaş sesleri, Lucas'ın boğazdan gelen hırıltıları, Renjun'in elini ağzına bastırdığı halde yüksek çıkan inlemeleri ve yatak gıcırtısı hariç Tanrıya yemin olsun ki sessizlerdi. Renjun özür diledi her öpüşünde, yüzünü yastığa bastırıp ağladı. Lucas canını yaktığını sandı ama hayır, Renjun sonlarına ağlıyordu. Sonlarının böyle olacağını ölse tahmin edemezdi.

gün çiçekleri güne küstüğünde | lurenWhere stories live. Discover now