Gece'nin Anlatımıyla
"İyi ki varsın." dedim ve kollarımı beline dolayıp sıkıca ona sarıldım.
"Sen de iyi ki varsın güzelim..." dedi ve yüzünü boynuma yaslanıp derin bir nefes aldı. Sonrasında kalbimi meraktan ve heyecandan pır pır ettiren cümleyi söyledi.
"Sana çok önemli bir şey söylemem gerekiyor."
"B-bir şey mi oldu?" dedim korku ve endişeyle aradan geçen saniyelerin ardından.
Yüzünü boynumdan ayırıp "Bir şey oldu, evet ama kötü bir şey değil. Yani bana göre değil. Senin nasıl bir tepki vereceğini bilemiyorum." diye konuştu. Tek elimi belinden çekip alnıma yasladım ve orayı biraz ovuşturduktan sonra gözlerimi yumup "Tamam, hazırım söyle." diye fısıldadım. Elimin üzerine küçük bir öpücük bıraktığını hissettiğimde kapalı olan gözlerimi hafifçe aralayıp ona baktım. Küçük bir tebessüm vardı dudaklarında.
"Yemek yiyelim, sonra söyleyeceğim güzelim." deyip benden uzaklaştı ve fırının önüne gitti. "Pizzalar olmak üzere, sen de patateslere bak." Benden uzak durmasıyla kaşlarım çatılırken neredeyse hazır olan patatesleri karıştırdım. Birkaç dakikası daha vardı.
Buzdolabından vişne suyunu çıkarıp bardaklarımıza doldurdum ve masanın bir köşesine koydum. Yine buzdolabına yönelip ketçap ve mayonezi aldım, onları da vişne suyunun yanına bıraktım. Tekrar patateslere baktığımda tam istediğim kıvama geldiklerini görüp içine peçete yerleştirdiğim kayık tabağa koydum.
"Gece, bunlar sanki oldu gibi ya. Sen de baksana bir." diyen Atlas'a "Bir dakika." deyip elimdeki patateslerin olduğu kayık tabağı masanın üzerine koydum ve onun yanına gittim. Fırının kapağını açmış içindeki pizzalara bakıyordu. Ben de pizzaları inceleyip "Olmuş bunlar, çıkarabiliriz." dedim. Fırının kapağını tamamen aşağı indirip elini tepsiye uzattığında hızlıca elini yakaladım. "Ne yapıyorsun? Elin yanacaktı. Bekle, havluyla alalım. "
"Unuttum bir an ya." diye konuştuğunda çekmecelerin birinden küçük bir mutfak havlusu aldım ve dikkatlice tepsiyi fırından çıkardım. Pizzaların soğuması için tepsiyi tezgahın üstüne bırakıp patatesleri tabaklarımıza paylaştırdım. Atlas, eline servis tabaklarından birini alıp tahta spatula yardımıyla pizzayı tabağa koyacakken "Kesmeyelim mi?" diye sordum.
"Gerek yok, tabağın üstünde keseriz." dedi ve diğer pizzayı da öteki tabağa koydu. İkimize de birer bıçak alıp çatallarımızın yanına koydum ve sandalyeme oturdum. Atlas da karşıma oturunca "Afiyet olsun." dedim.
"Sana da güzelim." dedi ve bıçağını eline alıp çatalı yardımıyla pizzasını kesmeye başladı. Ben de bıçağımı elime alıp onun yaptığı gibi kesmeye çalıştım ama pek beceremedim. Atlas önümdeki tabağı alıp onun yerine dilimlere böldüğü pizzaların olduğu tabağı bıraktı.
"Teşekkür ederim." dedim gereksiz bir utançla. Bana göz kırpıp "Her zaman." deyince gülümsedim, ben gülümsediğimde o da gülümsedi. Birkaç saniye birbirimize bakıp sadece gülümsedik ve sonrasında yemeklerimize döndük. Ketçap mayonezden pizzama ve patateslerime döktükten sonra ona uzattım. O da yemeklerine döküp kapaklarını kapattı, kenara koydu.
Yemeklerimizi ve içeceklerimizi bitirdikten sonra beraber sofrayı toplamaya koyulduk. Elimdeki tabağı bulaşık makinesine yerleştirdikten sonra yerimde doğrulup "Doydun değil mi?" diye sordum.
"Doydum doydum, çok güzeldi hepsi. Ellerine sağlık." dediğinde dudaklarımı bükerek konuştum.
"Ben bir şey yapmadım ki. Hepsi basit şeylerdi. Ama bir dahakine önceden beraber yemek yiyeceğimizi planlayalım, sana harika yemekler yapacağım. Hep aceleye geliyor, istediğim gibi yemek hazırlayamıyorum sana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖRÜŞME USULÜ EVLİLİK
RomanceKahvemden yudumlar alırken "Evlilik... Düşünüyor musun?" diye sordu yavaşça. Elimdeki fincanı tepsiye bırakıp su bardağını aldım ve "Evet." dedim. "Bir evde tek başına yaşamak çok zor. Ben uzun zamandır yalnızım ve artık kendi ailemi kurmak istiyor...