[pörpıl, keyifli okumalar diler.]
"Yoongi gitmek zorunda olmasam gerçekten bu şeye binmeyeceğimi biliyorsun. Ayrıca bir kez daha benimle bu konuda dalga geçecek olursan, gelecek ay Hoseok'un doğum gününde ona iç çamaşırı hediye etmeyi planladığını öterim."
Sesim stresli çıkmıştı. İşin aslı gergindim. Hava alanına girdiğimden beri üzerimde tarif edilemez bir gerginlik mevcuttu. Sadece yarım saat sonra uçakta olacaktım. Yoongi ise telefonda bana sataşmakla meşguldü.
"Tamam, susuyorum.Bu bir hastalık değil ama biliyorsun değil mi? Sadece uçak fetişin var ve o türbülans seni erekte ediyor o kadar."
Kahkahalarını duyduğumda gözlerimi devirmiş utançlar içinde elim alnımda bavulumu görevliye teslim etmiştim.
"Bu dostluğu sorgulamam gerekiyor. Kapatmalıyım."
Sonra da geçiş işlemleri için sıra beklemeye başlamıştım. Saati kaçırmamam iyiydi çünkü yetişmem gereken bir toplantı vardı. Fazlasıyla meşgul bir adamdım. Uçuşlara normalde katılmıyor, gerekmedikçe uçak kullanmıyordum.
En son uçuşumun üzerinden yedi ay geçmişti. Hayır, sandığınızın aksine uçaklardan korkmuyordum ya da bu bir fobi değildi. Benimki biraz farklı bir durumdu.
Uçaklar sikimi kaldırıyordu, o kadar.
Üstelik buna engel olamıyordum. Olmak için tedavi bile görmüştüm. Hipnoz denemiştim ama işe yaramamıştı. Çare olarak verilen uyku ilaçları uçuş sırasındaki problemi aşmamı sağlamıyordu. Bu rahatsızlık hissiyle uyanık kalmamı engellemeye çalışıyordu ama uzun uçuşlara çözüm bile değildi.
Yedi ay önce bir hostesi, lavaboya atmış onu becermiştim. Ayaklarım yerdeyken sorun yoktu. Aklı uçkurunda olan bir adam değildim ama kapılar kapanıp uçak havalandığında, her şey değişiyordu. Ben de değişiyordum. Bu yüzden elimdeki tek imkanı yeniden kullanarak üç uyku hapı almış derin bir uyku çekmeyi umarak uçağa geçişimi yapmıştım.
Sadece birkaç saatlik bir uykunun ardından dimdik ayaktaydım. Her iki anlamdada...
Uçağın kokpit bölümüne gitmeyi planlamamıştım. Her şey böyle başlamıştı. Kendimi bildiğimden beri uçaklara karşı fazla hassastım. Bu ilk uçuşum değildi. Her zamanki gibi tuvalette kendi işimi görmeye çalışacaktım. Geçen seferki uyku ilaçlarım gibi bu kez aldıklarım kafa yapmamıştı.
Henüz.
İşin aslı biraz fazla gergindim. Erekte olmakla ilgili bir problemim ya da cinsel hayatımla ilgili bir sorunum yoktu. Ben, bedenleri ruhlara göre seçen romantik adamlardandım.
Uçaklar hariç.
Ne olduğunu, ilk ne zaman başladığını bilmiyordum. Her şey ilk kez üniversite gezisiyle birlikte italyaya uçtuğumda başlamıştı. Fazla hassastım ve hala çok ergendim. Birinci sınıfın başındaydık. Şimdi neredeyse otuzuma gün sayarken bile bu erekte olma problemiyle cebelleşiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kokpit | 🛩
Fanfiction"Merhaba, bana sakso çekmiştin. Hatırladın mı?" [𝖪𝗈𝗄𝗉𝗂𝗍: Uçağın pilot kabinine verilen isim.]