25

32.2K 2.1K 269
                                    

Emre Bektaş

"Anasını satayım yemin ediyorum bayılıyorum karaya." diye bağırıp yere eğildim. Dudaklarımı değdirmiş gibi yapıp ayağa kalktığımda Caner kafama vurdu.

"Lan otobüsten indik otobüsten, uçaktan değil amına koyduğumun salağı." dediğinde omuz silktim. Aynı mantık, ikisinde de ayağımız karaya basmıyordu.

"Erva, Ceyda ile buluşacakmış."

Alperen'in sesiyle tüm dikkatim ona çevrildi.

"Nerede?" diye sordum heyecanla.

"Sahil kenarındaki kafelerden birinde ama önce kalacağımız yeri ayarlayalım sonra yanlarına gideriz." dediğinde elimde tuttuğum küçük boy valizi eline tutuşturdum. Canerle ikisinin omzuna ellerimi koyduktan sonra yavaşça vurdum.

"Koçlarım benim, size güveniyorum. Hadi eyvallah, ben size yenge yapmaya gidiyorum." dedikten sonra aralarından kaçıp hızlı hızlı yürümeye başladım. Arkamdan küfür etmelerini umursamıyordum ama Caner'in cümlesiyle adımlarım durdu.

"Lan amcık, kafeyi nasıl bulacaksın?"

Dudaklarımı büzüp bekledikten sonra sırıtarak arkamı döndüm.

"Kaçıncı çağda yaşıyorsun ak cahili, oyalama beni." dedikten sonra tekrar önüme döndüm. Servislerin oraya gittiğimde bizim otobüsün servisini bulmam zor olmadı.

"Lan." diyerek bağırdığımda elimle yüzüme vurdum.

"Üzülme, jeton hepimize yeni düştü."

Sırtıma vurulan elle aynı zamanda cümleyi duyduğumda elimi yüzümden çektim. Alperen sırıtarak bana bakıyordu. Valizimi bana verdikten sonra servise bindi.

"Resti erken çekmeseydin iyiydi."

Caner de lafını söyleyip servise bindiğinde homurdandım.

"Böyle işin amına koyayım."

***

Ceyda Akın

Heyecanla kafeden içeri girdiğimde Erva'yı en köşedeki masada otururken gördüm. Hızlı adımlarla yanına yaklaşırken sevinçle çığlık atmaya başlamıştım. Erva da beni görünce ayağa kalkıp hızla bana sarıldı. Etraftaki tuhaf bakışlar umrumda değildi, çok özlemiştim.

"Allah'ım nasıl özlemişim?" dediğinde geri çekilip dolan gözlerimle ona baktım.

"Allah çarpsın çok seviyorum ya." dediğimde dolan gözlerimi gördüğü için kafama vurdu.

"Ağlak Çil Torbası." derken sırıttı. Omuz silkip kollarımı etrafından çektim. Karşılıklı masaya yerleştiğimizde dirseklerimi masaya yaslayıp çenemi ellerime koydum. Dolan gözlerimle sırıtırken tuhaf bir görüntü oluşturuyor olabilirdim ama buna kafa yoracak halde değildim.

Limonata'm gelmişti.

"Gün geçtikçe daha da büyüyor. Of kendimi anne gibi hissediyorum." diyerek yerimden kalktım. Sarılmak istiyordum, bu yüzden yanındaki sandalyeye oturup iyice yaklaştım.

"Ya ağlayacağım bak." diyerek bana sarıldığında kollarımı boynuna doladım.

"Annem." diyip sağa sola sallandığımda işin bokunu iyice çıkarmıştım. Gülmemek için kendini zor tutarken Erva'nın kahkahasını duydum. Ben de gülmeye başladığımda birbirimizden ayrılmıştık.

"Of salaksın ama çok seviyorum." dediğinde öpücük attım. Yanımıza garson geldiğinde saçlarımı düzeltip ona döndüm. Denizden çıktığım için kururken kabarmışlardı.

"Ne alırdınız?"

"Milkshake."

İkimiz de aynı anda söylediğimizde siparişlerimizi alan kız gülümsedi. Biz de ona sırıttığımızda "Neli peki?" diye sordu.

Erva "Çikolatalı." derken ben "Çilekli." dedim. Dudak büzüp ona döndüğümde omuz silkti.

"Çilekli sevmiyorum biliyorsun." dedi. Beş yıldır her yaz beraberdik ve bu süre boyunca Erva'yı çilekli dondurmaya alıştıramaştım.

"Zevksiz." diye homurdanıp önüme döndüm. Kız yanımızdan ayrıldığında Erva sinsice sırıtmaya başladı.

"Emre ile nasıl gidiyor?"

"Asıl benim sana böyle yapmam lazım." deyip konuyu dağıttım.

"Kızım biz yedinci ayımızdayız salak mısın?" dediğinde dudak büzdüm.

"O kadar olmuş mu ya? Vay be, yedi aylık sevgilin var ha. Bebek gibi." derken gülmeye başladım. Bir an Alperen'in küçük bir bebek olduğunu düşünmüştüm.

"Kahretsin, Alperen'in kocaman kafasını küçücük bebekte hayal ettim. Bu görüntü nasıl gidecek zihnimden?" diyerek yükseldiğinde kahkaha attım. Aynı şeyi düşünmüştük.

Milkshakelerimiz geldiğinde kendimi durdurup boğazımı temizledim. Önümdeki bardağa tutup pipetini dudaklarıma koydum. Soğuk milkshakei içerken bakışlarımı kafede gezdirmeye başladım.

Açılan kapıdan içeri giren bedenle içtiğim milkshake boğazıma kaçtı. Öksürük krizine girdiğimde Erva'nin elini sırtımda hissettim. Diğer eliyle su şişesini bana uzattığında alıp içtim.

"İyi misin?" dediğinde kafamla onayladım. Bakışlarımı tekrar ona çevirdiğimde sırıtarak bana baktığını gördüm. İyice oturduğumuz masaya yaklaştığında heyecandan hızlanan kalbim tuhaf hislerin bedenimi sarmasına neden oldu.

"Selam, Çilli."

Allah belanı vermesin, düşüp bayılacağım şimdi.

Çilli | textingDonde viven las historias. Descúbrelo ahora